CHP mi yoksa korona virüsü mü?
Bir meslektaşım soysuz medyada dolaşan bir haber verdi. Adı
Barış olan bir adamın twitter ile paylaştığı asparagas bir haberle ilgili
sorusu üzerine kim bu diyerek küçük bir araştırma yapmam yetti hatta arttı
bile.
Bu adam dünyayı kasıp kavuran korona virüs ile ilgili
ülkemizin en yetkili organından üst üste açıklamaları hiçe sayarak kendi
bildiği ezberini nakarat yapan eski bir CHP milletvekili. Habere kaynak eden ise
trajı olmayan malum bir gazete.
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ülkemizde şu ana kadar korona
virüs tanısı konmuş şüpheli vakaların hepsinin laboratuvar incelemelerinde
sonucun negatif olduğunu açıklamasına rağmen bu adam İstanbul da Çinli bir kız
çocuk üzerinden algı ticareti yapıyor. Utanma sıkılma araştırma yok. Böyle bir
ticaret en hafifinden adilik ve alçaklık.
İnsan kendi memleketine bu kadar düşman nasıl olur.?
Tayyip düşmanlığı bu adamların iliklerine işlemiş.
Bu tür adamlar bazen öyle bayağılaşıyorlar ki, bunlar insan
mı diyesim geliyor.
Değerli okurlar soysuz medya zaten iyice çıldırmış. Hiç
kimse aklıselim ile yazıp çizmiyor.
İşkembeden atışın serbest olması ve yapanın yanına kâr
kalmaya devam etmesi hayra alamet gibi görünmüyor.
Değerli dostlar CHP zihniyeti ile ilgili yazılacak çizilecek
o kadar çok şey var ki, doğrusu hangi birinden başlamalıyım diye düşünüyorum.
Bunların ağababalarının ülkemizi kırklı ellili yıllarda
nerelere savurduğunu vatanını milletini seven aklıselim herkes bilir. Camilerin
ahır yapılması, mazlum insanların sırf
şapka takmadı diye idam edildikten sonra yargılamasını yapan istiklal(!)
mahkemeleri bunların eseri.
Yolsuzluk bunlarda.
Din düşmanlığı bunlarda.
Halka tepeden bakan halkçılık da bunlarda.
İstemezukçu mızmızcılıkta bunların genetik kodlarına
işlenmiş.
Keçisi çalınan hocayı keçi hırsızı yapanda bu zihniyet.
Allah birdir sözü dışında hiç bir sözlerine inanmamak
gerekiyor.
Gelelim meselenin ciddiyetine. Virüs salgını her geçen gün
yeni ölümler ile tüm dünyada önemsenip tedbir üstüne tedbirler alınıyor. Algı
operatörleri tam mesai çalışarak işi çığırından çıkarmaya çalışadursun
aklıselimin galip gelmesini beklemekten başka bir çıkış yolu gözükmüyor.
Çok badireler atlatmış bir ülkenin vatanını seven bir evladı
olarak bugünleri sağ salim atlatacağımıza inanıyorum. Geziden bugüne yakın
geçmişimizi hatırladığımızda demek istediğim daha iyi anlaşılır.
Virüsün ekonomik boyutundan çok oluşturduğu psikolojik yıkımın
etkileri uzun yıllar etkisini göstermeye devam edecek. Algı pazarında uzun süre
bu mesele tedavülde kalacak gibi.
Çin başına gelen bu musibetten ders almalı. Doğu
Türkistan’da işlediği cinayetlerin küçük bir bedeli bu. Mazlumların ve sessiz
yığınların kalbi buğuzları Çin için sonun başlangıcı olabilir.
Devlet başkanları daha geçen günlerde horozlanıp duruyordu
ve bizi kimse durduramaz diyerek efeleniyordu. Bugün ise ancak elektron
mikroskop ile görülebilen bir virüs bu hormonlu gücü tarumar eyledi.
Böbürlenmemek gerekir.
Amerika, İngiltere işin neresinde, ilaç şirketleri ve aşı
firmaları ne alemde. Önümüzdeki günlerde sis kalktıkça bunlar daha görünür hale
gelecek. Kimin eli kimin cebinde kazanan ve kaybeden daha netleşecek.
Vatandaş olarak bizlere düşen vazifeleri hatırlatarak
makalemi sonlandırmak isterim.
Panik yapmamalıyız.
Her duyduğumuza hatta gördüğümüze inanamamalı ve aklıselim
ile hareket etmeliyiz.
Bağışıklık sistemimizi zayıf düşürecek hiç bir eylemimiz
olmamalı.
Sağlıklı dengeli beslenmek, uyku gıdasını zamanında ve
yeterince almak, stres ve gerilimden uzak durarak savunma gücümüzü desteklemek
öncelikli vazifelerimiz.
Kendimizle ve etrafımızla barışık olmak, ellerimizi sık
yıkamak, hastalandığımızda istirahat etmek gibi sorumluluklar ihmal edilmemeli.
Mevsim kış olduğu için üst solunum yolu enfeksiyonu sık
görülmektedir. Her gördüğümüz nasıl dedemiz değilse her üst solunum yolu
enfeksiyonu da korona değildir.
Ortada kontrolsüz olarak dolaşan algılara itibar edilmemeli.
Devletimizin yetkili organlarına güvenilmeli ki, kaos girdabına düşmeden ve
sağlığımızı kaybetmeden yaşayalım.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle..