CHP nasıl milli güvenlik meselesi oldu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün 3 yılı aşkın süredir Batı’da söylediklerini CHP Grup Toplantısı’nda tekrarlayarak yabancı yatırımcıya, “Türkiye’ye yatırım için gelmeyin, can ve mal güvenliğiniz yoktur” çağrısında bulunması, yaz mevsimi başlar yabancı turistlere, “Aman gelmeyin Türkiye’de can güvenliğiniz yoktur” demesi iktidara muhalefet etmek değil, ülkeye kastetmek demektir.
TBMM çatısı altındaki CHP’lilere bakın FETÖ’yü destekler, Şebbihalara destek olur, PKK’ya, YPG’ye destek olur, DHKP-C’ye, MLKP’ye destek olur, Savcıları, polisleri şehid eden katillere destek olur, velhasıl-i kelam Türkiye düşmanı ne kadar örgüt varsa CHP’liler onlara destek oluyor, ama aynı CHP milletvekilleri, Türkiye için canını veren Suriye Milli Ordusu için ise “Teröristler” diyor.
20. yüzyılın
başında Türkiye’yi işgal eden Fransa binlerce mil öteden Doğu Akdeniz’e geliyor
ve“Türkiye Doğu
Akdeniz’den uzak dursun” diyor.
Akdeniz ile
arasında 2 ülke olan Şii şerait devleti İran,
Doğu Akdeniz ile
arasında 4 ülke bulunan Şeyhlik-Emirlik BAE,
Doğu Akdeniz ile
arasında 4 ülke bulunan Selefi şeriatçi! ABD kölesi Suudi Arabistan Krallığı,
Yunanistan ve
Kıbrıs Rumları,
Siyonist İsrail,
hep beraber: “Türkiye Doğu
Akdeniz’den uzak dursun” diyor.
Peki,
Cumhuriyet Halk
Partisi ne diyor?
“Doğu Akdeniz’de ne işimiz var? Türkiye Doğu Akdeniz’den uzak dursun” diyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Mayıs 2015’te örgütün medya tetikçisi Ekrem Dumanlı ve gazete yöneticileriyle toplantı yaptı. MİT TIR’ları ihanetinin görüntüleri bu toplantıda kendisine verildikten hemen sonra 20 Mayıs 2015 günü mikrofonlara, “CHP iktidarında MİT TIR’ları öyle gidip gelmeyecek. Silah taşımayacaklar. Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var. Ben de seyrettim” diye bağırıyordu.
Emperyalist güçler Türkiye’yi
Ortadoğu, Kafkasya, Akdeniz gibi stratejik önemi çok yüksek olan bölgeden uzak
tutmak için her türlü dalavereye başvurmaktan kaçınmazken, başta CHP Genel
Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz olmak üzere diğer CHP’lilerin Türkiye’yi “savaş
suçlusu!” gibi gösterme çabalarını ne ile izah edeceğiz?
Üstelik FETÖ’nün taktik ve
iftiraları ile…
Ünal Çeviköz eski bir büyükelçi, Türkiye
‘CİHATÇI GRUPLARI’ (Ermenilere karşı Azerbaycan saflarında savaştırmak için)
bölgeye aktardı, türü beyanatların ne olduğunu, neye mal olacağını, nelere
yol açacağını en iyi bilen biri.
Çeviköz neden hiçbir belge olmadan devletini böyle bir bühtanla mahkûm etmek istedi?
Yukarıda okuduğunuz pasajlarda
gördüğünüz gibi, son bir yılda (ilki Ekim 2019’a ait) CHP’nin bu ülke için
nasıl bir tehdit oluşturmaya başladığını yazmaya çalışmışım. Bunu taşrada
yaşayan biri olarak adım adım görüyordum ve bu konunun ihmal edilmeyecek
ehemmiyette olduğunu kayda geçiriyordum.
Bakınız,
Son Cumhurbaşkanlığı Kabinesi
toplantısının ardından yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan:
“CHP'lilerin sık sık yaptığı, son olarak bir milletvekilinin pervasızca tekrarladığı TSK'yı hedef alan bühtan, ‘Bu zihniyetin başlı başına bir milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte olduğunun işaretidir…’ diyerek bizim CHP’nin gidişatına dair söylediklerimizi haklı çıkarıyor.
Türkiye'nin ekonomik hedeflerinde
de PKK-FETÖ gibi terör örgütleri ile aynı safta yer alan CHP, devlet için
tehdit olmaya başladığına dair tezimizi haklı çıkarıyor:
“Bunların sancısı ülkemize yapılan yatırımın nereden geldiği değil, Türk ordusunun özellikle son 5 yıldır ne yaptığıdır. FETÖ'den PKK, YPG'ye kadar birliğimize ve beraberliğimize saldıran terör örgütlerinin borazanlığını yapanlar, ülkemizin siyasi ve ekonomik güvenliğinin sınırlarını genişletme gayretlerini engellemeye çalışıyor.”
En son CHP Mersin Milletvekili, 7
düvele karşı mücadele veren Mehmetçik için “Satılmış Ordu” diyerek
nefretini kustu. Daha vahim olan Kılıçdaroğlu ve CHP Sözcüleri bu alçaklığa
destek mahiyetinde açıklamalarda bulundular.
Ordu darbe yapan değil, vatanını
koruyan ordu olunca CHP’li yöneticiler adeta zıvanadan çıktılar.
CHP bunu bile bile yapıyor. CHP
ne yaptığını, niçin yaptığını gayet iyi biliyor. Yaptıkları ile millete ve
devlete nasıl bir zarar verdiklerini gayet iyi biliyorlar…
O halde mesele ne?
CHP neden böyle yapıyor?
1923’ten itibaren CHP’yi yazmak
lazım.
Bekleyin…