Çay bitti, Keçeli istifa etti
Bu davaya yıllarca emek ve gönül vermiş biri olarak defalarca yazdık, uyardık, “yanlış yapılıyor” diye bas bas bağırdık. “Yaşanan krizleri ve nedenlerini iyi analiz edemeyen, tüm boyutlarıyla ortaya koyamayan bir AK Parti, emin olun hakikati de asla idrak edemez. 3-5 yıl sonra bizim gibi içi yanan, bu davaya emek ve gönül veren, akla ve vicdanlara güvenerek, hak ve hakikatleri kimilerini rahatsız da etse kaleme almaya çalışan insanları dahi belki bulamayacaklar” dedik.
“Oligarşik bir yapı var. Yıllardır Başkan Erdoğan’ın sırtına yük olmuşlar, siyasi bakiyesi ve siyasi karizması üzerinden en kral makamlara konmuşlar. Ne oldum delisi, kibir abidesi. Başkan Erdoğan’ın etrafını sarmışlar. Kişisel çıkarlarını ve yakınlarının menfaatlerini bu davanın üstünde tutmaktadırlar. Onları atlatıp, Başkana ulaşabilene, sorun ve şikâyetlerini anlatabilene aşk ve helal olsun. Şark kurnazlığıyla yanlışlarını, başarısızlıklarını hatta ihanetlerini gizliyorlar.” diye diye dilimizde tüy, kalemimizde mürekkep bitti.
YANLIŞI SORSUNLAR
İstanbul seçiminde, İstanbul hiç konuşulmadı, hayaller ve yapılacaklar gündemde hiç yer bulmadı. YSK’nın aldığı iptal kararının makul, mantıklı, kamuoyunu tatmin edecek bir gerekçesi topluma tam anlamıyla anlatılamadı. Bütün mağduriyetler İmamoğlu’nun siyasi bakiyesine yazıldı. “Pontus, Yunan, Küçükkaya, otel buluşması, çaldılar” tartışmaları Binali Yıldırım’ın İstanbul’a dair hikâyesini gölgede bıraktı. İstanbul’u adayına bırakmadılar.
Sandık neticeleri sonucu, suçu millete atmak acizlik ve gaflettir. Bazı yerlerde oy vermediği için milleti suçlamak yerine “biz nerede yanlış yaptık” sorusunu halktan önce kendi nefislerine sorsunlar. AK Parti Genel Merkezi artık gelinen bu noktayı ve milletin mesajını hem gözüyle görsün hem de kulaklarıyla duysun! Zaman özeleştiri değil net bir şekilde hesap sorma ve halkın sandıkta verdiği mesajın gereğini yapma zamanıdır.
İMAMOĞLU KAZANMADI!
Millet AK Parti’ye sandıkta ne mesajı vardı, bunu çok iyi analiz etmeleri lazım. Üstünkörü değil derinlemesine ve ciddi analizler yapılmalı. 2023 belki de son duraktır. AK Parti’ye gönül vermiş milyonlarca seçmen emin olun, AK Parti teşkilatlarına, genel merkezine ve bürokratik kadrolarına kadar yaptıkları yanlışlar ve verdikleri rahatsızlıklardan dolayı Başkan Erdoğan’ın hatrına oy veriyorlar. Ama nereye kadar?
Ekrem İmamoğlu’nu üç ayda Türkiye gündemine oturtan, popülaritesini bu kadar artıranlar resmen AK Partili siyasetçiler olmuştur. Yoksa İstanbul’a dair ne bir hikâyesi ne bir projesi vardı. Milletle dalga geçer gibi kesik videolarla politika ürettiklerini, halkta bir antipati yarattıklarını düşünenler aynı 31 Mart öncesi hataya düştüler.
Bu aziz milletin Başkanı Erdoğan’a, kötülüklerden arınmış bir AK Parti’ye daha çok ihtiyacı var. Durum çok ciddi. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan artık neşter vurulmalı. Kabineden tutun da genel merkeze ve teşkilatlara kadar hakkında çok şikâyet gelen, görevini layıkıyla ifa etmeyen, yanlışa bulaşmış, salt makam, mevki ve mal peşinden koşan kim varsa derhal gereği yapılmalı, görevden el çektirilmeli.
“Keçeli çay koy” dönemi bitti. Artık çay yok. Azim ve gayret zamanı. Kredi tükenmek üzere. Keçeli istifa etti. Evet, artık ders çıkarma, gereğini yapma ve toparlanma vakti. Yeni bir düzlükteyiz. Sağa sola bakmadan, nefsimizi, kibrimizi terk edip sabırla ve öze dönerek dosdoğruca hakikate doğru yürümenin vakti.