Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2421.94
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Haziran 2023

CHP'de sular durulmuyor

Türkiye, önemli ve kritik seçimi geride bıraktı. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından iktidar güçlü bir Kabine ile “durmak yok yola devam” dedi.

Muhalefet partilerinde ise, homurdanmalar ve küçük başkaldırılar başladı.

Seçimlerden önce herkesin o sesli sorduğu soru “Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı geçemezse, Kılıçdaroğlu istifa eder mi?“ sorusuna standart cevap; buradayım görevimdeyim oldu.

Seçim sürecinde, altı ok anlayışına başka oklar yerleştirerek yaptıkları strateji, seçimi kazanmaya yeterli olmadı. Öncelikle Muhafazakarlık, Milliyetçilik ve Kürt seçmen oyları CHP ve Kılıçdaroğlu'nu konsolide etmesi beklenen strateji sınıfta kaldı.

Seçimlerin ardından, başta CHP olmak üzere muhalif mahfillerde gelişen “sonuç aslında o kadar da kötü değil, ya da bu memleketten bir şey olmaz veya yüzde 48 de fena değil aslında” vb teselli muhabbetleriyle avunmayı yeterli bulan cenah, yeni bir seçime kadar bununla yetinecek ya da silkelenip yeni sayfalar açacak.

Yenilginin sebepleri tartışılırken, tabandan ve partinin "derin kimlikleri" sayılan kişilerin CHP’nin acil fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini söyleyerek kulis çalışmalarına başladılar.

CHP'de yaşanan sıcak gelişmeler siyaset gündeminin manşeti olarak yerini koruyor. Partinin MYK'sında yapılan değişiklikler ve yeteri kadar olamayan değişiklikler, bugüne kadar “baba- oğul”olan İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun arasını açmışa benziyor. İkili arasındaki görüşmelerin ardından kurultay kararı alındı. Diğer yandan ise değişim mesajı veren Ekrem İmamoğlu'nun da kurultayda Kılıçdaroğlu'nun karşısında aday olabileceği konuşuluyor.

Şöyle veya böyle, CHP içinde bir hesaplaşma yaşanacak. Bu hesaplaşmanın bir demokrasi ve özgürlük yarışı olarak gerçekleşmesi, ülkemizin geleceği bakımından gerekli. Helalleşme, “CHP fabrika ayarlarına dönmelidir” diyen statükocu anlayışa karşı bir zihniyet değişimini ifade ediyor. Umarız fabrika ayarlarına değil, Türkiye gerçeği ile bütünleşen bir yola dönülür.

CHP’de kazanlar kaynıyor. CHP içindeki muhalif gruplar, Kılıçdaroğlu’nun istifasını istiyor. İçlerinde Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyasetini benimsemeyen de var, partide daha genel anlamıyla bir değişim isteyen de. Geniş cepheciliğe karşı çıkanların bir kısmı, önce Muharrem İnce ile birlikte gitti. Onların tepkisi bir ölçüde 14-28 Mayıs seçimlerinde sandığa yansıdı. Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” diye özetlenebilecek siyasi çizgisine tepki gösterenlerin son suçlaması şu: “Kılıçdaroğlu bizim sırtımızdan şeriatçıları, tarikatçıları Meclis’e taşıdı”...

"Kol kırılır yen içinde kalır" sözünü tutmayanların başını çeken Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan oldu. Israrla Kılıçdaroğlu'nu istifaya çağırdı arkasını da Ekrem İmamoğlu getirdi.

"Değişim; kurul, heyet değişimiyle olmaz... Toplumun istediği değişime kulağını kapatarak olmaz" diyerek, CHP yönetimine uyarı yaptı, tabanda dalgalanma yarattı, gündemi iyice sarstı...

"Yenilginin faturasını genel başkan ödemelidir" diyenler partinin kurultayda kurtarılması çağrısı yaptılar...

Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında bir liderlik yarışının başlayacağı sinyali verilmeye başlandı. CHP'li diğer büyükşehir belediye başkanlarının tavrı ve duruşu da ayrı merak konusu.

Ankara'da Mansur Yavaş'ın İmamoğlu'nu destekleyeceği Adana, Mersin başkanların da İmamoğlu'na yakın olduğu söyleniyor. İzmir Tuncer Soley’in rüzgâra göre hareket edeceği düşünülüyor. Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen'in Kılıçdaroğlu'ndan yana tavır alacağı ifade ediliyor. Aydın ve Muğla'nın ortada olduğu söyleniyor.

Peki; tüm bu tepkiler MYK'yı değiştirerek tabanın gazını almaya çalışan Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu sarsar mı?

CHP içinde adeta dernekleşen delege yapısı değişmediği sürece, Kılıçdaroğlu'nu ilk kurultayda koltuğunu sarsmak pek olası görünmüyor...

CHP'de gidişatın sonu ne olur derseniz; işte 14 Mayıs'taki hezimet 2024'ün Mart'ında yapılacak yerel seçimlerde de tekrarlanırsa, parti birçok belediyeyi kaybeder ve CHP baraj altına doğru sürüklenir.

Türkiye’nin muhalefet sorunun çözülmesi demokrasi için elzemdir.