'CHP Hızla Üye Kaybediyor!'
CHP Eski Milletvekili Barış Yarkadaş, Halk TV’de “Parti’nin ilkelerinden uzaklaştıkça üye de kaybediyoruz!” diyor.
“İstanbul’da son 18 ayda 41 bin
157 üye istifa etmiş CHP’den.
Sadece Kadıköy’de, belediyesini bizim yönettiğimiz
, büyükşehirini biçim yönettiğimiz Kadıköy’de 2400 üye 18 ayda istifa etmiş. İzmir’de 25 bin 17 kişi son 18
ayda istifa etmiş. Malatya’da 1642 kişi istifa etmiş. Şanlıurfa’da 925,
Tunceli’de 1081 kişi istifa etmiş. 11
büyükşehiri kazandığımız bir konjonktürde, sadece birkaç ilde 70 bine yakın üye
kaybetmişsek, bunlar da üyelerimizin yüzde üç nokta beşine denk geliyorsa, o zaman yönetimin oturup
‘Arkadaş neden bu insanlar partiden istifa ediyor?’ diye düşünmesi lâzım.
Acaba, bu istifa eden arkadaşlarımızdan bir tekini CHP yöneticileri arayıp,
‘Arkadaş sen neden istifa ettin?’ diye sordular mı?”
Barış
Yarkadaş ve onun gibi düşünen pekçok
CHP’liye göre CHP, bugün itibarı ile “Kuruluş ilkelerinden” yani Mustafa Kemal
Atatürk çizgisinden hayli uzaklaşmış durumda…
Bunu
söyleyenler, ağırlıklı olarak Parti’nin “sağa
kaydığını” iddia ediyorlar.
Partinin
önemli isimlerinden Muharrem İnce, “Ben karşıdan
karşıya geçerken önce sola bakarım, sonra sağa bakarım, sonra da tekrar sola
bakarım. Bunlar ise önce sağa bakıyor!” diyerek, partinin “Meral Akşener’lere, Abdüllatif
Şenerlere, Abdullah Güllere, Ali Babacanlara göz kırpmasına” işaret
ediyor.
Barış
Yarkadaş’ın yukarıda yansıttığımız tepki dolu değerlendirmelerinin içinde, “11 büyükşehir belediyesini kazanmış bir
CHP” gerçeği de bulunuyor.
Lâkin..
“Bu 11
büyükşehir belediye nasıl kazanıldı?” meselesine atıf göremiyoruz..
Bu
başarıda Sayın Kılıçdaroğlu’nun hiç mi payı yok?
Bilhassa
İstanbul ve Ankara’yı CHP’nin kazanmasının en büyük sebebi, Ak Parti’nin ve “sözde
destekçilerinin” “ikramları”ydı, ikincisi ise Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun
uyguladığı stratejinin “başarılı”
olmasıydı.
CHP
İstanbul ve Ankara’ya Barış Yarkadaş’ın tarif
ettiği biçimdeki adayları koysaydı asla kazanamazdı.
Canan Arıtman olmazdı, hatta İstanbul Adayı
olarak Muharrem İnce’yi öne
sürseydi, yine olmazdı.
Dolayısıyla
da Barış Yarkadaş, “11 büyükşehir
kazanmış bir CHP’den” bahsedemezdi.
Kılıçdaroğlu,
Barış Yarkadaş ve aynı çizgideki CHP’lilerin düşündüklerini yapsaydı CHP ağır bir
“yerel seçim mağlubiyeti” yaşardı.
Barış
Yarkadaş ve arkadaşları da, Kılıçdaroğlu’nu bu kez, “en müsait şartlarda girilen yerel seçimde başarısız olmakla”
suçlardı.
Sayın
Kılıçdaroğlu, kesin bir şekilde görüyor ve veriler onu destekliyor ki, bu
memlekette “sağ”ın önemli bir
bölümünün desteğini almadan “seçim
başarısı” elde etme imkânı yok.
CHP,
seçimde başarı elde edebilmek için hem sağ oyların anlamlı bir bölümünü
kendisine çekebilmek, hem de “Sırtını
PKK Terör Örgütü’ne dayadığını” ilân eden HDP’den destek alabilmek
mecburiyetinde.
Yerel
seçimde büyük ölçüde başardı.
Şimdi
mesele, bunu 2023’e taşıyabilmekte.
Şu ana
kadarki gidişât, CHP’nin “yerel seçim galibiyeti”nden zararlı çıkacağını
gösteriyor.
Malûm, SHP’yi
bitiren “yerel seçim galibiyeti”
olmuştu.
1984
yerel seçimlerinde, 67 ilden sadece 7’sinde belediye başkanlığını kazanabilen
SHP, 1989’da bu sayıyı 33’e yükseltmişti.
Yerel
seçim sandığını adeta patlatan SHP’nin belediye yönetimlerindeki olağanüstü
başarısızlığı, Parti’nin çöküşünü hazırlamıştı.
Bugün
de, farklı şartlarda benzeri durumları yaşamaya başladık.
Başta
İstanbul olmak üzere, CHP’li belediye başkanlarının işbaşına geldiği pekçok
yerde adeta “başkan” yok.
CHP’li
“yeni” başkanlar, ilk başlarda “Yapmak istiyoruz ama İktidar yaptırmıyor,
ne yapsak engelliyor!” bahanesine sığınarak işi idare etmeye çalıştılar.
Ancak,
şimdilerde bu bahanenin işe yaramayacağı görüldü, mazeretin öne sürülme sıklığı
çok azaldı.
Yerel
yönetimler galibiyetini “benzemezlerin
desteği” ile kazanan başkanların üzerlerinde kendilerine koltuk çıkanların ağır baskıları
var.
Her
oluşum, verdiği desteğin karşılığını istiyor.
HDP’den
yükselen “Seçimi bizim desteğimizle
kazandınız, şimdi bizi yok sayamazsınız” yollu tepkiler de, durumu izaha yetiyor.
Politikada
kimse kimseye kara gözü, kara kaşı için destek vermez.
Politika
“Al gülüm, ver gülüm!” işidir.
Siz,
yerel seçim galibiyeti elde edebilmek için “farklı
siyasi akımlardan” destek istiyorsanız, arzu ettiğiniz sonuca ulaştığınızda
gereğini yapacaksınız.
Seçimde
işbirliği yaptıklarınızı yok saymayacaksınız.
Sırtını
PKK’ya dayadığını açıklayan HDP, “Atatürk ilkelerine sahip çıkmak için” mi
destek verdi yani CHP’ye?..
Beklentisi
yok muydu?..
Vardı
elbette, “Bizi yok sayamazsınız!” yollu tehditler de bu durumun göstergesi.
Malûm;
“Kaynakların sınırlı taleplerin
sınırsız olduğu”
yerlerde de sıkıntı çıkması kaçınılmaz olur!
Yerel
seçimlerde destek veren her parti ve bilhassa o partilerinin hatırı sayılır mensupları,
ipin göğüslenmesinin ardından “destek istemek” gibi bir hakkı görürler
kendilerinde.
1930’LARIN CHP’Sİ…
CHP’li
Barış Yarkadaş ve benzerleri, CHP’nin “ilkelerinden”
uzaklaştığını, bundan dolayı da “üye
kaybettiğini” söylüyorlar.
Duruma
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun baktığı yerden bakıldığında ise, “1930’ların CHP’siyle” 2020’lerde yol
almak mümkün görülmüyor.
Sonuca
ulaşabilmek, yani tarihe “Recep Tayyip
Erdoğan’ı Deviren Lider” olarak geçebilmek için “başkalarının” desteği şart.
Gel
gelelim, bünye başkalarını kabulde zorlanıyor.
Başkaları
olmayınca da seçim mağlubiyeti kaçınılmaz görünüyor.
Kimileri,
Sayın Genel Başkan’ın “CHP’yi yönetmek
ülkeyi yönetmekten çok daha zor!” sözüyle dalga geçmişti ama…
Bu bir
gerçek.
“Efendim,
bizde demokrasi geleneği var, tek adamlık yok, onun için yönetmek zor!”
denilebilirse de…
Barış Yarkadaş ve Onun gibi düşünen birçok
CHP’li, Parti’de “demokrasinin
işletilmediğini”, ardı ardına istifa edenlerin feryatlarına kulak
verilmediğini söyleyerek karşı çıkıyorlar.
CHP’nin,
dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun işi çok çok zor.
Ak
Parti çok çok büyük hatalar yapmazsa, bu zorluğu aşması da imkânsız gibi
görünüyor.
“Canan Kaftancıoğlu Atatürk
dediydi, demediydi”
tartışmalarının vardığı noktayı görüyorsunuz.
Partinin
Kurucusu’nun nasıl “anılacağı”
üzerinde bile ittifak edememiş bir yapı, 2023 yolculuğunun yükünü nasıl taşır?
AK Partive 'sözde' destek verenler “büyük hatalar yapmak suretiyle”
yardım etmezse, taşıması imkânsız gibi.