Cemaatçi arkadaşlar ne ara böyle değişti?
Bu ülkede herkesin bir şekilde cemaatten birileriyle ilişkisi olmuştur. Ya eş-dost çevresinden ya da akrabalarından bazılarının cemaatle yakınlığı/bağı bulunmuştur. Hal böyle olunca da en ilgisiz alakasız kişi bile cemaatin sistemi, cemaatteki insanların hayat algısı, yaşam biçimi hakkında fikir sahibidir. Lakin cemaat, hükümete karşı tutumunu artık açık ve net bir şekilde göstermeye başladıktan sonra toplumda yerleşmiş olan cemaat algısı değişmeye başlamıştır.
Her şeyden önce cemaatin siyasete mesafeli durduğu, kendilerini toplumun manevi dünyasını imara adamış hizmet gönüllüleri olduğu düşüncesi yıkılmıştır. Ardından cemaatin, toplum huzur ve maslahatından ziyade işbirliği geliştirdiği iç ve dış çeşitli mihrakların menfaatlerini gözettiği fikri yayılmaya başlamıştır. Daha evvel cemaatten olmasalar bile zekat, sadaka, kurban, burs vs ile cemaate destek olan kişilerin yaşadıkları şok piyasaya çıkan her iddia, kaset, tape ile artmaya devam etmektedir.
Halkın tamamen dini duygularla bağlandığı, desteklediği bir teşekkülün altından siyasetin merkezine göz dikmiş, içte ve dışta çeşitli bağlantılarla kime/neye hizmet ettiği şimdilik pek de netleşmemiş bir yapı çıkmıştır.
Son yaşananlar toplumun cemaatle ilgisi algı ve düşüncesini büyük bir hızla değiştirirken cemaat içinde de sorgulamalara, yargılamalara yol açmaktadır. Tabii cemaat bünyesinde bu sorgulamaları yapanlar nispeten cemaat dışı kaynaklardan da haberdar olan, bunları takip eden kişiler. Yoksa Zaman'dan başka gazete, Sızıntı vs'den başka dergi bilmeyen/okumayan müntesipler çoğu gelişmeden haberdar olmuyorlar.
Hizmet gönüllülerine kendi yayın organlarının dışında kalan tüm neşriyatı yasaklayan cemaat, bu vesileyle onları kolaylıkla sevk-ü idare etmekte. Her hafta tepeden gelen emir ve yönlendirme çerçevesinde düşünsel paradigmaları oluşturulan müntesiplerin bunun dışında bir önerme geliştirmeleri beklenemez zaten.
Bununla birlikte cemaatte, kendi akılları üzerinden düşünme ve sorgulama yapma mekanizmalarını devre dışı bırakmayan insanların iç dünyalarındaki kırılma çoktan başladı. Gündemi takip eden, siyasi gelişmelerden haberdar olanların çoğu cemaatin tutumunu anlamakta ve açıklamakta zorlanıyor.
Bunların dışında kalan müntesipler/destekleyiciler ise zaten abi/abla bağıyla oluşturulan zincirle kendilerine ulaşan haber ve direktiflerle düşünsel dünyalarını şekillendirmekteler. Her hafta gelen bilgi ve talimatla mevcut düşünceler kavileştirilmeye çalışılmakta.
Bu grup içerisine kimler mi girer? Aslında bunların tek tip ve karakterde olduklarını söylemek mümkün değildir. Gündemden uzak durup kendilerini sırf hizmete adamışlar, okuma alışkanlığı geliştirmemiş ev kadınları, küçük esnaflar, yüksek tahsilli ama merkezden gelen talimatı yanılmaz buyruk gibi karşılayanlar gibi kozmopolit bir yapıdan bahsedilebilir.
Her ne kadar dıştan bakıldığında bunlar çok farklı hüviyete sahipmiş gözükseler de aslında hepsinin rıza-i İlahiyi kazanma amacında buluştukları bir gerçek. Ancak dış dünyayla bağ kur-a-mayıp şeksiz şüphesiz itaat etmeleri onları camianın yanlışlarını görmeme, hatta bilmeme noktasına taşıyabiliyor.
Sözgelimi birçok ablanın/abinin Mehmet Baransu, Önder Aytaç, Emre Uslu'yu dahi tanımadığını, kendi gazete yazarlarının yazdıklarından, savunduklarından bile bi haber olduklarını söyleyebiliriz.
Ya da üç kızıyla gece yarılarına kadar mantı sarıp cemaate burs veren, evinde iki kanepeden başka eşya bırakmayıp dağıtan kendini hizmete adayan ablaların Today's Zaman'ı ve orada yazılanları dahi bilmedikleriniu2026
Ecevit'e, okullarına karışmadı diye rahmet okurlarken Erbakan'ı öfkeyle anmaktan çekinmez hale getirilen müeddep, pantolon giyinmez, makyaj yapmaz ablaları da anlatabiliriz veya buna benzer birçoklarını.
Caiz değil diye kadın eli sıkmayan ama bir başkasının yatak odasının servis edilmesini savunanları; kendi ülkesinin başbakana yaptığı lanetlerine, beddularına Tefriciyeleri, Tebbetleri eşlik ettirebilen hoca'nımlarıu2026
Bizim düne kadar bildiğimiz cemaat ve müntesipleri mi başkaydı, yoksa şimdi mi gerçeği görmekteyiz! Yaşadığımız bir yanılgı mıydı yahut cemaattekiler büyük bir hızla değişti de biz mi fark edemedik? İnancımız bizleri kör etmişti de görmek mi istememiştik, hepimizin aklında böyle deli sorular işteu2026
twitter.com/sabihadogann
