Cennet hayatı
Bismillêhirrahmênirrahim
Bizleri yaratan ve bizler
için ebedi Cennet hayatını takdir buyuran yüce Allah'ımıza hamd ederim.
Cennetin nefislerimize ağır gelebilecek yükümlülüklerle kuşatıldığını açıklayan
aziz Peygamberimiz, biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) kalbi
ihtiramlarımı arz ederim. Rabbim O'nun şanını yüceltsin.
Cennet Konusunun Önemi
Bin bir çeşit problemler ve
acılar içinde yaşanan hayatlar pek kısadır. İnsanlık değerlerimiz altüst
edilebiliyor. Adalet gerçekleşmiyor. İyiler mağdur edilebilirken acımasız
zalimler koruma altına girebiliyor. Ferdi, ailevi ve toplumsal mutluluklar,
güzellikler de ölümün gölgesi altında geçici. Yaşanılan bu fizik âlemde
özetlenenlerin dışında farklı bir gelecek de yok. Adalete ve ebediliğe
kodlanmış insan ruhu ise arayışlar, edinemediği nimetler ve güzelliklerin
özlemi içinde.
İster misiniz?
Hz. Âdem’den beri yaşamış
ve kıyamet gününe kadar yaşayacak inançlı ve faziletli insanların, cinlerin ve
de meleklerin katılacağı, ileri medeniyetlerin yaşanacağı ve barışın ebediyen
hâkim olacağı gizemli bir âlemde ebediyen, ebediyen mutluluk içinde yaşamak
ister misiniz?
Aziz kardeşlerim; konumumuz,
gücümüz, düzeyimiz, yaşımız ne olursa olsun bu güzelliklere ermek elimizde.
Çünkü yüce Rabbimiz bütün bu güzelliklerin yaşanacağı Cennet hayatını bizler
için hazırlamıştır. Yeter ki arzu edelim.
Sevgili kardeşlerim;
şunları şunları ister misiniz şeklideki ifadelerimizle aslında sizlere Cennet
hayatının güzelliklerini tasvir etmeye çalıştım, ama bilmenizi isterim ki
sözlerimiz edebiyat türünden değildir. Kur'an-ı Kerîm'in, ve aziz
Peygamberimizin açıklamalarından derlediğimiz hakikatleri sizlere aktarmaya
çalıştık.
Şimdi konumuza tekrar
dönelim. Sevgili kardeşlerim; Cennet ve nimetleri, İslâmî iman esaslarına
inananlara ve Yaradan'ın koyduğu kurallar içerisinde hayatını tanzim etmeye
çalışanlara verilecek ebedi mutluluklar yurdudur. Rabbimiz bizlere vereceği Cennetleri
bizim anlayabileceğimiz bir tarzda bizlere açıklamaktadır.
Şanı Yüce olan Rabbimiz, Cenneti
maddi olarak niteleyebileceğimiz nimetler ve de manevi olarak
ifadelendirebileceğimiz nimetlerle açıklamaktadır. Altını çizerek ifade etmek
isterim. Bize açıklananlar bizim idraklerimize yaklaştırabileceklerimizdir.
Cennette karşılaşabileceğimiz nimetleri, kelimelerin dar kalıpları içerisinde
anlatmak mümkün değildir.
Cennetin Nimetleri
Rabbimiz tarafından
açıklanan Cennetin maddî ya da mânevîleştirilmiş maddî nimetlerine şöylece
değinebiliriz:
Gökler ile yer arası
genişlikteki cennetler ve bu cennetlerde bağlar, bahçeler, köşkler,
su-süt,-bal-şarap nehirleri, pınarlar, ağaçlar, gölgelikler, inciden çadırlar,
tahtlar, ipekten perdeler, halılar, giysiler, altın ve gümüşten takılar,
meyveler, kuş etleri, özel kaynağından doldurulup mühürlenmiş mis kokulu leziz
içecekler, altın ve gümüşten servis takımları ve benzerleri. Ayrıca
sedeflerindeki inciler misali genç erkek ve kadın görünümdeki Vildan ve Hûrunîn
isimli hizmetçiler ve güzel mi güzel olacak biz müminler…
Sevgili kardeşlerim; Bu nimetler onlarca ayetle ifade edilmektedir. Ben size özetin
özeti bir sunum yaptım. Bazı insanlar bunlar bizim bildiğimiz nimetlerdir, Cennet’te
bunlar mı var şeklinde bir yaklaşım sergileyebiliyorlar.
Biz yaşadığımız dünya
hayatında bu nimetlerden başka ne biliyoruz ki? Dünyamızda milyarlarca insan var. Bunların
düzeyleri farklı, kavrayışları farklı. Rabbimiz bize Cennet nimetlerini her
birimizin anlayabileceğimiz şekilde açıklıyor. Bunlar insanlığın özlemini
çektiği nimetlerdir.
Kardeşlerim; burada bir
noktaya daha işaret etmek istiyorum. Cennet hayatı manevîleştirilmiş maddî
nimetleriyle bile bir Gayb’dır. Yani akıl yoluyla ve de duyu organları yoluyla
kavranılamaz. Bizim Cennet’in bağları, bahçeleri, çiçekleri, ağaçları,
gölgelikleri, köşkleri, hizmetçileri, giysileri diyerek bunlardan söz etmemiz
sizi yanıltmasın. Çünkü yeryüzündeki nimetlerle Cennetteki benzerleri arasında yalnızca
isim benzerliği vardır. Özleri ise farklıdır.
Sevgili kardeşlerim; yüce Rabbimiz bize sadece Cennetin maddi nimetlerini
açıklamıyor. Mânevî olarak nitelediğimiz nimetlerini de açıklıyor. Biz bir özet
çıkaralım. Bu nimetler şunlardır:
Allah'ın zâtî
güzelliklerine bakmak, O'nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O'nun
selamı ve konuşmalarına muhatap olmak, başta Peygamberimiz ve diğer
peygamberler olmak üzere yüce şahsiyetlerle birliktelik kurmak, Meleklerle
selamlaşmak ve dostluklar oluşturmak, Rabbimize karşı içten arzularla hamd ve
senalar etmek, Musiki oturumlarına katılmak, Cehennemliklerle konuşarak
kurtuluşun ve sahip olunan nimetlerin büyüklüğünün hazzını yaşamak ve Cennette
ebediyen yaşanacağı bilincinde olmak.
----------------------------
Cennet
Nimetleri
Bu nimetlerden değinile ilk
ikisine açıklık getirmeye çalışalım. Birkaç ayetle
a.
Kıyame suresinin 22 ile 23.
ayetleri bize şanı yüce olan Allah’ın güzelliklerine bakma konusunu şöyle
açıklıyor: “O gün bazı insanlar pek mi pek mutlu olacaklar ve onlar
Rablerini (n güzellik tecellilerin)e bakıp duracaklar.”
b.
Sevgili kardeşlerim; cennet
hayatında sahip olacağımız nimet sadece bakmak değil bir de Allah'ın üzerimizde
ebediyen devam edecek rızası ve sevgisi var. Kur'an bize cennet nimetlerini
açıklarken Tevbe suresinin 72. âyetinde şöyle buyruluyor: “ …Cennette
Allah'ın sizi kuşatacak rızası ise, O en büyük olan nimettir…“ Peygamberimiz
de Rabbimizin Cennet’te kullarına şöylece konuşacağını açıklıyor:
-Ey cennet ehli kullarım!
Buyur Rabbimiz, emirlerine
amadeyiz.
-Sizlere verdiğim
nimetlerden hoşnut ve razı mısınız?
Ya Rab, nasıl hoşnut ve
razı olmayız, yarattığın kullardan hiçbirine vermediğin nimetleri bize verdin.
-Size verdiklerimden daha
yüce olanını vereceğim.
Ya Rab, verdiğin
nimetlerden daha yüce ne olabilir.?
-Size sevgimi, rızamı bahşediyorum. Bundan
sonra ebediyen size öfkelenmeyeceğim.
Cennet Birkaç Köşkle Birkaç
Hûri Değildir
Sevgili kardeşlerim; şimdi
sormak istiyorum; Yunus Emre'ye isnat edilen ve tasavvuf ehli geçinen
bazılarının dillerinde dolaşan; 'Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle
birkaç huri / İsteyene ver onları bana seni gerek seni' şeklindeki sözler, cehalet sergilemiyor da ne yapıyor? Cennet
yalnızca köşklerden ve erkek ve kadın bütün Cennetliklere verilecek özel
hizmetçileri olan hûrilerden ibaret midir?
Hele hele Ömer Hayyam gibi
ünlü bir matematikçi ama vahiy kültüründen yoksun zavallının 'Kim görmüş bu Cenneti bu Cehennemi / Kim gelmiş
de gelmiş haberini' şeklindeki beytine ne demeli? Vahiy kültüründen mahrum
olursanız böyle konuşursunuz.
Elbette ki cenneti ve onun nimetlerini Yaradan bilir. O'nun bildirmesiyle, O'nun
elçileri bilir. Yaradan, yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, aziz Peygamberimizde
Kur'an'a açıklık getiren açıklamalarında bize Cennet hayatını tanıtmıştır. Gidenler
dönebilseydi bile bize Cennet hayatını anlatabilirler miydi?
Kur’ân ve Sünnet’e Göre Cennet’e
Kimler Girecek?
Güzel kardeşlerim; Cennet’e
girme ancak iman ve iman çizgisinde salih amellerle olur. Salih amel ifadesi
Kur'anî bir ifadedir. Yardan'ın emirlerine bağlılığı, yasaklarından sakınmayı
ifade eder.
***
Vesele
Ameller
Kur'an-ı Kerim'de Cennete girmeye
vesile olacak ameller açıklanmaktadır. Bunları
şöylece özetleyebiliriz.
“Gerektiği şekilde iman
etmek, iç huzuruyla devamlı olarak namaz kılmak, faydasız sözler ve işlerden
kaçınmak, zekât verici olabilmek için çalışmak, zekât vermek, zina ve
eşcinsellikten korunmak, sözlere ve sözleşmelere bağlı kalmak, Allah'a ve
Peygamberi Muhammed'e karşı çıkanlarla birliktelik oluşturup kaynaşmamak,
öfkeye hâkim olmak, affetmek, bilerek günahlarda ısrar etmemek, tövbe edip
bağışlanma dilemek, sabır göstermek, şirk-insan öldürme ve zina gibi günahlar
ve açık çirkinliklerden kaçınmak, danışma yöntemini benimsemek, zulme karşı birlikte
savunma yapmak, Kur'an âyetlerini okumak, Allah anıldığı zaman kalpleri ürpermek,
Kur'an âyetleri okunduğu zaman imanları artmak ve Rablerine dayanıp güvenmek,
adil olmak ve de cihat etmek. “
Bu ameller Kur’ân’da
belirlenmiştir. Belirleyici âyetlere Müminun sûresinden bir örnek vermekle
yetinelim: Bu sûrenin ilk âyetlerinde, en yüksek Cennet olan Firdevs Cennetleri’ne
varis olacak müminler, iç huzuruyla namaz kılanlar, faydasız işlerden
sakınanlar, zekât verici güce ulaşabilmek için çalışanlar, zinadan ve
eşcinsellik gibi cinsel haramlardan korunanalar, üzerlerine aldıkları işleri
gereğince yapanlar ve verdikleri sözlere bağlı kalanlar ve namazlarına devam
edenler olarak açıklanmaktadır.
Aziz Peygamberimiz
efendimizin konumuzla ilgili hadislerini özetlediğimiz zaman da bu görevlerin
aynılarını daha bir ayrıntılara inilmiş olarak görebiliyoruz:
“İman, namaz, zekât, oruç, hac, Allah için
sevmek, cihat, helalleri helal, haramları haram bilmek, tatlı sözlü olmak,
yemek yedirmek, yetimin geçimini üstlenmek, kız çocuklarını güzelce terbiye
etmek, vermeyene vermek, gelmeyene gitmek, akrabayla ilişkileri sürdürmek,
güzel ahlaklı olmak ve sair”
Bunları da bazı hadislerle
şöylece örneklendirebiliriz. Salât üzerine olsun O, değişik hadislerinde şöyle
buyurur:
“Kim cehennemden uzaklaşıp
cennete girmek istiyorsa Müslüman olarak can vermelidir bir de nefsi için
istediklerini diğer insanlar için de istemeye çalışsın.”
“Üç haslet vardır ki
bunlara sahip olanları Allah Zülcelal
rahmetiyle Cennetine koyar. Bu üç haslet; vermeyene vermek, gelemeyene gitmek,
hata edeni bağışlamaktır.”
“Gerçek müminlerin
haklarında iyi şehadette bulunup ne güzel insandır diyebildikleri Cennetliktir.
“
Aziz Kardeşlerim!
Cennete götürücü bu ameller
dünyanın her yerinde, her bir toplumunda ve her kültür seviyesindeki insanlar
tarafından saygıdeğer olarak kabul olunabilecek amellerdir.
Cennet’e Götürücü Bütün
Yapılmalı mıdır?
Bu amelleri dinlediğimizde “Bunların
hepsini yaptığımızda mı Cennete gireceğiz” diyerek ümitsizliğe
kapılabiliriz. Elbette ki hayır kardeşlerim.
Çünkü bütün bu amellerin hepsini arzu etsek bile yapabilmemiz mümkün
değildir. Kaldı ki Rabbimiz bizi yapabileceklerimizden sorumlu tutmaktadır.
Bazılarımız için silahlı cihat farz olmayabilir. Ana-babasını küçükken
yitirenler için ana-babaya ikram görevi
düşebilir. Bazılarımızın çocukları olmadığı için İslâm’i çizgide çocuk
yetiştirme yükümlülüğü kalkabilir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: bu
amellerden bir kısmını olsun Cennet’e girme amacıyla inançlı bir kafa ve gönülle yapabilmiş olmak bile
Cennet’e girmemize sebep olabilir.
Bitirirken…
Sizlere. iman ve zekâtla
birlikte cennete götürücü ana ibadetimiz olan namazı kılmamız gerektiğini yeniden hatırlatıyor, sohbetimizi Peygamberimizden bir
hadisle bitiriyorum :
- Salat ve selam üzerine
olsun- O, şöyle buyurur:
“Bir kimse üç defa; ‘Allah'ım!
Senden Cennetini istiyorum’ diye dua ederse cennet de lisan-ı hal ile şöyle dua
eder:
Ya Rabbi bu kul beni
arzuluyor. Sen onu Cennetliklerden kıl.
Bir kişi de üç defa; Yüce Rabbim! ‘Cehennem azabından
sana sığınıyorum’ diye dua etse cehennem de lisan-ı hal ile şöyle yakarır:
Ya Rab! Benden sana sığınan
bu kulunu Cehennemden uzak kıl. “
Yüce Mevla'mızdan hepinize
hayırlar, huzurlar, saadetler dolu ömürler niyaz ediyorum aziz kardeşlerim.