Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2969.74
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ağustos 2022

Çevrimiçi çalışma

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in esnek çalışma başlığı altında geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarına uzun yıllar (46 sene) kamu görevinde bulunan birisi olarak sevindiğimi ifade ederek yazıma başlamak istiyorum.

Covid sürecinde dünyanın diğer ülkeleriyle birlikte pandemi dönemini esnek çalışmalarla başarıyla geçirdik. Kamu ve özel sektör ayırmaksızın, çalışanlarımız istismara tevessül etmeden vazifelerini bihakkın yerine getirdiler. Alışılmış mesai uygulamasından vaz geçilmesiyle devletin işleyişinde her hangi bir sıkıntı olmadığını da görmüş olduk. Özellikle bu dönemde tüm sağlık çalışanlarımızın özveri içerisinde, sıkıntılara göğüs gererek, zor şartlar altında fedakârlıklarını unutmadığımızın altını çizmemiz gerekiyor. Sadece tıp hizmetinde değil, koruma, güvenlik, yiyecek sektörü çalışanlarımızın da aynı şekilde cansiperane vazifelerinin başında olduğunu da unutmadık.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun bugünlerde esnek çalışma adıyla gündeme getirdiği konuya dikkat çekmek istiyorum. Avrupa’da pandemi döneminde her 10 çalışandan 4’ünün evden çalışmaya geçmiş olmasının üretkenliği değiştirmediğini, bilakis arttığını belirten TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, uzaktan çalışmanın yanı sıra yarızamanlı çalışma, mikro işler veya çağrı üzerine çalışma gibi farklı esnek çalışma modellerinden bahisle, “Bu yöntemlerin hem çalışan hem işveren için etkin işlemesi, her şeyden önce ‘güvenceli’ şekilde hayatımızda yer bulması ile mümkün olacak” sözlerine destek olarak, covid sürecindeki gelişmeleri içeren “Yeni Nesil Çalışma Modelleri” raporunu ilgili yerlere ulaştırmış.

Konuyla ilgili bizim de yakın çevremizden edindiğimiz intibaının TİSK başkanıyla aynı minvalde olduğunu ifade edebiliriz. Yani geleneksel ofis hayatına dönmek istemeyenlerin çoğunlukta olduğunu söyleyebilirim. Zaten işveren sendikasının raporunda da katılımcıların yüzde 49’nun iş arkadaşlarını, yüzde 14’ünün ise iş arkadaşları ile mola zamanlarında geçirdikleri vakitleri özlediğini söyleyenler olduğu belirtilmiş. Bir başka ifade ile araştırmayı tersten okuyacak olursak “artık evden çalışalım, ofislerden tasarruf edelim, aynı işi bilgisayarımızın başında daha verimli yapabiliriz” diyenler çoğunlukta.

Yarı zamanlı çalışma üzerine kafa yorulması ülkemizin çalışma şartlarında nasıl olur, nasıl düzenlenir bilemem ama işin uzmanları başta olmak üzere üniversitelerimiz ve araştırma merkezlerinin yapacakları çalışmalar kısa sürede neticelendirilmelidir. Halen aktif görevde bulunan müktesebatıyla ‘ben de varım’ diyebilen bürokratların da bu konudaki görüş ve düşünceleri bir şekilde alınarak yeni çalışma modeli uygulanmalıdır diye düşünenlerdenim.

Ufak çaplı yaptığım incelemeye göre yarıbzamanlı çalışma biçimleri dünya genelinde tüm istihdamın yüzde 15’ini oluşturuyormuş. Bu esnek çalışmanın ülkemiz nüfusu ve kültürel alışkanlıklarımızı düşünerek uygulamaya konulmasında fayda mülahaza ediyorum. Ve yarı zamanlı çalışmanın çaresizlik halinde değil, çalışanların isteği üzerine tercih edilmesinin gerçekçi olacağının altını bir kere daha çiziyorum.

Z Kuşağı dediğimiz gençlerimizin sabah dokuz akşam beş çalışması yerine teknolojik gelişmelerin yaşandığı bir dünyada esnek çalışmayı tercihlerine de saygı duyulmalıdır. Bilgisayarıyla mesaisine evden devam eden yeni nesil memurların artmasının ülkemiz ekonomisine yapacağı katkıları iktisat biliminin uzmanlarına bırakırken moral ve motivasyonlarını üst tarafa taşıyacağına inandığım esnek çalışma veya evden çalışma modelleri üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yetkililerini de çevrimiçi olmaya davet ediyorum.