Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Aralık 2022

Cennet hayatı

Bismillêhirrahmênirrahim

Bizleri yaratan ve bizler için ebedi Cennet hayatını takdir buyuran yüce Allah'ımıza hamd ederim. Cennetin nefislerimize ağır gelebilecek yükümlülüklerle kuşatıldığını açıklayan aziz Peygamberimiz, biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) kalbi ihtiramlarımı arz ederim. Rabbim O'nun şanını yüceltsin.

Cennet Konusunun Önemi

Bin bir çeşit problemler ve acılar içinde yaşanan hayatlar pek kısadır. İnsanlık değerlerimiz altüst edilebiliyor. Adalet gerçekleşmiyor. İyiler mağdur edilebilirken acımasız zalimler koruma altına girebiliyor. Ferdi, ailevi ve toplumsal mutluluklar, güzellikler de ölümün gölgesi altında geçici. Yaşanılan bu fizik âlemde özetlenenlerin dışında farklı bir gelecek de yok. Adalete ve ebediliğe kodlanmış insan ruhu ise arayışlar, edinemediği nimetler ve güzelliklerin özlemi içinde.

İster misiniz?

Hz. Âdem’den beri yaşamış ve kıyamet gününe kadar yaşayacak inançlı ve faziletli insanların, cinlerin ve de meleklerin katılacağı, ileri medeniyetlerin yaşanacağı ve barışın ebediyen hâkim olacağı gizemli bir âlemde ebediyen, ebediyen mutluluk içinde yaşamak ister misiniz?

Aziz kardeşlerim; konumumuz, gücümüz, düzeyimiz, yaşımız ne olursa olsun bu güzelliklere ermek elimizde. Çünkü yüce Rabbimiz bütün bu güzelliklerin yaşanacağı Cennet hayatını bizler için hazırlamıştır. Yeter ki arzu edelim.

Sevgili kardeşlerim; şunları şunları ister misiniz şeklideki ifadelerimizle aslında sizlere Cennet hayatının güzelliklerini tasvir etmeye çalıştım, ama bilmenizi isterim ki sözlerimiz edebiyat türünden değildir. Kur'an-ı Kerîm'in, ve aziz Peygamberimizin açıklamalarından derlediğimiz hakikatleri sizlere aktarmaya çalıştık.

Şimdi konumuza tekrar dönelim. Sevgili kardeşlerim; Cennet ve nimetleri, İslâmî iman esaslarına inananlara ve Yaradan'ın koyduğu kurallar içerisinde hayatını tanzim etmeye çalışanlara verilecek ebedi mutluluklar yurdudur. Rabbimiz bizlere vereceği Cennetleri bizim anlayabileceğimiz bir tarzda bizlere açıklamaktadır.

Şanı Yüce olan Rabbimiz, Cenneti maddi olarak niteleyebileceğimiz nimetler ve de manevi olarak ifadelendirebileceğimiz nimetlerle açıklamaktadır. Altını çizerek ifade etmek isterim. Bize açıklananlar bizim idraklerimize yaklaştırabileceklerimizdir. Cennette karşılaşabileceğimiz nimetleri, kelimelerin dar kalıpları içerisinde anlatmak mümkün değildir.

Cennetin Nimetleri

Rabbimiz tarafından açıklanan Cennetin maddî ya da mânevîleştirilmiş maddî nimetlerine şöylece değinebiliriz:

Gökler ile yer arası genişlikteki cennetler ve bu cennetlerde bağlar, bahçeler, köşkler, su-süt,-bal-şarap nehirleri, pınarlar, ağaçlar, gölgelikler, inciden çadırlar, tahtlar, ipekten perdeler, halılar, giysiler, altın ve gümüşten takılar, meyveler, kuş etleri, özel kaynağından doldurulup mühürlenmiş mis kokulu leziz içecekler, altın ve gümüşten servis takımları ve benzerleri. Ayrıca sedeflerindeki inciler misali genç erkek ve kadın görünümdeki Vildan ve Hûrunîn isimli hizmetçiler ve güzel mi güzel olacak biz müminler…

Sevgili kardeşlerim; Bu nimetler onlarca ayetle ifade edilmektedir. Ben size özetin özeti bir sunum yaptım. Bazı insanlar bunlar bizim bildiğimiz nimetlerdir, Cennet’te bunlar mı var şeklinde bir yaklaşım sergileyebiliyorlar.

Biz yaşadığımız dünya hayatında bu nimetlerden başka ne biliyoruz ki? Dünyamızda milyarlarca insan var. Bunların düzeyleri farklı, kavrayışları farklı. Rabbimiz bize Cennet nimetlerini her birimizin anlayabileceğimiz şekilde açıklıyor. Bunlar insanlığın özlemini çektiği nimetlerdir.

Kardeşlerim; burada bir noktaya daha işaret etmek istiyorum. Cennet hayatı manevîleştirilmiş maddî nimetleriyle bile bir Gayb’dır. Yani akıl yoluyla ve de duyu organları yoluyla kavranılamaz. Bizim Cennet’in bağları, bahçeleri, çiçekleri, ağaçları, gölgelikleri, köşkleri, hizmetçileri, giysileri diyerek bunlardan söz etmemiz sizi yanıltmasın. Çünkü yeryüzündeki nimetlerle Cennetteki benzerleri arasında yalnızca isim benzerliği vardır. Özleri ise farklıdır.

Sevgili kardeşlerim; yüce Rabbimiz bize sadece Cennetin maddi nimetlerini açıklamıyor. Mânevî olarak nitelediğimiz nimetlerini de açıklıyor. Biz bir özet çıkaralım. Bu nimetler şunlardır:

Allah'ın zâtî güzelliklerine bakmak, O'nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O'nun selamı ve konuşmalarına muhatap olmak, başta Peygamberimiz ve diğer peygamberler olmak üzere yüce şahsiyetlerle birliktelik kurmak, Meleklerle selamlaşmak ve dostluklar oluşturmak, Rabbimize karşı içten arzularla hamd ve senalar etmek, Musiki oturumlarına katılmak, Cehennemliklerle konuşarak kurtuluşun ve sahip olunan nimetlerin büyüklüğünün hazzını yaşamak ve Cennette ebediyen yaşanacağı bilincinde olmak.

----------------------------

Cennet

Nimetleri

Bu nimetlerden değinile ilk ikisine açıklık getirmeye çalışalım. Birkaç ayetle

a. Kıyame suresinin 22 ile 23. ayetleri bize şanı yüce olan Allah’ın güzelliklerine bakma konusunu şöyle açıklıyor: “O gün bazı insanlar pek mi pek mutlu olacaklar ve onlar Rablerini (n güzellik tecellilerin)e bakıp duracaklar.”

b. Sevgili kardeşlerim; cennet hayatında sahip olacağımız nimet sadece bakmak değil bir de Allah'ın üzerimizde ebediyen devam edecek rızası ve sevgisi var. Kur'an bize cennet nimetlerini açıklarken Tevbe suresinin 72. âyetinde şöyle buyruluyor: “ …Cennette Allah'ın sizi kuşatacak rızası ise, O en büyük olan nimettir…“ Peygamberimiz de Rabbimizin Cennet’te kullarına şöylece konuşacağını açıklıyor:

-Ey cennet ehli kullarım!

Buyur Rabbimiz, emirlerine amadeyiz.

-Sizlere verdiğim nimetlerden hoşnut ve razı mısınız?

Ya Rab, nasıl hoşnut ve razı olmayız, yarattığın kullardan hiçbirine vermediğin nimetleri bize verdin.

-Size verdiklerimden daha yüce olanını vereceğim.

Ya Rab, verdiğin nimetlerden daha yüce ne olabilir.?

-Size sevgimi, rızamı bahşediyorum. Bundan sonra ebediyen size öfkelenmeyeceğim.

Cennet Birkaç Köşkle Birkaç Hûri Değildir

Sevgili kardeşlerim; şimdi sormak istiyorum; Yunus Emre'ye isnat edilen ve tasavvuf ehli geçinen bazılarının dillerinde dolaşan; 'Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver onları bana seni gerek seni' şeklindeki sözler, cehalet sergilemiyor da ne yapıyor? Cennet yalnızca köşklerden ve erkek ve kadın bütün Cennetliklere verilecek özel hizmetçileri olan hûrilerden ibaret midir?

Hele hele Ömer Hayyam gibi ünlü bir matematikçi ama vahiy kültüründen yoksun zavallının 'Kim görmüş bu Cenneti bu Cehennemi / Kim gelmiş de gelmiş haberini' şeklindeki beytine ne demeli? Vahiy kültüründen mahrum olursanız böyle konuşursunuz.

Elbette ki cenneti ve onun nimetlerini Yaradan bilir. O'nun bildirmesiyle, O'nun elçileri bilir. Yaradan, yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, aziz Peygamberimizde Kur'an'a açıklık getiren açıklamalarında bize Cennet hayatını tanıtmıştır. Gidenler dönebilseydi bile bize Cennet hayatını anlatabilirler miydi?

Kur’ân ve Sünnet’e Göre Cennet’e Kimler Girecek?

Güzel kardeşlerim; Cennet’e girme ancak iman ve iman çizgisinde salih amellerle olur. Salih amel ifadesi Kur'anî bir ifadedir. Yardan'ın emirlerine bağlılığı, yasaklarından sakınmayı ifade eder.

***

Vesele

Ameller

Kur'an-ı Kerim'de Cennete girmeye vesile olacak ameller açıklanmaktadır. Bunları şöylece özetleyebiliriz.

Gerektiği şekilde iman etmek, iç huzuruyla devamlı olarak namaz kılmak, faydasız sözler ve işlerden kaçınmak, zekât verici olabilmek için çalışmak, zekât vermek, zina ve eşcinsellikten korunmak, sözlere ve sözleşmelere bağlı kalmak, Allah'a ve Peygamberi Muhammed'e karşı çıkanlarla birliktelik oluşturup kaynaşmamak, öfkeye hâkim olmak, affetmek, bilerek günahlarda ısrar etmemek, tövbe edip bağışlanma dilemek, sabır göstermek, şirk-insan öldürme ve zina gibi günahlar ve açık çirkinliklerden kaçınmak, danışma yöntemini benimsemek, zulme karşı birlikte savunma yapmak, Kur'an âyetlerini okumak, Allah anıldığı zaman kalpleri ürpermek, Kur'an âyetleri okunduğu zaman imanları artmak ve Rablerine dayanıp güvenmek, adil olmak ve de cihat etmek. “

Bu ameller Kur’ân’da belirlenmiştir. Belirleyici âyetlere Müminun sûresinden bir örnek vermekle yetinelim: Bu sûrenin ilk âyetlerinde, en yüksek Cennet olan Firdevs Cennetleri’ne varis olacak müminler, iç huzuruyla namaz kılanlar, faydasız işlerden sakınanlar, zekât verici güce ulaşabilmek için çalışanlar, zinadan ve eşcinsellik gibi cinsel haramlardan korunanalar, üzerlerine aldıkları işleri gereğince yapanlar ve verdikleri sözlere bağlı kalanlar ve namazlarına devam edenler olarak açıklanmaktadır.

Aziz Peygamberimiz efendimizin konumuzla ilgili hadislerini özetlediğimiz zaman da bu görevlerin aynılarını daha bir ayrıntılara inilmiş olarak görebiliyoruz:

İman, namaz, zekât, oruç, hac, Allah için sevmek, cihat, helalleri helal, haramları haram bilmek, tatlı sözlü olmak, yemek yedirmek, yetimin geçimini üstlenmek, kız çocuklarını güzelce terbiye etmek, vermeyene vermek, gelmeyene gitmek, akrabayla ilişkileri sürdürmek, güzel ahlaklı olmak ve sair

Bunları da bazı hadislerle şöylece örneklendirebiliriz. Salât üzerine olsun O, değişik hadislerinde şöyle buyurur:

“Kim cehennemden uzaklaşıp cennete girmek istiyorsa Müslüman olarak can vermelidir bir de nefsi için istediklerini diğer insanlar için de istemeye çalışsın.”

“Üç haslet vardır ki bunlara sahip olanları Allah Zülcelal rahmetiyle Cennetine koyar. Bu üç haslet; vermeyene vermek, gelemeyene gitmek, hata edeni bağışlamaktır.”

Gerçek müminlerin haklarında iyi şehadette bulunup ne güzel insandır diyebildikleri Cennetliktir. “

Aziz Kardeşlerim!

Cennete götürücü bu ameller dünyanın her yerinde, her bir toplumunda ve her kültür seviyesindeki insanlar tarafından saygıdeğer olarak kabul olunabilecek amellerdir.

Cennet’e Götürücü Bütün Yapılmalı mıdır?

Bu amelleri dinlediğimizde “Bunların hepsini yaptığımızda mı Cennete gireceğiz” diyerek ümitsizliğe kapılabiliriz. Elbette ki hayır kardeşlerim. Çünkü bütün bu amellerin hepsini arzu etsek bile yapabilmemiz mümkün değildir. Kaldı ki Rabbimiz bizi yapabileceklerimizden sorumlu tutmaktadır. Bazılarımız için silahlı cihat farz olmayabilir. Ana-babasını küçükken yitirenler için ana-babaya ikram görevi düşebilir. Bazılarımızın çocukları olmadığı için İslâm’i çizgide çocuk yetiştirme yükümlülüğü kalkabilir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: bu amellerden bir kısmını olsun Cennet’e girme amacıyla inançlı bir kafa ve gönülle yapabilmiş olmak bile Cennet’e girmemize sebep olabilir.

Bitirirken…

Sizlere. iman ve zekâtla birlikte cennete götürücü ana ibadetimiz olan namazı kılmamız gerektiğini yeniden hatırlatıyor, sohbetimizi Peygamberimizden bir hadisle bitiriyorum :

- Salat ve selam üzerine olsun- O, şöyle buyurur:

“Bir kimse üç defa; ‘Allah'ım! Senden Cennetini istiyorum’ diye dua ederse cennet de lisan-ı hal ile şöyle dua eder:

Ya Rabbi bu kul beni arzuluyor. Sen onu Cennetliklerden kıl.

Bir kişi de üç defa; Yüce Rabbim! ‘Cehennem azabından sana sığınıyorum’ diye dua etse cehennem de lisan-ı hal ile şöyle yakarır:

Ya Rab! Benden sana sığınan bu kulunu Cehennemden uzak kıl. “

Yüce Mevla'mızdan hepinize hayırlar, huzurlar, saadetler dolu ömürler niyaz ediyorum aziz kardeşlerim.