Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Aralık 2020

CHP'de kadının adı yok!

En güzel öğretici, insanın tecrübeleri olmuştur. Öyle tumturaklı ifadeler, sloganik cümleler, yaprakları alkışlatan kelimeler bulmakla gerçek ortaya çıkmıyor! Sabah akşam nutuk çekercesine yapılan konuşmalar, Twitter’in konforlu özgürlük alanında mentionlar sallamakla hakiki kimlik deşifre edilmiyor!

Kimlerden, neden bahsettiğimi elbette anladınız! Düne kadar kadın hakları, kadın özgürlüğü, kadına yönelik ayrımcılık, taciz ve istismar diyerek en yüksek sesle bağıranların esasında bunu da bir politik malzeme olarak kullandıklarını gördük!

Sözde kadın hakları savunucuları koca koca insancıkların nasıl da suspus oldukları izledik! Kadınından erkeğine, pasif üyesinden radikal yöneticisine aslında hepsinin tek noktadan işaretle hareket ettiğini gördük. Her fırsatta büyük bir vecd ile demokrasiden bahsedenlerin diktatörlük sistemi kurduklarını hayretle izledik!

İşin enteresan yanlarından biri de bir partiyi, genel başkanın değil il başkanının yönetiyor olmasıydı. Merkezi diktatörlüğü anlayabiliriz de il başkanlığı diktatörlüğü yeni bir sistem anlaşılan!

Parti içerisinde demokrasi olmadığı artık gizlenemediği gibi her yerden despotizm, bağnazlık, yancılık fışkırdığı bu kez saklanamadı! Algı yönetimi üzerinden yol alan zevat, bu kez hakikatin perdelenemez yüzüyle çarpıştı! Belki de ilk kez bu kadar hakiki, gerçek yönleriyle göründüler!

Bu zihniyetin, kadın hakları denilen adalet arayışını dahi sadece kendileri gibi düşünen, yaşayan kadınlara layık gördüklerini, başörtülü kadınlar başta olmak üzere öteki kabul edilen kadınların kendilerine çizilen alt sosyo-ekonomik sınırlar içerisinde var olmalarını murat ettiklerini zaten biliyoruz!

***

Bilmediğimiz, bunların sadece ötekileştirdiği kadınlar için değil kendi içlerindeki sosyo-ekonomik farklılıklar gösteren kadınlara da ayrımcılık yaptığıydı! Yeni öğrendiğimiz, bunların tacizci, sapık ve sapkın kendilerinden olunca istismarı görmezden geldikleri, yok saydıkları olmuştu!

Birinci, ikinci vukuat da değil öyle! Bu diktatörlük idaresine rağmen artık üstü kapanamayan/kapatılamayan kaçıncı taciz, susturulamayan kaçıncı kadın? Bu kadar gözler önüne serilmesine rağmen bunca kararlı yok sayma girişimine karşılık insan hayretle soruyor; ne kadar susturulan kadın, üstü kapatılan dosyalar var?

Partililerin bu çirkinlikleri konuşmasına izin verilmediği gibi kınayan sempatizanlarını dahi ihanetle suçlanıp linç etmeleri de nasıl bir zihniyete sahip olduklarını göstermekte! Yetmezmiş gibi ekran başlarında taciz mağduru kadını bayağılaştıran, değersizleştiren ifadelerle tacizcinin gönüllü avukatlığına soyunan yandaşlarını alkışlamaları da sözün anlamını yitirdiği noktadır!

CHP, diktatörlük ile yönetildiğini, kadın hakları iddiasının yalan, insan hak ve onurunun hikâye olduğunu, tacizcinin siyasi kimliğine göre tutum takındığını aleni bir şekilde göstermiştir. CHP ve yandaşları artık kadın hakları, taciz ve tecavüz, kadına yönelik şiddet konularında sonsuz kadar susarak belki onurunu kurtarabilir; belki!

Twitter.com/sabihadogann