Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Eylül 2017

CHP Genel Başkanı mı, ABD Savcısı mı?

Basın toplantısını izledik;

Türkiye'yi hedef alan ABD'li Savcı gibiydi!..

O Savcı ne dediyse, üzerine bin ekledi!..

Ah bu zihniyet!..

Kemal Efendi, 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından, "paralelciler"neden hoşlanıyorsa onu yapmıştı.

Sonrasında da, "paralel yapı"nın şirketlerine ve medya organlarına el konulmasına bütün gücüyle karşı çıkmış, partinin ağır toplarını "Paralelcilere destek" eylemlerine göndermişti!..

Sonrau2026

Sonrau2026

15 Temmuz hain darbe girişimi geldi.

"Darbe girişimi vuku bulduğunda tankın üzerine ilk çıkan olacağını"söyleyen Kemal Efendi, alçaklığı belediye başkanının evinde kahvesini yudumlayarak seyretti!

Menfur darbe girişimi başarısız olmuştu.Milletimiz ayaktaydı.

Kemal Efendi içinYenikapı'ya gitmekten başka çare kalmamıştı.

Bunu kerhen yaptı.

Sonrau2026

Devreye "kasetçiler" mi girdi, ne olduysa olduu2026

Kemal Efendi çark etti, 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" demek suretiyle "FETÖ yapmadı, Tayyip Erdoğan yaptı!"ya getirdi!..

Sonrau2026

Baktı olmayacak, "15 Temmuz darbe girişiminin ardında FETÖ'nün olduğundan şüphe etmiyorum!" dedi.

O bir tarafı böyle yatıştırmaya çalışırken, diğer taraftan, "alkol festivalleri"yle ünlü eski belediye başkanı CHP vekili,"Kontrollü Darbe" lafını bir adım ileriye götürdü.

Başta şehit yakınları ve gazilerimiz olmak üzere, milyonlarca vatan evladını çileden çıkartan laflar etti.

Sonrau2026

CHP'nin ağır toplarından biri,Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin PKK'lı teröristleri imha için SİHA'ları kullanmasına karşı çıktı.

Bütün bunlara paralel olarak, Türkiye'ye saldıran Alman Nazileri, CHP'ninkimi ağır topları tarafından desteklendi.

Son olarak dau2026

FETÖcülere geri dönüş umudu aşılayan "kötü kokulu" ABD Savcısı'na tam destek verdi Kemal Efendi!..

Bu destek, aynı zamanda 17-25 Aralık"Dostmodern Darbe" girişimine de destek değil midir?

E, şimdi bu durumdau2026

"Banka'ya para yatırdı veya sendikaya üye olduk diye" sıkıntı yaşayan bir vatandaşu2026

"17-25 Aralık darbe girişimini alenen destekleyenlere niçin dokunulmuyor arkadaş!" deseu2026

Nasıl bir karşılık vereceksiniz!..

Adnan Menderes'in Celladı!

Birlik Vakfı Ankara Şube Başkanı Muhittin Bal, her Cuma namazının ardından Hamamönü'ndeki Vakıf merkezinde dostları bir araya getiriyor, biz de fırsat buldukça iştirak ediyoruz bu güzel faaliyete.

Gönül bir dost ister; Kuru fasulye, bulgur pilavı, ayran bahane.

Bu Cuma, o güzelim ortamda sohbet ederken, bir dost, internette okuduğu ve çok etkilendiği bir "hadise"yi paylaştı.

Aktarayım:

Merhum Menderes uçak 'kaza'(!)sının ardından kalabalıklar tarafından karşılanır.

Yine böyle bir ortamdau2026

Elinde bıçak, kalabalığı yaran bir adam, ensesinden tuttuğu beş-altı yaşındaki erkek çocuğunu Başbakan'ın ayaklarının dibine yatırıru2026

Manzarayı izleyenler şaşkındır.

En çok da Rahmetli Menderes.

Adam, gözlerini Menderes'in şaşkınlıkla bakan gözlerinin içine devirerek, "Seni bize ALLAH bağışladı" der ve sesini iyice yükselterek ekler:

"İzin ver oğlumu senin için ALLAH'a kurban edeyim!"

Manzara korkunçtur.

Çocuk fena halde korkmuştur.

Neyse kiu2026

Emniyet görevlileri hızla müdahale eder ve çocuğu adamın elinden kurtarır.

O olaydan tam 18 ay sonrau2026

Adnan Menderes idam sehpasının merdivenlerini çıkaru2026

Cellat geliru2026

Menderes'in ayaklarının altındaki sandalyeyi çeker.

Adnan Menderes'in ayaklarının altındaki iskemleyi çeken adam kimdir biliyor musunuz?..

Sirkeci Garı'nda çocuğunu Menderes için kurban etmek istediğini haykıran adam!..

Birlik Vakfı'ndaki sohbette bunları okuyan dost, hak yenmesin diye de "Dr. H. Hakkı Kahveci paylaşmış bu müthiş hadiseyi" dedi.

Doğrusuu2026

Olayın tam da bu şekilde olup olmadığını bilemiyorum.

Olmuşsa ilginç.

İlginç ama şaşırtıcı değil.

"Kapıkulları"ndan ya da daha yerinde bir ifadeyle "göze girip gözleme yemek için" bin gayret sarf eden "yalaka takımı"ndan korkacaksın.

Güçlüyken, ayakta dimdik dururken etrafında pervane olanlar, her dediğine alkış tutanlar günü geldiğinde en büyük ihanetleri sergilemekten geri durmazlar.

Bir adam seni hep alkışlıyor, her dediğini destekliyor, sürekli olarak övüyor, her vakit örnek aldığını söylüyorsa vakti geldiğinde "çakacak" demektir!..

"Çakmak için malzeme biriktirmeyi" ihmal etmiyor demektir!..

Ben, beni çok fazla destekleyen adamdan da, her yaptığımı eleştiren adamdan da hoşlanmam.

Dengeyi kaybetmeyeceksin.

Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve hiçbirimiz de "yanlışlar manzumesi" değiliz.

Artılarımız ve eksilerimiz var, güçlü ve zayıf yanlarımız var.

"Sosyal varlıklar"ız.

Birbirimize ihtiyaç duyarız.

Onun için de her vakit "paylaşacak" birilerini ararız.

Bizim bu ihtiyacımız, bir şekilde giderilir.

"İstişare" ettiğimiz, "dertleştiğimiz" kişiler, alanlarının ehliyse ve düzgün, delikanlıysa kararlarımızdaki "isabet" ihtimali artar.

Aksi takdirdeu2026

Yanlış insanlarla oturup kalkar, yanlış insanların fikirlerine itibar eder, yanlış insanları kılavuz bellersek, sıkıntı oluşur.

"Bırakıp da gitti dost bildiklerim!" şarkısını söyletir "felek" bize!..

Peki, kim düzgün, kim yanlış nasıl kavramalı?..

Kime itibar edeceksin, kime etmeyeceksin?

Burada,"Talip olduğun ne?" sorusuna cevap aramak gerekiyor.

Ne istiyorsun?

Önceliğin ne?

Mesele, "istikamet" meselesi.

"İstikameti bozmamak" meselesi!..

"Şeytan" süreç içinde amaçlarını da saptırabilir, yolun başında "araç" olarak gördüklerini zamanla "amaç"a dönüştürebilir.

Böyle olursau2026

Yeni "durum"auygun karakterdeki zatlara itibar edersin.

Çünküu2026

Onlar senin hoşuna giden, nefsini okşayan, o süreçte işine geldiğini zannettiğin mesajlar vermektedir.

"Kayıtsız şartsız itaatkar" görüntüsü arz etmekte ve "kontrol edilmesi güç" adam izlenimi vermemektedir.

Sana "kurşun asker" lazımdır.

İnsanlar genellikle "kendilerini onaylayanlardan" hoşlanırlar.

"İtiraz" istemez, eleştiriye tahammül etmezler.

Bu tavrı bir yere kadar anlayışla karşılamak gerekir.

Zira, bazı insanlar "itiraz" hastasıdıru2026

Kendilerini "her şeye muhalefet" ederek ispatlamaya çalışırlar.

İşte tipik "muhalefet ağzı"; yeni havalimanına karşı, yeni yola karşı, yeni hastaneye karşı, yeni olan, güzel olan her şeye karşı!..

Projesi olmayan sığ beyinli, sakat zihniyetli insan, eksikliklerini örtmek için "her şeye karşı" çıkar.

Bu tiplerin itibar edilecek yanları yoktur.

"ihanetten" başka üretimi olmayan adamın neyine itibar edeceksin.

Bunlar "arıza tip"ler.

Bir de, eksikliklerini örtebilmek veya kariyer planlamaları doğrultusunda ilerleyebilmek için "gelene ağam, gidene paşam" diyen tipler vardır.

Onlaru2026

Güç sizde iken kayıtsız şartsız itaat eder, rakipleriyle"goygoy" yarışına girer, gözünüze yerleşmek için dört bir yana iftira atmaktan bile çekinmezler!..

Gün gelir deu2026

Şartlar değişirseu2026

Karakterleri müsait olduğundan, gücün yeni sahiplerine yanaşır, onları mest edecek mesajlar veriru2026

Bu kez deu2026

Onları "ölesiye savunuyormuş gibi" yaparu2026

Yeni "ortam"dan nemalanırlar!..

Öte yandau2026

"Onurlu" adamlar vardır.

Bir kere söyler veya iki, en fazla üç kere..

"Dinleyen" olmuyorsa,

"Ben vazifemi yaptım!" der.

Bir kenara çekilirler!..

Nicelerini gördük biz nicelerini, her iki kesimden deu2026

Rahmetli Erbakan Hoca, bugün "Ah kıymetini bilememişiz!" laflarıyla günah çıkartan Kemalistler tarafından (haşa) 'trilyon hırsızlığı" ile suçlandığındau2026

Rezil iftiralara hedef olduğunda, "güçlü" bir pozisyonda değildi.

Başbakanlık'tan indirileliçok olmuş, "resmen" siyaset yapma hakkı bile elinden alınmıştı.

Mehrum o haldeykenu2026

Kemalistlerin saldırısına muhatapkenu2026

Ona sahip çıkanlara bir bakın ve dönüp arkasına bakmayanlara, iyice bir bakın.

Çok şey göreceksiniz!

Ha bir deu2026

"Atatürk'ün ölmediğini, katledildiğini" hatırlatalım!..

Atatürk'ün sandalyesini de, O'nu "çılgınca alkışlayanlar" itmişti!..

İZMİR'İN KURTULUŞU!..

Nice mesaj geldi.

CHP'li takımı diyor ki;

"İzmir'in kurtuluş ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluş yıldönümü kutlu olsun."

İzmir!..

Cenab-ı Allah'ın nice güzelliği bir arada sunduğu harika bir şehir.

Ne var ki, uzun yıllardır CHP'li yerel idarelerin elinde inliyor.

Sürünüyor!..

Havası, suyu, yolu kirli, zehirli!..

Sayın Binali Yıldırım, İzmir'e Belediye Başkanı olabilseydi, İzmirli çok şey kazanmış olurdu.

Ne var ki ideolojik körlük, İzmir'i bu imkandan mahrum etti.

"Şer gibi görünende hayır".

Sayın Yıldırım şimdi Başbakan olarak bütün Türkiye'ye hizmet verirken, Büyükşehir Belediye Başkanlığı için destek istediği ama tam olarak bulamadığı İzmir'e "pozitif ayrımcılık" yapıyor.

Tabii, o ne yapsa yetmez; zira İzmir'in tam olarak kurtulabilmesi için merkezi ve yerel yönetimin işbirliği halinde çalışması lazım.

Bakalım İzmirli, önümüzdeki yerel seçimde "İzmir'in Kurtuluşu"na imza atabilecek mi?!