Dolar (USD)
34.62
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2926.08
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Cemal Hoca

Pazar günü seçimimizi yaptık. Cumhur İttifakı zafer kazandı. Hem mecliste çoğunluğa sahip oldu hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde en yüksek oyu aldı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs Pazar günü ikinci turda inşallah oyların büyük çoğunluğunu alarak seçilecektir. Ertesi gün, yani 29 Mayıs’ta kısmetse İstanbul’un Fetih yıldönümünü ve seçim galibiyetini birlikte kutlayacağız. Türkiye’miz, bu “çifte bayram”ı fazlasıyla hak ediyor.

Gelelim başlıktaki konumuza. İsimlerine büyük hürmet ve muhabbet beslediğim şahsiyetler vardır. Onların akl-ı selimlerine, kalb-i selimlerine ve zevk-i selimlerine güvenir, vicdanlarına inanırım. Tam bir teslimiyet ve tevekkül içinde, ne yazmışlarsa alır okur, birikimlerinden istifade etmeye çalışırım. İşte bu müstesna büyüklerimden biri de Prof. Dr. Cemal Kurnaz’dır. Hakikaten eserlerini okurken huzur bulduğum bir ediptir Cemal Hoca. Yunus’un Nefesi ve Dikene Su Vermek daha önce bu sütunda bahsettiğim kıymetli eserleri. İkisi de Post Yayın Dağıtım’dan. Muhit Kitap’tan çıkan Türk’ün Mektebi Türkü Mektebi ile Kurgan Edebiyat etiketiyle basılan Türkülerin Gücü de iki müstesna eseridir. Bu sıralarda Post’tan elime ulaşan Yurttan ve Dünyadan Haberler kitabı hocamızın gezi yazılarından oluşuyor. Geçenlerde memlekete gittiğimde yolda iştiyakla okudum. O uzun zahmetli yolculuk nasıl geçti, doğrusu anlayamadım. Hayatımda okuduğum en iyi, lezzetli ve kıymetli seyahatnamelerden biriydi.

Son yıllarda garip bir huy edindim. Sevdiğim kitapları okurken dikkatimi çeken satırların altını ‘kırmızı’ kalemle çiziyorum. Eskiden renk gözetmezdim. Şimdi ille de bayrak kırmızısı… Önce Anadolu’yu turluyoruz yazarımızla birlikte. Hoca gezip gördüğü şehirleri, bu illerdeki tarihî ve turistik yerleri anlatırken bizi de heveslendiriyor. Samimi üslup ve akıcı dil cezbediyor. Hemen bir bilet alıp yola çıkasınız geliyor, bu isteği içinizde uyandırıyor. Acaba diyorum Cemal Hoca, Evliya Çelebi’yi rüyasında gördü mü? Gördü de “Medet ya Çelebi! Destur, el ver, ben de sefere çıkayım, yola revan olayım, ardından yürüyeyim!” dedi mi? Bu hayırlı rüyayı görmüş olmalı ki 320 sayfalık bu eser vücut bulmuş. Belli ki, yeni gezmelerin ardından gezi notları devam edecek.

Cemal Hoca gezip gördüğü yerleri hatıralarıyla bezeyip anlatırken zihinlerimizde daha iyi tasvir edebilelim diye üşenmeden bol bol fotoğraf da çekmiş. Resimler, anlatılan mekânların bulunduğu sayfalara serpiştirilmiş. Bu yönüyle de merhum seyyah Süheyl Ünver’in hakiki bir tilmizi olduğunu gösteriyor. Süheyl Hoca da hem yazıya, hem göze, hem de gönüle hitap ediyordu. Merakla beklediğinizi biliyorum. Acaba eserde nereler anlatılıyor? Haydi biraz ipucu vereyim: Samsun, Rize, Ordu, Sivas, Tokat, Sinop, Mengen, Akçakoca, Yalova, Bursa, Mardin, Hasankeyf, Diyarbakır, Urfa, Kırıkkale, Nallıhan, Kıbrıs’ta Lefkoşe, Lefke, Girne, Gazi Mağusa…

Bunlar bir kısım şehirler, bir de ülkeler var. Balkanlar’da Ohri, Kalkandelen, Üsküp, Kosova, Prizren ve diğer beldeler. Bulgaristan’a uzanıyoruz Sofya, Filipe. Sonra Saraybosna ve bütünüyle Rumeli. Cemal Hoca şehirleri anlatırken mazilerine de uzanıyor. Balkanlar’da Osmanlı izlerini görüyoruz. Doğu’ya dönüyor, İran’ı, Suriye’yi adımlıyoruz. Afrika’da Cezayir’e ulaşıyoruz. Ardından ata yurtlarımız Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan… Son sayfalarda “Amerika Dedikleri” ülke var. “Maşallah” diyorsunuz içinizden “Hoca bu kadar yeri ne zaman gezip dolaştı yahu, bir de temaşa ettiği yerleri kaleme aldı?” Ama unutmayalım ki bu seyahatlerin büyük kısmı ilmî görev dolayısıyla tahakkuk etmiştir. Yazarımız bir ilim adamı hüviyetiyle tebliğ vermek üzere gittiği ülkelerde sempozyumdan önce veya sonra arkadaşları ve mihmandarlarıyla ‘kaçamak’lar yaparak seyrana çıkmıştır. Kolay değil böyle gezilerde serazat dolaşabilmek. Çünkü zapt u rapt altındasınız, kaydınız tutulmuştur, asla bir yere kımıldayamazsınız. Böyle bir seyahati yıllar önce Fransa’ya yapmıştık da bazı şair ve yazar dostların Paris’e nasıl firar ettiklerini görüp gülmüş, cesaretlerine hayran kalmıştım. Seyahat edebiyatımızın en üstüne eklenecek bir eserdir Yurttan ve Dünyadan Haberler. İsmi de biz gazeteci milletine sempatik geliyor değil mi? Hakikaten hem yurttan hem de dünyadan birçok sahih malumatı bu eserden devşiriyoruz.

“Bir köy için kitap kaleme alınır mı?” demeyin sakın. Hem de ne nasıl alınır. Cemal Hocamız Toroslarda Bir Köy Taşlıca isimli eserde, doğup büyüdüğü Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Taşlıca köyünü anlatıyor. Torosların güney yamacındaki bu köy, tam 644 sayfada dile geliyor. Masallar, türküler, mâniler, efsaneler ve bütün kültür unsurlarıyla Taşlıca. Hoca bu eseriyle herkese örnek oluyor, hepimize. “Siz de köyünüzü, kasabanızı yazın.” diyor. (Ötüken Neşriyat) Dövüşçü Millet ve Acı Poyraz, hocamızın Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları’ndan çıkan ve denemelerden meydana gelen iki güzide eseri. Cümle akademisyenlerin kitaplarına kefil olamam ama Cemal Kurnaz Hocamızın bütün eserlerini gözü kapalı size tavsiye ederim. Aziz hocamıza sağlıklı ve bereketli ömür diliyorum. O yazsın, biz okuyalım.