Cevdet Saral ve FETO\u0308
1999'da Emniyet Genel Müdürlüğü Fetullah Gülen ile ilgili bir rapor hazırlar. Bu rapordan sonra Genel Müdür Yrd. Cevdet Saral'ın başına gelmeyen kalmadı. O günleri çok iyi hatırlıyoruz. Bu tür cemaatlerin ve bilahare örgütleşmesinin ve yeryüzünde insanlığın tanık olmadığı vahşeti sergilemesinin teolojik altyapısına dair iki yazı kaleme almıştım. Aşağıda Cevdet Saral'ın TBMM Darbe Araştırma Komisyonunda anlattıklarından mezkur yazılarımla bağlantılı kısmını sizin için seçtim.
Sayın Komisyon üyeleri, zatıalilerinize takdim ettiğim 1999 tarihli Fetullah Gülen raporunda da göreceğiniz üzere mistik örtüye bürünmüş tüm çizgi dışı yani dinu00ee görünümlü gayri dinu00ee yapılanmaların peygamber, şeyh, kanaat önderi görünümündeki elebaşları hedefledikleri kitlelerin dikkatini öncelikle yüksek hitabet güçleri, ikna kabiliyetleri, dinu00ee olduğuna inandırdıkları hikayeler ve Fetullah Gülen örneğinde olduğu gibi gözyaşlarıyla çekmekte, çok geçmeden de cennet ve ganimetlerle -mal, makam, rütbe, para- müjdeleyerek beyinleri tutsak almakta ve yine Fetullah Gülen örneğinde görüleceği üzere yüce dinimizin yasak kıldığı her şeyi -zina, içki, yalan, iftira ve bu gibi- mubah kılarak nefisleri coşturmakta ve onlara adeta sahte birer cennet yaratarak peşlerinde sürükleyebilmektedirleru2026
1999 tarihli 90 sayfalık raporumuzu hazırlamadan önce şu ürkütücü kanaate ulaştık:
Karşımızda kendini dinu00ee söylem ve motiflerle kamufle eden, sosyal-eğitsel görünümlü olmakla birlikte çok geniş siyasi hedefleri bulunan, gençlik içerisinden gençlik, sivil-askeru00ee bürokrasiden bürokrat, medya içerisinden medya, iş adamları içerisinden iş adamları, halk içinden halk meydana getirmeye çalışan bir yapılanma ve basında da kin, nefret ve öç alma duygularını, kendisine yönelttiği "Ben Kıtmir" kelimesiyle gizlemeye ve son derece alçak gönüllü, tevazu sahibi görünmeye çalışan, yine de ardından gelenlere cennet, esenlik ve güzellikler, düşmanlarına ölüm ve kabir vadeden yalancı kindar ve o nispette de cahil olan ama gerektiğinde kendini ilim sahibi ve olağanüstü gösterme becerisine sahip... karanlık ve o nispette de tehlikeli biri vardı. Kanaatimiz bu istikamette yer bulmuştuu2026
Devlet yetkililerini ve halkı Fetullah Gülen hareketine karşı ikinci kez uyarmaya çalıştım: "Tüm bunlardan öte, mistik yapılanmalar içinde devletçe en tehlikeli olarak algılanabilecek olanı kanaatimce tapınma tipi mistik yapılanmalardır. En tehlikeli nokta ise o yapılanma içerisinde yer alanların "O ne diyorsa din odur." anlayışıyla inanç önderine yaklaşmaları ve inanmalarıdır. Çünkü bu inanışın hemen ardından "O ne diyorsa doğru odur, o her şeyi bilir, o her şeyi görür, o her şeyi işitir, o bilinmeyenleri bilir ve o isterse bir gecede dünyayı değiştiriru2026" En yakın müridinin aylar önce söylediği "O bize şah damarımızdan daha yakındır. O her şeyi görür, biliru2026" Bu tip yapılanmalardaki inanç önderlerinin de şu dört ortak noktası bulunduğunu düşünebiliriz:
İnanır göründükleri dinin kutsal kitabını önemsiyormuş gibi görünerek gerçekte bağlılarını kutsal kitaplar dışında, gaybi temelli, ucu açık masal ve hikaye ağırlıklı bir inanca yönlendirmeleri; bağlılarını, avenelerini kendilerine gaybi konularda kimselerin bilmediği sırların Allah tarafından ilham edildiğine, vahyedilmekte olduğuna inandırmaları; daha sonra bağlılarını konuşma ve davranışlarıyla bir şekilde meleklerle mesela Cebrail'le görüştüklerine ikna etmeleri; bir zaman sonra da bağlılarını rüyada ya da yakaza halinde peygamberle görüşmekte olduklarına inandırmaları.
Bu durumdaki inanç önderlerini önce dünyanın en büyük alimi, müceddidi, mehdisi, mesihi, daha sonra ismi kutsal kitaplarda avama sarih olarak açıklanmamış son çağ peygamberi ya da dünyaya yeniden dönmüş İsa, en son ... kendilerini yeryüzünde tek seçilmiş ve tek cennetlik zümre olarak görebilecek insanların yani tapınma tipi mistik yapılanma inanırlarının inanç önderinin ulvi görünümlü hedef ve ihtirasları için yapmayacakları şey yoktur.
15 Temmuz darbesi bu görüşün ürünüdür. İşte, ne yazık ki inanç önderlerini bu gibi ifadelerle, olmadığı ve olamayacağı konumlara oturtan, bir başka ifade ile şirk içine düşen bu gibi tapınma tipi yapılanmalar aynı zamanda dünya genelinde tıpkı terör örgütleri gibi dış güçlerce kullanılmaya son derece müsait yapılanmalar olarak görülmelidirler.
Günümüz konjonktüründe terör örgütleriyle sonuç alamayan kimi devletlerin hedef devletleri ve yönetimlerini ve diğer yasal kurumlarını bu gibi yapılanmaları kullanarak ele geçirip etkileyerek hedeflerine ulaşmak isteyebilecekleri gözden uzak tutulmamalıdır.
Sayın üyeler, hakkında rapor hazırlandığını emniyet içerisindeki uzantıları kanalıyla önceden haber alan Fetullah Gülen, 1999 tarihli raporumuzu 19/3/1999 tarihinde gerekli birimlere sunmamızdan üç gün sonra ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Gerçekte ülkeyi apar topar terk etme sebebi, şahsıyla ilgili rapora devletin nasıl bir tepki vereceğini kestirememesidir.