Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Ocak 2016

ÇAYCI SÜLEYMAN VE KAHVEHANESİ

Öğrenciyken arkadaşlarla uğradığımız İstanbul-Fatih Camii etrafında Duvar Dibi diye bir mekan vardı. Mekanda çay, kahve içer ve sohbet ederdik. Oraya uzun süre takılanlar, çayların geldiği yerin hemen aşağı sokak girişinde tarihu00ee bir şark kahvehanesi olduğunu bilirdi. İçeride mistik havanın insan, verdiği kokuyu bir aldınız mı, artık oradan çıkamazdınız. Burayı işleten zat müzmin bekarlardan Çaycı Süleyman'dı. Bekarlık sultanlıktır diyen öğrenci güruhuyla takılmak onu da etkilemişti.

Kahvehane, daha çok kış mevsiminde iç mekan yaz mevsiminde ise dış mekan yani Fatih Duvar dibine taşınıyordu. Gündüz civardaki esnafın, akşam da civardaki üniversitelerde okuyan öğrencilerin mekanı olurdu. Bazen esnafla öğrenciler burada dost olurlardı. Bir yer ve yurt bulamamış üniversite talebeleri bu kahvedeki esnafın türlü yardımlarına mazhar olurlardı. Bunun karşılığında da talebeler, şükranlarını ifade etmek için memleketlerinden getirdiği kaçak tütün ve çayın bir kısmını verirlerdi. Hatta çiğköfte yapmak için kahvehanenin gizli bir yerinde sakladıkları biberleri de bu esnafa teşekkür mahiyetinde hediye ederlerdi.

Çaycı Süleyman halden anlayan biriydi. Gideceği yeri olmadığı için kahvede kalmak isteyen öğrencilere kahvehanenin anahtarını bırakırdı. Daima arka tarafta eski bir yatak ve battaniye vardı. İyiliksever olan Çaycı Süleyman'ın ticaru00ee zekası da yok değildi. Özellikle milli takım maçlarında herkesin ay yıldızlı formayı giyip televizyon başına geçtiği kahvehane de dakikada bir gol atılmasa da atakların gol olabileceği düşüncesiyle çaylar dağıtılıyordu. Buna Çaycı Süleyman'ın çay servisi replikleri denilirdi.

-Evet arkadaşlar milli takım topu aldı, atak başladı. Gole gidiyoruz çaylaaaarrrr geliyor.

Milli takımımız topu karşı sahaya sürdüğünde Çaycı Süleyman da çayları masaya sürüyordu. Daha milletin elinden ikinci bardak düşmeden çaylar masaya bırakılıyordu. Buna karşın Çaycı Süleyman, ezelu00ee rakipler olan Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında zarar ediyor, esnaf arasında çıkan maç kavgalarında öğrencileri barikat olarak kullanıyordu. Kahvehanede bir kaç gün geceleyen öğrenci doğal olarak Çaycı Süleyman'ın güvenlik kuvveti oluyordu. Öğrencilerin, çoğu günler bardakları yıkamada da Çaycı Süleyman'a yardım ettikleri oluyordu.

Kahvehanede adeta Anadolu mozaiği sergileniyordu. Adıyamanlı öğrencilerin getirdiği tütün torbasının yeri belli olurdu. Urfalıların isot ve bulguru çiğköfte leğeninin içinde yukarı rafın üzerindeydi.

Kış vakti öğrenciler Çaycı Süleyman'dan şikayetçiydi. Neden mi? Karakışın soğuğunda sırtını sobaya veren Çaycı Süleyman, sobanın bütün sıcağını kendine çekiyordu. Öğrenciler de Çaycı Süleyman'a karşı atağa geçmekte geri kalmazdı.

-Seni evlendirelim mi Süleyman abi!?

-Tamam gençler çaylar hazır geliyoru2026 Öğrenciler hiç beklemediği bir anda yine Çaycı Süleyman'ın çay atağıyla karşı karşıya kalıyorlardı. Ama gelin görün ki Çaycı Süleyman ne zaman "seni evlendirelim mi?" diye bir soruyla karşılaşsa içindeki ahlarla birlikte feryatlar yükseliyor, bunu müşteriye çay getirme moduna dönüştürüyordu. Yeter ki oradakiler çay içsinler de derdini deşmesinlerdi. Çaycı Süleyman zamanın erittiği potada erimiş, kaderin şarkısını dillendirememişti. Çaycı Süleyman derdini nasıl dillendirecekti ki? Kahvehanede kırılan camın yenisi takılmamıştı. Ancak reklam panolarından arta kalan panoların afişleri asılabilmişti. Kahvehaneyi bilenler bilir. Ne bir ünlünün uğradığı ne de bir devletlünün uğradığı bir yerdi burası. Gerçi şimdilerde namlıyazarların, akademisyen ve işadamı olan arkadaşların uğrak yeri olduğunu söylemeliyim.

Şimdilerde Çaycı Süleyman'ın kahvehanesinden bahsetmek zor olabilir. Evlerini, Çaycı Süleyman'ın kahvehanesi civarından Bebek, Ortaköy ya da Emirgan sırtlarına taşıyanlar bir dönem sonra nostalji olsun diye geri döndüler ama Çaycı Süleyman ve kahvesini bulamadılar. Fatih At Meydanı'nda bir yere toplandılar, eskiye özlem adı altındau2026

Şimdi bu ruhu taşıyan mistik mekanların yerini kafeler aldı. Hatıralar, silik fotoğraflar geride kaldı. Ancak yarın yeniden bir Çaycı Süleyman kahvehanesi inşa edecek olursak o dönemden kalan silik fotoğraf arşivlerine bakmak vacip olacaktır. Ve tabi Çaycı Süleyman'ın ruhuna da...