Cemaleddin Efgani hakkında
Bir süre önce Zehra Türkmen hanımefendi gazetemizde "Cemaleddin Afgani: Islah ve öze dönüş çabalarının öncüsü" başlığıyla makale yazdı.
Gerçekten Efgani ölümünden bu yana 116 yıl geçmesine rağmen hala tartışılan bir zattır. Mason muydu? İranlı mı, Afgan mı yoksa Arap mıydı? Şii miydi, Babiyye fırkasından mıydı yoksa ehli sünnet mi? İnançlı bir Müslüman mıydı? Rus ajanı mıydı? Bu sorular hep tartışılmakta, ancak bir sonuca bir türlü varılamamaktadır.
Ali Şeleş'in yazdığı ve İz Yayınlarından çıkan Prof. Dr. Hayrettin Karaman hocamızın takdim hazırladığı Cemaleddin Efgani kitabından yararlanarak bazı değerlendirilmelerde bulunmak istiyoruz:
v Edib İshak'a göre; Efgani insanları hürriyet prensibi etrafında bir araya getirmek için masonluğa girmiştir. Locada başkanlık seviyesine yükselmiştir. Daha sonra, Doğu Fransız Locasına bağlı milli bir loca kurarak ulemadan kendisine bağlı ve ileri gelenleri locaya davet etmiştir (Sy. 25). Mısırda kaldığı 1871 -1879 yıllarında masonluk hareketi ve mason localarıyla sağlam bir bağı vardı (sy.76). 1884 yılında Paris'te ikameti sırasında yine localardan biriyle temas halindedir. Bul locaların birinde bu kainatın en büyük mühendisinin varlığına inanmadığı için çıkarılmıştır (sy.120). Şark Locası'na kayıtlı üye iken İtalyan Locası'na da katılmıştır (sy. 174).
v Efgani'nin geçmişini inceleyenler İranlı olduğunu ve Şii dini eğitimi aldığını belirtmektedir (Sy. 40,41 ve 46). Ana dili Farsçaydı (sy.76).
v Yine Şii olduğunu gizlemiş ve takiyye yapmıştır (Sy. 60).
v İngiliz casuslarından birinin yazdığı raporda, " göründüğü kadarıyla belirli bir dine bağlı olmayan, Müslümanlardan daha çok Avrupalılara yakın tarzda yaşayan birsiydi." (sy.87)
v İstanbul'dayken Sultan Abdul Hamid, Efgani'ye kendisini evlendirmeyi teklif ettiği zaman sinirlenmiş ve erkeklik organını kesmekle tehdit etmiştir (sy.102).
v İstanbul'da 1870'de verdiği konferansta "Nübüvvet sanattır." demiş ve filozoflukla peygamberliği benzer tutmuştur (sy.130). Filozofun mesleğinin peygamberlik mesleği kadar şerefli bir düzeyde olduğunu söylemiştir (sy. 156).
v Ernest Renan'ın İslamiyet aleyhine hazırladığı kitaba yazdığı reddiyede, islam'ın ilmin önünde engel olduğuna katıldığını belirtmiştir (sy.135).
v Efgani'nin İngilizlerle mücadele ettiği de doğru değildir 1895 tarihinde Britanya Büyükelçisi'ne yazdığı bir mektupta kendisinin himaye edilmesini talep etmiştir. Mektubunda İngilizleri övmüş; zayıfları, zalim ve barbarların zulümlerine karşı himaye ettikleri özelliğini söylemişti (sy. 151). Mektupta şöyle diyordu: "Kuşkusuz binlerce Müslüman ve Hıristiyan, kalplerinin derinliklerinden gelen bir çığlıkla seslenmektedir: Bizi kurtarır! Burada işler, akıl ve adaletten yoksun tesadüflere kalmış vaziyette." (sy.194).
v Efganiye göre İslam: "Örnek, Yüce bir din ve model olmaktan daha çok siyasi bir silahtır." (sy.155).
Evet, Efgani tartışılmaya devam edecektir. Ancak onun karanlık ve şüpheli bir zat olduğunu söyleyebiliriz.