CENNETTE CEHENNEMLER YAŞAMAK
"Kimi zaman ruhta yer yarılır, gök sarsılır, kaynar sular akar, dağlar devrilir. Ruh, kendi cehennemine düşmüştür. İnsanlık, kendi cehenneminde kavrulmaktadır. Depremin geometrisi, bir azap gibi insanı çevrelemiştir."
Ateş düştüğü yeri yakar, ateş yürekleri yakar, ateş milletleri ve dahi insanlığı yakar. Bu yürekleri tarümar eden, ortalığı kasıp kavuran, ocakları söndüren ateşi tanırız biliriz, yiğit delikanlılarımızın taze topraklara erkenden belenmesinden biliriz. Dağ köylerinde körpe kızlarımızın ailelerinden gizlice kaçırılıp kaybolmalarından, yok olmalarından ve sonra da bir şehrin meydanında kendini parçalayarak hiç olmalarından biliriz. Neredeyse cennet ülkem bu ateşin derin azabını yarım asırdır yüreğinde taşır.
Anadolu'nun yiğit analarının bağırları yanmıştır. Gencecik gelinler yiğitsiz, tüyü bitmemiş yetimler babasız kalmışlardır. Benim dağlarım bereketin, huzurun, cömertliğin, vermenin, aşkın diyarıdır oysa. Diyorum ya asırlardır, kardeşliği, dostluğu beraber yaşadığımız Kürt kardeşlerimizle, Abaza, Çerkez kardeşlerimizle paylaştığımız topraktan gayrı sevgi, barış ve huzur idi. Ta ki yürekleri yakan, ocakları söndüren, bereket kuşanmış memleketimin dağlarını, yollarını kana bulayan terör belası musallat olana değin.
Çanakkale'de ve dahi Kurtuluş Savaşı'nın tüm cehhelerinde ülkemizin kurtuluşu için tarihte eşine rastlanmamış destanlar yazan ordunun neferleri ırk ayrımı yapmadan cephenin yolunu tutan vatan evlatlarıydılar. Cennet vatanımız, insanıyla, yaşam mücadelesi ve yüklendiği manevi misyonla dış güçleri rahatsız ediyor olduğunda terör tohumlarını çekinmeden ektiler kutlu toprağımızın üzerine.
Ülkem insanı son otuz yılını neredeyse bu terör tohumlarını kurutmak için harcamaktadır. Bu tohumlar terörün kalleş tohumları bir türlü kazınamıyor. Çünkü cennet ülkemin kalkınmasına, hamle yapmasına, Ortadoğu'nun parlayan yıldızı olarak yetimlere öksüzlere hami olmasına dayanmayan güçlerin desteği bitmeyen yardımları var. Bu yardımlarla palazlanıp Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren güçler cennet yurdumun da üzerinde oyunların her türünü sergilemektedirler. Son terör olaylarında yüreklerimiz yanarak şahit olduğumuz tüm saldırılar dış güdümlü odaklardan beslenen terör belasının acımasız saldırılarıdır. Suruç ve Ankara'da meydana gelen gencecik çocuklarımızı parçalayan saldırılarla bizim birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışıyorlar.
Ateş düştüğü yeri yakar. Bizim canımız çok yandı. Bizim analarımız hala göğüslerini yumrukluyorlar. Dağlara düğümlü gözleri kan çanağı. Bebelerimiz gelmeyen babalarının kokularına her dem özlem kesilmiş.
Ateş düştüğü yeri yakar. Irak'ı yakaru2026 Lübnan'ı yakaru2026 Yemen'i yakaru2026 Mısır'ı yakaru2026 Libaya' yı yakaru2026 Ve dehşetli bir hal ile Suriye'yi yakaru2026
Ateş düştüğü yeri yakar ve dahi Paris'i yakaru2026 Paris'in açık hava müzesi gibi eşsiz mimarisinin gölgesinde uzanan geniş caddelerinde yürüyen insanlığı yakaru2026
Muhacirlerin açlıklarından, nasırlaşmış esmer ellerinin çatlaklarından, kara gözlerinin buğusundan, soğuktan morarmış ayaklarının sızısından bi haber opera salonlarını dolduran Paris sosyetesinin yüreğini en derinden yakar.
Batı kapılarına uzanan mülteci yığınının, o uzanan insan kalabalığının, ıslak saçlarıyla, nasırlı avuçlarıyla, aç bebelerinin çığlıklarıyla, arşa çıkan feryatlarının, dualarının sonunda parçalanır bedenler. Kurbanlar kendilerini bombalar halinde patlatırlar Paris sosyetesinin tam ortasında, bohem sokaklarında, kirlenmemiş neon lambalarının aydınlattığı marka mağazalarının tam önündeu2026
Patlayan insanlıktır oysa, duyarsız Batı insanının sağır kulaklarına. İnsanlığın tükenmeyen acıları, yoklukları, örselenmişlikleri, bitmeyen yalnızlıkları ve çaresizliğidiru2026
Bir insan, eşrefi mahlu00fbkat olan bir insan, can taşıyan bir delikanlı neden patlatır kendini, neden parçalar ruhunu ve bedenini. Cezayir'in sömürülen topraklarında, başları bedenlerinden acımasızca ayrılanlar gelir aklına, açılmış çukurlara doldurulan o derin çukurlara doldurulan bedenler gelir Fransız askerleri tarafından ırzına geçirildikten sonra çırılçıplak öldürülen gencecik kızlar gelir aklınau2026 Sonra Suriye'nin toza bulanmış, moloz yığını sokaklarında, caddelerinde arşa çıkan feryatlar, yağan bombalarla tükenen bir milletin çaresiz çırpınışı gelir aklınau2026 Bir insan, bir delikanlı, bir güzel kız neden patlatır kendini şehrin meydanında nasıl bir duygudur bu. Kendiyle beraber cehennem ateşlerine neden sürükler insanlığıu2026
Oysa eşrefi mahlu00fbkattır. Oysa İslam onu en değerli kılar. Karıncayı dahi incitmemeyi heder eden bir Peygamberin ümmidir. Ama hani diyor ya Şair: " Ey Düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın". Düşmanı onu katil eyler, acımasız eyler, bomba eyleru2026
Paris'e düşen bomba, parçalanan bedenlerin acısı hepimizin yüreklerini dağladı. Çünkü bu acı bize yabancı değil. Biz empati yapmayı bilmeden yaşayanlarız. Birkaç yıl önce dolaştığım o eşsiz caddelerin kana bulanması, huzurunun kaçması hepimizin canını acıtmıştır. Ama şunu anlamaları gerekiyor artık. Kendileri fanus halini almış cennetlerinde yaşarken insanlık ölüyor, açlıkla, eşitliksiz savaşlarda vuruluyorlar, çocuk cesetleri diziliyor, körpe kızların ırzları çiğneniyor, ümmetin namusu yerlerde sürünüyoru2026 Onlar cennetlerde, geçici dünya cennetlerinde görmezden ve duymazdan gelerek yaşamaya devam ederken an an insanlık ölüyor Ortadoğu'nun merkezindeu2026 Beslemekten çekinmedikleri terör belası ne yazık kendi dünyalarını da tarümar ediyor artık...
Üstad Sezai Karakoç'un o veciz ifadesiyle benzetme yaparsak ne yazık; Batı artık kendi cehennemine düşmüştür, kendi cehenneminde kavrulmaktadır. Bu cehennemin yakan kavuran hali tüm coğrafyayı kaplamadan düşünmesi gerek. Eşit ve adil bir dünyada nasıl yaşanır. Açlık ve sefalet içinde savaşlar sonu çaresiz kalmış bunca insana nasıl çare olunur. Barış ve umutlu yarınları kuşanan dünyanın duyarsız, kalpsiz insanları olmaktan ziyade; vatansız, yuvasız kalmış mültecileri, kendi ülkelerinde barınan tüm farklı dini ve etnik kimlikteki vatandaşlarını sevgi ve merhametle kucaklamayı artık bilmesi gerek. Yoksa kendi kurduğu dünya cenneti onu cehennemlere taşıyacaktıru2026