CENEVRE -3: BARIŞ MI? PAYLAŞIM MI?
Suriye Savaşı, Ortadoğu ve uluslar arası düzeni sarsmaya devam etmektedir. Milyonlarca insanın mülteci konumuna düştüğü, yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği tarihin en kanlı savaşlarından birinden söz ediyoruz. Savaşın olduğu, ama Suriye dediğimiz devletinin olmadığı bir durum vardır. Ortada artık Suriye savaşı diyebileceğimiz bir olgu yoktur, çünkü ortada savaş vardır, fakat Suriye yoktur. Ortada olan savaşta vekiller denilen belirsiz taraflar bulunmaktadır. Suriye Savaşı bir vekalet savaşına , yani bir hayaletler savaşına dönüşmüş bulunmaktadır.
Suriye'de artık Suriyeliler bulunmamaktadır. Suriyelilerin dışında herkes bugün eskiden Suriye denilen sahada var olmaya ve etkin olmaya çalışmaktadır. Akdeniz'de donanmaları olan ülkelere baktığımızda aslında hayaletler savaşının gerçek aktörlerini de öğrenmiş bulunuyoruz. Suriye'de bugün direkt veya dolaylı olarak savaşa müdahil olan güçler, Suriye üzerinden Ortadoğu'nun geleceğinde söz sahibi olmaya çalışan hegemonik güçlerdir.
Suriye'de vekil taraflar arasındaki çatışmayı sonlandırmak için Cenevre-3 görüşmeleri başladı. Cenevre görüşmeleri, Suriye'siz Suriye nitelememize uygun şekilde başladı. Cenevre'de Suriyeli olarak niteleyebileceğimiz taraflar yoktu. BM Özel Temsilcisi Mistura, görüşmelerin başladığını dünyaya göstermek için sadece Esed rejiminin heyetiyle görüşmelere başladı. Cenevre-3 Görüşmelerinin sadece Esed'in heyetiyle başlaması, Cenevre-3'ün ölü doğduğu anlamına gelmektedir.
Cenevre'de üçüncü defa çözüm için görüşmeler başlatılmaya çalışılıyor, ancak çatışma ve şiddet bütün yoğunluğu ve yıkıcılığıyla sahada devam ediyor. Rusya'nın desteğiyle Esed güçleri hakimiyet alanlarını genişletmeye, saldırılarda bulunmaya devam ediyorlar. Esed rejimi ve Rusya, silahla kendi çözümlerini herkese dayatmaya çalışıyorlar. Çatışma ve şiddetin yoğun bir şekilde devam ettiği bir atmosferde Cenevre'de bir barış girişiminin başlaması ve çözüme ulaşması çok zor gözükmektedir.
Cenevre-3 Görüşmeleri, Amerika-Rusya'nın ortak yapımı olan bir girişimdir. Suriye'de Rusya ve Amerika çatışmak yerine, ortak işbirliği ve yakınlaşma çerçevesinde hareket etmektedir. Amerika'nın Rusya'nın Suriye politikasına yaklaştığı bile söylenebilir. Amerika'nın Suriye'deki politikasının ne olduğu konusunda büyük belirsizlik ve karışıklık olmasına karşı, Rusya, Esed rejimini ayakta tutma ve Akdeniz'deki varlığını korumaya dayalı net bir politika izlemektedir. Suriye'de Esed rejiminin arkasındaki esas aktörlerin Rusya ve İran olduğu bilinmektedir. Cenevre-3 görüşmelerinde İran'ın ortalıkta görünmediği, alanı ve insiyatifi Rusya'ya bıraktığı görülmektedir. Cenevre-3 görüşmelerinde esas aktörün Rusya olduğunu söylemek abartı olmaktan ziyade, bir tespit olarak ifade edebiliriz. Rusya, Cenevre'de bütün oyun kuruculuğu üstüne almış durumdadır.
Suriye'de üç temel taraf bulunmaktadır. Birinci kesim Esed rejimidir. Esed rejimi, İran ve Rusya'nın desteğiyle ayakta kalmaktadır ve Cenevre-3, rejim heyetiyle görüşmelerle başlamıştır. İkinci grup Riyad Grubu denilen Suriye Yüksek Müzakere Heyetidir. ÖSO, Ahrar'uş-Şam ve Ceyş'ul İslam bu grup içinde bulunmaktadır. Bu grup, Türkiye-Katar-Suudi Arabistan tarafından desteklenmektedir. Bu grup, Esed rejiminin saldırılarını durdurması ve kuşatma altındaki yerlere insani yardım ulaştırılması durumunda Cenevr-3'e geleceğini ifade etmiştir. Üçüncü kesim PYD ve Suriye Demokratik Meclisi'dir. PYD, Lübnan büyüklüğünde bir coğrafyayı kontrol eden bir yapıdır. DAİŞ'e karşı etkin bir mücadele veren Kürtler, Rusya ve Amerika tarafından askeri olarak desteklenmektedir. Türkiye'nin PYD'yi terörist olarak görmesi, ve görüşmeleri boykot tehdidinde bulunmasından sonra PYD'nin, Cenevre-3'e katılması engellenmiştir. Bu tablo, Cenevre-3'te sadece Esed rejiminin olduğunu göstermektedir. Rusya-İran için stratejik hedef, Esed rejiminin Şam'da ayakta kalmasını sağlamak ve Cenevre'de masaya güçlü taraf olmasının imkanlarını yaratmaktır. PYD ve Suriye Demokratik Meclisi'nin Cenevre-3'e katılmasının, şu an için Rusya ve ABD için birinci öncelik olmadığı anlaşılmıştır.
Cenevre-3 sahici anlamda bir çözüm ve barış görüşmesi değildir. Rusya ve Amerika başta olmak üzere egemen güçler, Suriye savaşının bitmesini değil, devam etmesini istemektedir. Bütün hamleler ve politikalar Suriye savaşının uzaması içindir. Cenevre 1-2-3 gibi girişimlerle dünya oyalanmak istenmekte, küresel güçler ise Suriye üzerinden her geçen gün daha kalıcı bir şekilde Ortadoğu'ya yerleşmektedirler.
Suriye'de hiç bir aktör veya devlet, tek başına çözümünü dayatma veya haritayı çizme lüksüne sahip bulunmamaktadır. Devletlerin ve grupların diplomatik hamleleri arka arkaya gelmektedir.Cenevre-1-2-3 süreçleri Suriye'nin paylaşımı mücadelesine dönüşmüş durumdadır. Yüz yıl önce bir Fransız ve İngiliz (Sykes-Picot) bir araya gelerek Ortadoğu'yu kendi aralarında paylaşmışlardı. Bugün de bir Amerikalı ve Rus (Kerry-Lavrov) bir araya gelerek Suriye'yi paylaşmaktadırlar. Cenevre-3'ü, Kerry-Lavrov Antlaşması olarak yani günümüzün Sykes-Picot'unun başka bir tezahürü olarak değerlendirebiliriz.