CHP'de değişen hiçbir şey yok
CHP, yüklendiği rol ve misyon itibariyle objektif bir
şekilde araştırılması gereken bir vakadır.
Şu gerçek ki, bu topraklarda CHP zulmünden pay almayan
neredeyse yok gibidir desek hiç abartmış olmayız. Çünkü CHP’nin genetiğinde
komitacılık, dini ve milli değerlere karşı olmak var.
Ben ninemdem, CHP’nin rol aldığı İskilipli Atıf Hoca’nın
idamını hayretler içinde kalarak dinledim. Rahmetli babamdan, CHP’nin 27 Mayıs
darbesindeki rolünü, Türkçe ezan zulmünde yaşananları ve Menderes’in dramatik
idamında ne dolaplar çevirdiğini öğrendim. Anlatırken bile acı ve korku
duyduklarına bizzat şahit oldum.
CHP, bu topraklarda tarihin en büyük acı ve krizlerine sebep
olmuş, pek çok üzücü ve dramatik olayın bizzat ya içinde bulunmuş ya da dolaylı
rol almıştır.
Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’de birazcık demokrasi rüzgarı
esecek gibi oldu ancak boş laftan öteye gidilemedi. Esasında, kim gelirse
gelsin CHP bir türlü değişmiyor.
Bütün kötü siciline rağmen CHP kendi geçmişi ile
yüzleşebilme cüreti gösterebilmelidir diye düşünüyorum. Eğer millet nezdinde
aklanmak istiyorsa bunu mutlaka yapmalı ve bugüne kadar yaptıklarından
pişmanlık duyduğunu itiraf etmelidir. Aksi halde siyasette bir arpa boyu yol alamayacağı
gibi ‘CHP, Batı’nın içimizdeki Truva atıdır’ suçlamasından da kurtulaması
mümkün olmayacaktır.
Tekrar ifade edelim, CHP darbelerdeki, yasaklar, idamlar ve
kanlı sağ sol olaylarının yaşandığı dönemlerde aldığı rollerle yüzleşmeli ve
pişmanlık duyduğunu açıkça ifade etmelidir.
CHP’nin günah sicilindeki din, dil, mezhep ve meşrep
farklılıkların çatışmaya dönüştüğü yıllardaki payı ve 12 Eylül darbesinde
oynadığı rol için milletimizden özür dilemelidir. Aksi halde tarihin en büyük
seçim yenilgilerini almaya devam edecektir. İsterlerse her kongrede bir lider
değiştirmiş olsunlar sonuç yine değişmeyecektir.
CHP’nin her dönem tekrarladığı kötü sicilini özetleme devam
edelim..
Kılıçdaroğlu CHP’si, FETÖ dahil bölücüleri meşrulaştırmaya
çalıştı ve birbirlerini sahiplendiler. PKK elebaşlarının seçim konuşmalarını
hatırlayın. Adeta CHP’nin seçim ekibi ve örgütü gibi çalıştılar.
Türkiye’nin milli savunma sanayii ve yatırımlarına, köprü ve
barajlarına, hastahanelerine, İHA ve SİHA’larına karşı çıkmak Türkiye
düşmanlarının işidir. CHP’nin onlarla aynı yolda yürümesi sizce akıl karı
mıdır?
Gelelim, CHP’li belediyelerin icraatlarına..
Medyadan, rüşvet, yolsuzluk, iltimas ve adam kayırmadan
başka bir şey yapmadıklarını bol bol okuduk ve izledik.
CHP’li birçok ismin cinsel saldırı suçlarına karıştığı,
dahası bu suçu işledikleri mahkeme kararlarıyla tescillenmiş oldu.
Seçim yenilgilerine rağmen CHP’nin ötekileştiren ve
ayrıştıran dili hiç durmadı. Üstenci tavrında hiçbir değişme olmadı, dini ve
milli değerlere saldırıları hiç hız kesmedi. Bu huylarından bir türlü
vazgeçemiyorlar. Açıkçası, CHP’nin kendini esir ettiği bir zihinsel ve değerler
çıkmazı var. Oradan çıkmadıkları sürece iktidar olmaları asla mümkün değildir.
Son kongrede de görüldü ki, başkan değişse de, CHP’de
değişen hiçbir şey yoktur. İlle de
CHP’ye başkan olmak için teröristlere, Demirtaş ve Kavala’ya selam durmak mı
gerekiyor?
Aslında her iki başkan da, teröristlere selam çakmakla PKK
ve FETÖ’ye mesaj gönderdiler. ABD, İsrail ve Batı’ya biz sizin emrinizdeyiz
dediler. Yeni başkan Özgür Özel’in, Hamas’ı ‘teröristlikle’ suçlaması sizce bir
tesadüf olabilir mi, değil. Özel’in çocuk katili İsrail’e yönelik sempatik
ifadeleri, sen öldürmeye devam et anlamına gelmiyor mu, öyledir.
CHP’nin hala tek parti zihniyetini sürdürüyor olması ve hala
diktatörlük refleksi göstermesi şaşırtıcı değil mi diye sorduğunuzu duyar
gibiyim. Bence hiç şaşırtıcı değil, çünkü..
Zihniyet genetiktir, kolay kolay değişmez. Elbise değişiyor
ancak elbisenin içindeki adam aynı kalıyor.