CHP ve PKK bölünür mü?
Türkiye değişiyor, Türkiye dönüşüyor. Bu değişimi okuyamayanlar, arkada ABD, AB, NATO veya başka başka uluslararası güçlerin izlerini arıyor. Halbuki göremedikleri şu: Değişimin en büyük dinamiği halkın bizzat kendisi! Toplumlar, siyasetçilerin önünden gider. Değişim taleplerinin iyi okuyan siyaset, o doğrultuda politika ürettikçe iktidarda kalır.
Sürekli muhalefette kalanlar ise belli bir süre sonra birbirileri ile uğraşmaya başlayarak bölünürler.
CHP, halkın dindarını ve Kürdünü kendine eşit olarak göremedikçe, PKK da kendi tabanının kandan bıktığını ve çok yürekten "barış" istediğini anlayamadıkça tek parça olarak kalamayacaktır.
Son günlerde bir çok ağızdan CHP'nin en geç seçim sonrası bölünme yaşayacağı söyleniyor. Barış sürecini doğru okuyamayıp şiddette karar kılacak bir PKK'nın da kendi içinde çatırdayacağı tahmin ediliyor.
***
Hükümeti eleştireceğim diye Yeni Türkiye'nin yaşadığı büyük sosyolojik değişimi okuyamayanların "AK Parti düşmanlığı" sığlığından çıkamaması, kendileri açısından büyük tehlike! Çünkü bu işin arkasında halk var! Tarım toplumundan şehir toplumuna dönüşen Türkiye sosyolojisi, para kazandıkça, yeni ülkeler gördükçe, üniversite okudukça, değişim ve özgürlük talebinde bulunuyor.
***
Siyasal partiler, kafalarındaki model için milleti arkalarından koşacak koyun gibi görmeye devam ettikçe marjinal kalmaya mahkumdur. Bunu ısrarla sürdüren sağ'dan, sol'dan, orta'dan, kenar'dan sürüyle partinin bugün siyasal kadavraya, ihtiyar heyetine, emekli memur vakıflarına dönüşmesi bundandır. Kendilerini halktan akıllı ve üstte görmelerinden...
***
Bugün Türkiye'de her şeye rağmen eylem ve söylemleri ile kamuoyu belirleme gücü bulunan iki oluşum var. Biri meşru siyasal parti CHP, diğeri illegal militer örgüt PKK.
İkisi de "eski Türkiye"ye ait iki oluşum. Birbirilerinin tez ve antiteziler. CHP, eski Türkiye'nin kurucu gücü olduğunu söyleyerek siyasal meşruiyetini sürdürme k ve temsil ettiği dar kitlenin taleplerini blok olarak bünyesinde tutma telaşında.
***
CHP, içselleştirdiği faşist ve ırkçı zihinselliği, bazen istem dışı olarak dışa vuruyor. İkisi de aziz iki Müslüman topluluğun yani Türklerin ve Kürtlerin birbiriyle "eşit olamayacaklarını" iddia eden CHP'li vekil, sadece bir sembol. O bir zihniyetin sözcüsü. Demokrasi, özgürlük ve eşitlik gibi talepleri olmayan, başörtülüyü de Kürdü de "öteki" gören, "ulusçu beyaz azınlık" CHP'sinin temsilcisi. CHP'li vekilin, eşitliği reddeden ırkçılığı içselleştirmesi, hatta teorik ve kavramsal izahlarla bu sözlerinin arkasında durması daha da vahim. Bu içselleştirilmiş faşist 'tez', bir antitez olarak PKK'yı üretmiş ve üreme sürekliliğine de yardım etmiş bir 'tez'dir.
***
PKK ise militer şiddeti sürdürerek kazanımlar elde ettiğini düşünüyor. PKK, geçmişte devletin halkına reva gördüğü jakoben, tepeden inmeci ve halka yabancılaşmış karakterine bürünmüştür bugün. Kürtlerin "Artık yeter!" (Edi bese!) dediğini, "barış" deyince cidden barıştan bahsettiğini okuyamıyor. Kürtlerin dağ başlarından evlatlarının parça parça olmuş bedenlerini toplamaktan bıktığını anlayamıyor.
***
Toplumun ana damarının (Müslümanlık), genel değişim taleplerini CHP gibi, PKK da okuyamıyor. Barış milletin istediğidir ve siyasetin önünde gitmektedir. Onu okuyarak barışa yönelik politika üretenler yine kazançlı çıkacak. Bunu görmek o kadar zor mu?
***
'Eski Türkiye'nin yaktığı köyleri, cezaevlerinde yaptığı işkenceleri, kendisine yedirdiği dışkıları, faili meçhul cinayetlerini iyi bilen Kürtler, bugün ret, inkar ve imha politikalarının değiştiğini, devletin barış eli uzattığını görüyor. Kürt sorununun çıkmasında, iki Müslüman aziz topluluğun da hiçbir dahli yoktur. Sorun, devletin ve ırkçı iradenin sorunudur. Zaten sorunu milletin kendisi çıkarmadığı için hiçbir zaman terör toplumsallaşamamıştır.
***
Dolayısıyla iktidarın cesurca, 'Eski Türkiye'den kurtulma iradesi göstermesi ve Yeni Türkiye'yi bu soruna mahku00fbm etmek istememesine herkes destek olmalı.
"Yeni Türkiye" gerçeğini ve değişimi okuyan gayrı ulusalcıların partiden ayrılacağını ve "kurucu iradeyim" diyen CHP'nin bu kafayla gittikçe partisindeki çatlamayı durduramayacağını düşünüyorum.
Aynı şekilde otuz yıldır gönüllü veya gönülsüz PKK ile girdiği bedel ortaklığından, yorulan ve bıkan Kürtlerin bu samimi "barış" talebini okuyamaz ise PKK da bölünecektir.