Çekin elinizi cebimizden
Hayat pahalılığı market ve esnafın hiç umurunda değil. Enflasyon ve döviz bir yükseliyorsa onlar fiyatları üç artırıyorlar. Üç harfli marketlerden haftada bir yoğurt alırım. Geçen hafta baktım 60 TL olan 3 kg.’lık yoğurdun fiyatı 80 TL olmuş. Enflasyon ve dövize bağlı bir artış olsa anlarım, bir anda yüzde 30 zam da ne oluyor diye market görevlilerine çıkıştım. Tabii satıcıların yapacak bir şeyi yok.
Zaman zaman
bazı ürünlerin fiyatını astronomik şekilde artırıyorlar. Bu durumda olan
garibana oluyor. Halbuki dar gelirli olsun olmasın tüm vatandaşların bu tür
abartılı zamlara karşı çıkması, firma sahiplerini uyarması lazım. Aynı gün
okuduğum başka bir haberde, firma Belçika ve İngiltere’deki iki dev çikolota ve
bisküvi fabrikasını birleştirmiş, ortaya 25 fabrikadan oluşan bir dünya devi
çıkmış.
Bu firma
sadece zaruri ihtiyaç maddelerini çok cüz’i karlarla satsa ne kaybeder?
İhtiyacı olan vatandaşlara biraz destek çıkmış olmaz mı? Diğer marketler için
de bir örnek oluştururlar. Bunu yapabilmek için işin merkezine kâinatın en
şereflisi olarak yaratılan “insan” ı koymak gerekiyor. Ama bunu yapmak için
düşünecek akıl, insaf edecek vicdan, merhamet ve basiret gerekiyor. Bir de halkı
sömürerek karunlaşmak yerine “Veren el alan elden üstündür” düsturunu
benimsemek.
***
Bir eleştiri
de medya için yapalım. Memur ve emekli zamları konuşulmaya başlandığı anda,
biraz daha fazla okunmak ve tıklanmak için hemen onu büyütüp öne çıkarıyorlar.
Bu da zam yapmak için pusuda bekleyenleri harekete geçiriyor. Daha yapılmayan
maaş artışlarını hemen fiyatlara yansıtmaya başlıyorlar.
Medyanın da
bu tür haberleri küçültmesi, zamlar yapılmadan da duyurmaması ve abartılı
başlıklar artmaması gerekiyor. Çoğu zaman daha çok tıklanma kaygısı ile yanıltıcı
başlıklar da atılıyor. Memura ve memur emeklisine yapılacak zam görüşmeleri
sanki tüm emekliler için yapılıyormuş gibi yansıtılıyor. Bu da okuyucuyu hayal
kırıklığına uğratırken medyaya zaten olmayan güveni öfkeye dönüştürüyor.
Gariban ve emekliye bir darbe de medya vuruyor.
Medyanın bir
diğer üzücü yönü de özel haber ve araştırmaların neredeyse tamamen ortadan
kalkmış olması. Önemli olaylarda bile işin detaylarını ve perde arkasını
araştırıp her yönü ile ortaya koyacak muhabirler yok denecek kazar azaldı. Olay
sadece ajans haberciliğine döndü. Medya patronlarının bu konuya da eğilmeleri
şart.
***
İçimizdeki
aç gözlülerin kesemize musallat olması yetmezmiş gibi uluslararası soyguncular
da internet üzerinden insanımızı soymaya başladı. İçimizdeki kazanma hırsını
kamçılayan bu soysuzlar Afrika, Güney Amerika veya Uzak Asya’dan bir whatsapp
mesajı ile yarı zamanlı para kazanma yolları teklif ediyor. Instagram
beğenmeleri yahut Haritalar uygulaması üzerinde yapılan yorumlara küçük
ödemeler yapan bu şebekeler, bir süre sonra 100 lira yatırdığınızda size 130
lira vermeyi taahhüt ederek işi kumara döndürüyorlar.
Bir üç beş sizde
ödeme yapacaklarına dair bir güven oluşturduktan sonra daha yüksek paralar
yatırmanızı, böylece daha çok kazanmanızı teşvik ediyorlar. Siz para yatırıp
daha çok kazandıkça da rakamlar büyüyor. Eğer bir birikiminiz varsa, ona el
koyduktan sonra ortadan kayboluyorlar. Ondan sonra ara ki bulasın! Siz siz olun
bu şebekelere itibar etmeyin, eğer mesaj başka bir ülkeden geliyorsa sakın ola
ki cevap vermeyin.