Cehaletten kurtulma seferberliği
İnsan denen mükemmel varlık teknolojide füze hızı ile ilerleyerek, aklımıza hayalimize gelmeyecek kadar dünyalık işlerde yol alıyor. Bilim kurgucular yeni projeler üretmekte bu hıza yetişemiyor desem yalan olmaz.
Fütürolojistlerin işimizi kolaylaştırmak için ön görüleri birçoğumuzu hayretler içinde bıraksa da yakın gelecekte dünyalık işlerimizin daha kolaylaşacağı kesin.
Özellikle yazılım teknolojisinin hüneri ile bugün birçok insan akıllı telefonlarındaki programlarla, bir günde bitirilemeyecek işlerini oturdukları yerden saniyeler içinde halledebiliyorlar.
İnsan biyolojik bir varlık. Yaratanın verdiği aklı kullanarak bir yönü ile kalkınıyor. Aynı yaratanın bedene üflediği ruh ile ilgili tekamülü gösteremiyorsa ki göstermiyor, sorun da burada başlıyor.
Akıl ve ruh iki kanat olarak dengeli olduğunda zihin ve beden sağlıklı olabiliyor. Dengenin bozulduğu her bir durum ise sağlıklı olmamızın yolunu tıkayabiliyor.
Bu girizgahtan sonra şimdi biraz benlerimize dönelim.
Okuması zayıf, anlaması kıt, iz'anı sorunlu insanlarla iç içe yaşıyoruz. Bu acıda olsa gerçek. Aynalar referansımız olsa içimizdeki benlerle yüzleşme şansımız olabilir. Ama çoğunlukla işimize gelmeyen nahoşluklarımızla bizi yüzleştirdiği için bu şanstan da mahrum durumdayız.
Vali olmuş oğul ile cahil baba hikayesini işitmeyenimiz yoktur. Rabbimiz de bilimle ilmi birleştiremeyen okumuş güruha yüklü eşek benzetmesi ile mesajını, insan olup anlayana açık ve net olarak veriyor.
Geçenlerde bir televizyon kanalında sunucu rastgele insanlara basit sorular sorarak bir röportaj yapmış. Ayet, farz, sünnet, vacip nedir içerikli röportajda bilge(!) halkımızla yapılan programı izleyince içim öyle bir cızladı ki, aklıma üstat Şevket Eygi beyin aktardıkları geldi.
Üstadımız " ilahiyat öğrencisi Allah'ın sıfatlarını bilmedi diye dertlenerek anlatmıştı.
Kanal -7 televizyonunda yayınlanan SOKAK KONUŞUYOR programını izlendi ise! izleyenlerin şaşkınlığı devam ediyordur inşallah.
Bu milleti bu hale getirenlere lanet okumak yeterli olsa lanet olsun derim. Ama yeterli olmaz olamaz.
O zaman bugünden tezi yok cehaletle savaşmaya başlayalım.
Nasıl 15 Temmuz'da bir işaretle hainleri yok edip dünyayı dize getirdi isek, aynı vakar ve ciddiyetle bu meselenin üzerine gidersek başarmama gibi bir durum olamaz.
Yapmamız gereken şey çok basit. Para pul istemiyor. Öncelikle ve ivedilikle dini bilgilerimizde olmazsa olmazlarımız var. Örnek; kıldığımız namazlarda okuduğumuz ayet ve surelerin anlamını öğrenmekten başlayalım. Allah'ın zati ve sübuti sıfatlarını ve verilen mesajı kavrayalım. Anlamları nedir? Kısaca bilelim ki, hem haddi aşmayalım hem de haddimizi öğrenelim.
Gerçekten röportajda sorulan sorular çok basit ve herkesin kolayca cevap vermesi gereken ilmihal bilgileri ama cevapları duyunca küçük dillerinizi benim gibi yutma tehlikesi geçirebilirsiniz.
Röportajın olumlu kabul edilebilirse, tek olumlu yanı gençlerimizin verdiği cevaplar biz yaştakilere göre daha gerçeğe yakın.
Çok bilmiş bataklığına saplanmadan bilmemiz gerekenleri öğrenmeliyiz. Toplum içinde yaşamanın bazı kurallarının olduğu gerçekliğine göre hareket etmeliyiz. Hak ve özgürlüğü başkalarının özgürlük alanlarına tecavüz ederek haksızlık ve hukuksuzluk yapmamalıyız.
En başta ve elzem olanı çok okumalı az konuşmalı ve hareketlerimizle eşimize dostumuza yakınlarımıza örnek olabilmeliyiz.
Cehaletle savaşı emreden bir dinin mensuplarının bu kadar cahil olması tesadüf değil biliyorum. Ama bahaneler bugün geçersiz.
Temizlik imandandır diyen bir dinin mensuplarının pisliği de cehaletlerindendir.
Büyükler boşuna demez. "Cahilden evliya, koyma havluya"
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.