Cemaatler gerçeği!
Cemaatler modern dünyanın sığınakları. Dıştan gelen tehlikelere karşı adeta insanlarımızı koruyucu durumundalar. Bağlılarına moral veriyorlar, kendine ve topluma güven sağlıyorlar. İmanı ve itikadı muhafaza konusunda önemli işlev görüyorlar. Çok ciddi sorunları olsa da gerçek böyle.
Günümüzün muteber mütefekkirlerinden üstad Yusuf Kaplan geçenlerde bu mevzuda yine bizleri ikaz eden "Türkiye, Kemalizm'le ve Gülenizm'le terbiye ediliyoru2026" başlıklı bir yazı yayınladı (Yeni Şafak, 3 Mart 2017). Makaleyi bulup okumanızı tavsiye ederim. Son paragrafını kendisine teşekkür ederek buraya alıyorum:
"Cemaatler, özellikle de tasavvufu, bu toplumun hayatından çıkarırsanız, hem bu toplumun ruh köklerini kurutmuş, Yunus'u, Mevlana'yı, Gazalu00ee'yi, Sinan'ı, İmam Rabbani'yi, bu toplumun mayasını karan, ruhunu oluşturan devasa Nakşibendu00ee geleceğini tarihe gömmüş olursunuz hem de bir kuşaklık zaman dilimi içinde bu topluma İslam'dan eser kalmaz. Allah muhafaza."
****
Abdülhamid Han'ın tokadı!
TRT ekranlarında ilgi ile izlenen Payitaht dizisinin bir sahnesinde Abdülhamid Han'ın sabrı taşarak bir büyükelçinin suratına Osmanlı tokadı patlattığı görülüyor. Hemen bir takım kişiler "Hakan yufka yürekliydi ve yumuşak tabiata sahipti. Böyle bir hadise gerçek değil" demeye başladılar. Akılları sıra diziyi itibarsızlaştıracaklar.
Evet, Abdülhamid Han tokat atmamış olabilir ama inanıyorum ki incelikli ve zeka pırıltılı laflarıyla, diplomatik kurallar içerisinde kalarak, büyükelçiyi tokat yemişten daha beter etmiştir.
Şu da var: Dizi bir belgesel değil bir filmdir. Bu yüzden gerçekle tam örtüşmeyebilir. Elbet ana fikri gerçeğe uygun olacak tarzda seyri kolaylaştıracak unsurlar eklenebilir.
Daha önce Kanuni hakkındaki dizide tamamen uydurma konular geçtiğinde itiraz edenlere "senaryo bu" diyenler şimdi tokat olayını öne çıkarıyorlar. Neyine inanalım bunların?
