CHP'de kadının adı yok!
En güzel öğretici, insanın tecrübeleri olmuştur. Öyle tumturaklı ifadeler, sloganik cümleler, yaprakları alkışlatan kelimeler bulmakla gerçek ortaya çıkmıyor! Sabah akşam nutuk çekercesine yapılan konuşmalar, Twitter’in konforlu özgürlük alanında mentionlar sallamakla hakiki kimlik deşifre edilmiyor!
Kimlerden, neden bahsettiğimi elbette anladınız! Düne kadar kadın hakları, kadın
özgürlüğü, kadına yönelik ayrımcılık, taciz ve istismar diyerek en yüksek sesle
bağıranların esasında bunu da bir politik malzeme olarak kullandıklarını
gördük!
Sözde kadın hakları savunucuları koca koca insancıkların
nasıl da suspus oldukları izledik! Kadınından erkeğine, pasif üyesinden radikal yöneticisine aslında hepsinin
tek noktadan işaretle hareket ettiğini gördük. Her fırsatta büyük bir vecd ile
demokrasiden bahsedenlerin diktatörlük sistemi kurduklarını hayretle izledik!
İşin enteresan yanlarından biri de bir partiyi, genel
başkanın değil il başkanının yönetiyor
olmasıydı. Merkezi diktatörlüğü anlayabiliriz de il başkanlığı diktatörlüğü
yeni bir sistem anlaşılan!
Parti içerisinde demokrasi olmadığı artık gizlenemediği gibi
her yerden despotizm, bağnazlık, yancılık fışkırdığı bu kez saklanamadı! Algı yönetimi üzerinden yol alan zevat, bu
kez hakikatin perdelenemez yüzüyle çarpıştı! Belki de ilk kez bu kadar hakiki,
gerçek yönleriyle göründüler!
Bu zihniyetin, kadın hakları denilen adalet arayışını dahi
sadece kendileri gibi düşünen,
yaşayan kadınlara layık gördüklerini, başörtülü kadınlar başta olmak üzere
öteki kabul edilen kadınların kendilerine çizilen alt sosyo-ekonomik sınırlar
içerisinde var olmalarını murat ettiklerini zaten biliyoruz!
***
Bilmediğimiz, bunların sadece ötekileştirdiği kadınlar için değil kendi
içlerindeki sosyo-ekonomik farklılıklar gösteren kadınlara da ayrımcılık
yaptığıydı! Yeni öğrendiğimiz, bunların tacizci, sapık ve sapkın kendilerinden
olunca istismarı görmezden geldikleri, yok saydıkları olmuştu!
Birinci, ikinci vukuat da değil öyle! Bu diktatörlük idaresine rağmen artık
üstü kapanamayan/kapatılamayan kaçıncı taciz, susturulamayan kaçıncı kadın? Bu
kadar gözler önüne serilmesine rağmen bunca kararlı yok sayma girişimine
karşılık insan hayretle soruyor; ne kadar susturulan kadın, üstü kapatılan
dosyalar var?
Partililerin bu çirkinlikleri konuşmasına izin verilmediği
gibi kınayan sempatizanlarını dahi ihanetle suçlanıp linç etmeleri de nasıl bir zihniyete
sahip olduklarını göstermekte! Yetmezmiş gibi ekran başlarında taciz mağduru
kadını bayağılaştıran, değersizleştiren ifadelerle tacizcinin gönüllü
avukatlığına soyunan yandaşlarını alkışlamaları da sözün anlamını yitirdiği
noktadır!
CHP, diktatörlük ile yönetildiğini, kadın hakları iddiasının
yalan, insan hak ve onurunun hikâye
olduğunu, tacizcinin siyasi kimliğine göre tutum takındığını aleni bir şekilde
göstermiştir. CHP ve yandaşları artık kadın hakları, taciz ve tecavüz, kadına
yönelik şiddet konularında sonsuz kadar susarak belki onurunu kurtarabilir;
belki!
Twitter.com/sabihadogann