Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.19
Gram Altın
2906.28
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ağustos 2014

ÇATIRDAYAN ÇATI

Muhalefetin cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına yorumları, tepkileri aslında onların onlarca yıldır millete hangi gözle baktıklarını, milleti "ne" olarak gördüklerini de oraya koyuyor.

Düşünebiliyor musunuz?

Bir ülkede muhalefet kaybedecek, ezilerek kaybedecek, 9 seçimde hezimet yaşayacak, arkasına dış güçleri de aldığı halde hep yenilecek ve bir kere olsun 'biz neden milletten oy almıyoruz, millet neden bizi tercih etmiyor' sorgulamasına girmeyecek. Bu yetmemiş gibi çıkıp kendisine oy vermeyen halkı azarlayacak...

Yok artık!..

Kılıçdaroğlu "biz kazandık" dedikten sonra öyle laflar etti ki millete hakaret dolu. Kılıçdaroğlu 'halk hırsızlığa, arsızlığa oy verdi'demiş.

Bahçeli de aynı şekilde, "rüşvet onay görmüşu2026 biz kazandık, Ekmel bey kazandı" dedikten sonra millete 'arsızlığa ve hırsızlığa ortaksınız'mealinde zılgıt çekti. Dedim ya, bunlar bir kerecik olsun 'biz neredeyiz, durduğumuz yer milletin yanı mı yoksa başkalarının istediği yer mi?' demediler. Buna dikkat etmeyenler elbette ki milletten teveccüh göremezlerdi, görmediler de. Paralel yargı ve polisin hırsızlık şarkılarına bağlayan muhalefet yine hezimet yaşadı.

Bu muhalefet sürekli milletin tercihlerine, değerlerine küfretti. İktidar ve iktidar ortaklıklarında milletin değerlerini hiçe saydı. Milleti haşa koyun gibi gütmek istedi. Bunlara haddini bildiren millete de 'göbeğini kaşıyanlar, cahiller'dediler.

Paralel Medyada da aynı küstahlık ve hadsizlik. Bir kere olsun "biz de yanlış yapıyoruz" diyemeyen bu kibr içinde boğulmuş tayfa, "Ak Partiye oy verenleri 'cahil" ve eğitimsiz" olmakla itham ediyor. Şimdi CHP-MHP-DSP ve PARALEL-P'nin neden aynı safta olduklarını anladık mı? Bunlar halka nasıl baktıklarını 40 yıl gizlediler. Allah onların gizlediklerini açığa çıkaracak imtihanlarla onları karşılaştırdı ve onları tanımada bizlere yardımcı oldu. Aylar önce yazmıştım, Ekrem Dumanlı da geçen gün bizler için yazmıştı: Hakikaten milyar dolarlar harcansaydı bu yapının ne olduğunu bu kadar net bilinemezdi.

Evet beyler,

Millet sizi iktidarda görmek istemiyor. Millet sizden kurtulmak için çok çabaladı, başardı da.

ÇATInın en savaşçı grubu olan Gülenciler ahlaksızlıkta kendilerine ait olan rekoru yine kırdı. Sosyal medyada Abdullah Abdulkadiroğlu üstü kapalı, her yanı açık ifadelerle "hiç sevinmeyin, Ankara bu seçimi size yedirmez" derken PASDAŞI Emre Erciş de"asker darbe yapabilir" diyerek Paralel zekasını göstermiş oldu. Tabi, "ben darbeye karşıyım" hileyi şeytaniyeyi de ekleyerek.

Peki, neye güveniyorlardı?

Sinsi planların sahipleri Sayın Erdoğan'ın seçileceğine kesin gözle bakıyorlardı. Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra başbakanlık, genel başkanlık ve milletvekilliğinden ayrılacağını hesaba katan bu paralel sinsi güç, dokunulmazı kalkacak olan Erdoğan'a karşı operasyona hazırlanıyorlardı. Bunlar seçimlerle, askerlerle, Gezi'lerle, Paralellerle Erdoğan'ı yenemeyen güçler bu alçaklığa başvurup seçilmiş cumhurbaşkanını tutuklamayı göze alacak kadar güç şehvetinin tuzağına düşmüşlerdi.

Fitneyi ateşleyen Tarhan Erdem CNN Türk'te:

"Eğer Erdoğan seçilirse, YSK seçim sonucunu ilan ettiği anda Erdoğan'ın Başbakanlığı, Milletvekilliği ve Parti Genel Başkanlığı düşer. Partisiyle ilişkisi kesiliru2026 Eğer bu şartlarda Başbakanlığa devam ederse hepimizin ayağa kalkması gerekir. Ben ayağa kalkacağım. Böyle şey olmaz..." diyerek paralel elemanlara yol haritasını netleştiriyordu. Tabi, hevesleri kursaklarında ölümcül bir hasret olarak kaldı.

Başbakan R. Tayyip Erdoğanson il başkanları toplantısında boşuna "neden korkuyorsunuz? Ölüm bir kere değil mi? Hergün ölmeye değer mi?" demedi, paralel yapılanma bu ülkenin bağrına saplanan zehirli hançerdir.

Yıllardır "keşf, keramet, ilham, rüya, peygamber as. haber verdi-geldi-dediu2026" türü dibi olmayan KOZMİK kılıfa büründürdükleri istihbarat bilgileriyle bir arada tuttuğu elemanlarını Dershane ve 17 Aralık'tan sonra "az kaldı, bedduadan sonra haber geldi, 28 Aralık veya 1 Ocak'ta Malezya'ya uçak hazırlamış kaçmadan yargılayacağız" dediler tutmadı.

Sonra "15 Ocak'ta yer yerinden oynar" dedilertutmadı.

"Rüya görülmüş, Uzun adam ağır kanser hastası, 60. Doğum gününü göremeyecek"diyerek 26 Şubat'ı işaret ettiler tutmadı.

"Mut'a, kaset, zina kasetleri" dediniz hiçbirini ortaya koymadınız, ama tecessüs ve röntgenciliğinizi tescilli hale getirdiniz yetmedi.

Sonra "seçimde uzun adam hezimet yaşayacak ve gidecek" dediler tutmadı.

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giremeyecek" dediler tutmadı.

"Seçimlerde 1. Turda kazanamaz gider" dediniz tutmadı tutmadı tutmadı. Ama aranızda beş akıllı çıkıp da 'ülkenize bu kastınız neden' demedi?

Çirkefliği fark edip zamanında ayrılan ekseriyeti tenzih ederek, kalan bir avuç paralelciye "bekleyin, Ankara, yani derin devlet yani bizim ağababalarımız yani MOSSAD ve Neo-Con'un uzantıları bizi yalnız bırakmayacak. Darbe olacak" diyerek bunların Paralel yapıda kalmaları için çabalıyorlar.

ABD ile darbenin birbirinin lazımeleri olduğunu bilen Zaman'ın Dumanlı'sı "Obama Erdoğan'ın telefonlarına çıkmıyor" diyor. Oysa o çok sevdikleri Güneydeki ülke bile"Obama'n Erdoğan'ı dört kez aradığını ve Erdoğan'ın Obama'nın telefonlarına çıkmak istemediğini" yazdı.

Maksat,

"Erdoğan ile Obama'nın da arası zaten bozuk olduğunu, darbe için koşulların elverişli olduğu"nu hissettirmek ve elemanları bir arada tutmak. İnanmak bu kadar basit mi?

Kardeşlerimize kırgınım, kırk doğrumuz bir tek 'paralel yalan'a kurban ediliyor, oysa inancımız gereği bir doğruyu bin yalana değişmeyiz.

Yalanınız batsın, "7 sülalesiyle."

@ahmetay_