CHP ve mutlak sıfır…
Çekirdekten meyveye, buhardan buluta, zerreden insanlığa kısaca; bütün varlık âleminde tekâmül vardır; hedefleri ileriye ve gelişime yöneliktir... Tohum ya neşvünema bulur, ya da çürümekle yolculuğuna son noktayı koyar. Hatta taş bile göksüne vura vura toprak olurda ya CHP? CHP’nin gerçek manada ilerici hiçbir hedefi yoktur, başından beri yönü ters ama dili gürültücü ve ilericidir. Özgürlük, medeniyet, insan hakları hatta laiklik söylemi bile ağzında sadece söz kalabalığından ibarettir. Yıllarca din ve devlet işleri ayrı ve laiklik diyerek, devletin eli ile anlı secde görenin ve sırf Allah rızası için kapananın tepesine tepesine indirdiler en ilerici şekilde(!) Dil ilerici, eylem cahiliye dönemi!
CHP milletin değerlerinden uzak başladığı eksi yolculuğunda, HDP ile birlikte hareket etmekle mutlak sıfıra ulaştı artık zerreleri de çalışmıyor. CHP şimdi –273.15 °C olan mutlak sıfırı yaşamakta. Atomları ve anlayışı kepenkleri kapamış durumda. Ülke gelişiyor, vatandaş gelişiyor, her şey de hayat var, tekâmül var ama CHP ise bitik. Mutlak sıfırla ne bu milletin gönlünde yer edilir, nede millete hayırlı hizmetlerde bulunulur. Mutlak soğukla milletten kopuk, değerlerden kopuk olanların hedefinde ülkeye hizmet zihniyeti olmayacak, sade ve sadece şer odaklarının arzularına göre hareket eden politikalar ile elbette sevdası millet ve ülke olanların önüne bariyer koymak, hatta mümkünse yok etmek olacaktır.
CHP’nin mutlak soğuktan, sıfırdan millete hizmet aşkı ile hararetlenmesi, bu vatanın değerleri ile ısınması, kutsallarımız ile atomlarının hareket kazanması mümkün gözükmüyor. Hedef çürümek ve yok olmak olduğu için hayat bulamıyor. Yola bu niyetle çıkıldığından zaten başlangıçta düşüşe meyilli. Kemalizm savunucusu birilerinin yanında dini ve milli değerlere hakaret edildiğinde özgürlük savunucusu kesilip, asla ses çıkarmazlar ama sadece maske olarak kullandıkları Atatürk için küçük bir eleştiri olduğunda özgürlük falan tanımaz aslan kesilirler... Bu ve benzeri politikalar yüzünden sıcaklığa, artıya geçemedikleri gibi Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti yıkmaya çalışanlarla yol almaya çalışmak nasıl vatan aşkıdır bilinmez. "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" diyenlerin kendilerine "İt sürüleri" diye hakaret eden Sırrı Sakık’ın partisi HDP ile ittifak yapmak, asker ve polis kısaca devlet düşmanları ile yan yana gelmek sadece Erdoğan düşmanlığından ibarettir. Bu ise asıl düşmanlığı gizlemektir!
Erdoğan düşmanlığımı hakikat düşmanlığımı?
CHP ve malum çevrelerinin Erdoğan düşmanlığının hakikat giyinmiş hali; inançlı insanların yasakları, baskıları aşarak özgürce Kur’an’ın emirlerini yerine getirme hürriyeti kazanmasıdır. Bugün Erdoğan’a düşman olurlar yarın millete hizmet edecek imanlı başka birine düşman olurlar, değişen bir şey olmaz. Bu ülkeyi ilerilere sıçratan ve İslam’ı hayat tarzı haline getirenlere dolaylı olarak; hırsız, hain, adaletsiz, diktatör vs. diyerek didiklemeye başlarlar… Arada Mine Kırıkkanat, Sera Kadıgil gibi harbi İslam düşmanları çıkar sizi geçmişte olduğu gibi yine bir gün baskı ve zulüm altına alacağız, ya da ağzıma ağzıma okunan ezanlar için cami basıp imamımı keseyim, kapıda oynayan çocuklara kızgın yağ mı dökeyim vs. taşıdıkları asıl hakikatleri nefretle kusarlar… Bu insanların ve başta CHP’nin Müslüman düşmanlığını Atatürk söylemi arkasına saklamaları, zorda kaldıklarında silah olarak kullanmaları da ayrı ve üzerinde uzunca düşünülmesi gereken mevzudur. 16 yıllık Ak Parti iktidarları döneminde hala birilerinin bu memlekette dine saldırması aslında ne kadar özgür olduklarını da gösterir.