Cehennemin yolu: Hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk
İnsanlığı hukuktan, barıştan ve özgürlükten ayıran en büyük çürüme, yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet yüzünden, toplumun mali kaynakları keyfi yöneticiler tarafından harcanmaktadır. Her yolsuzluk ve rüşvet skandalı, bir toplumun içten içe çürüdüğünü ve önü alınmaz krizlere ve felaketlere gittiğini haber vermektedir. Rüşvet ve yolsuzluk, çanların herkes için çaldığını haber veren facialardır.
İnsan, güç, para ve şehvet uğruna
her türlü ahlaksızlığı, hukuksuzluğu ve hırsızlığı yapabilir. Başkalarının malını
hırsızlıkla, rüşvetle ve yolsuzlukla gasbeden kişiler veya çeteler, en korkunç
vahşilerdir. Asıl cehalet ve
vahşet, hukuksuz ve keyfi bir şekilde
insanların malını ve parasını çalmaktır ve gaspetmektir. Kuran, keyfice ve zorbaca
insanlara ve kamuya ait malın ve paranın çalınmasını şiddetle yasaklamaktadır:
“Birbirinizin malını haksız yollarla yemeyin. Başkalarına âit bazı malları,
günah olduğunu bile bile haksız yolla yemek için mevki ve makam sahiplerine
rüşvet vermeyin” (Bakara 188)
Rüşvet ve yolsuzluk, herhangi bir
suç veya günah değildir. Başka bir ifadeyle rüşvet ve yolsuzluk, sıradan adi
bir vaka düzeyine indirgenemez. Rüşvet ve yolsuzluk yapanın dini de, imanı da,
ahlakı da, maneviyatı da yoktur. Rüşvet ve yolsuzluk, kişinin insanlığını
tamamen kaybetmesidir. Rüşvet ve yolsuzluk mekanizması için de yer alan bütün
kişiler ve çeteler, insanlığın vahşi
düşmanlarıdır. Hz. Peygamber, insanlığın vahşi düşmanları olan rüşvet ve
yolsuzluğun bütün taraflarına Allah’ın lanet ettiğini ilan etmiştir: “Rüşvet
alana, verene ve bunlar arasında rüşvete vasıta olana da Allah lanet
etsin.”Rüşvet ve yolsuzluk yapan, en
büyük dinsiz, maneviyatsız, ahlaksız,
fasık ve zalimdir. Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet alanın dini, imanı, ruhu, ahlakı
ve adaleti yoktur. Hz. Peygamber, rüşvet ve yolsuzluk çarkı içinde yer alan
herkesin cehennemde yerini hazırladığını net bir şekilde ifade etmektedir:
“Rüşvet alan da, veren de Cehennemdedir.”
Rüşvetin, yolsuzluğun ve hırsızlığın
egemen olduğu bir yerde insana ve doğaya ait her şey zıddına tersyüz
edilmiştir. Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet haklıyı haksız, iyiyi kötü, doğruyu
yanlış, vasıfsızı yetkili, liyakatsizi güçlü yapmaktadır. Tarihin ilk rüşvet
belgesi olarak bilinen bir Sümer tabletinde öğretmene verilen rüşvet sonunda
sınıfın en tembel öğrencisinin sınıfın en başarılı öğrencisi haline getirildiği
anlatılmaktadır. Yolsuzluk ve rüşvetin olduğu bir yerde eğitimin,
üniversitenin, bilimin, sanatın,
felsefenin, demokrasinin, özgürlüğün, ahlakın ve hukukun bir anlamı yoktur.
Yolsuzluk ve rüşvet, despotizmin, keyfiliğin, baskının, kabalığın ve keyfiliğin
meyveleri olarak ortaya çıkmaktadır.
İslam literatüründe rüşvet ve yolsuzlukla ilgili çok anahtar
bir kavram olan gulûl kullanılmaktadır. İhanet anlamına gelen gulûl, terminolojik olarak kamuya ait mala karşı
yapılan hırsızlığı, yolsuzluğu ve ihaneti ifade etmektedir. Yolsuzluk,
hırsızlık ve rüşvet, insanlığa yapılan en büyük ihanettir. Hz. Peygamber, gulûl
şeklinde yöneticilerin yaptığı büyük hırsızlıklar, yolsuzluklar ve yağmalar konusunda
sürekli uyarılarda bulunmuş ve bu konuda sürekli uyarılarda bulunmuştur. Hz.
Peygamber, kamu malına ihanet edilmemesi konusunda sürekli olarak şu hususu vurgulamaktadır:
“Ey insanlar! Sizden birini bir iş için tayin ettiğmizde, o bizden bir iğneyi
veya iğneden daha değersiz bir şeyi gizleyecek olsa bu bir gulûldür (kamu
malına ihanettir). Kıyamet günü o kişi,
yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet ihanetiyle gelecek ve bu ihanetiyle rüsva
olacak.”Hz. Peygamber, rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık yapan yöneticilerin küfür
ve sapıklık içinde olduklarını çok sert sözlerle ifade etmektedir: “Devlet
başkanının hediye alması haramdır. Hâkimin rüşvet alması küfürdür.” “ Yöneticilere
verilen hediyeler hırsızlıktır.” “Devlet başkanına hediye vermek gulüldür
(kamusal malı yağmalamaktır ve kamuya ihanet etmektir).” Ellerinde bulundurdukları
kamu gücünü rüşvet ve yolsuzluk gibi ihanetler için kullanan kişilerin ve
çetelerin, derin bir sapkınlık, helak ve
küfür içinde oldukları konusundaki sarsıcı uyarıyı Hz. Peygamber’den duyuyoruz.
Yöneticilerin ve hâkimlerin rüşvet ve yolsuzluk yaparak karar vermeleri suht
kavramıyla ifade edilmiş ve rüşvet alarak karar veren yöneticilerin küfre düştüğü
net olarak ifade edilmiştir. Rüşvet ve yolsuzluk, küfürdür ve vahşettir.