CARİ AÇIK KAPANIYOR
Türkiye'nin cari işlemler açığı temmuzda 2 milyar 634 milyon dolar, yıllıklandırılmış bazda ise 48 milyar 485 milyon dolar oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan cari işlemler açığı, ocak-temmuz döneminde geçen yılın dönemine göre 16 milyar 581 milyon dolar azalarak 26 milyar 767 milyon dolara geriledi.
Cari açık, iç talepte yavaşlama, dış ticaret açığında gerileme, altın ithalatında azalma ile düştüğü anlaşılıyor.
Ekonomiyi dış şoklara kırılgan hale getiren cari açıktaki bu azalma şüphesiz iyi haber.
Ancak cari açıktaki azalmanın büyümeyle alakalı olması iyi değil.
Büyüme hızı düşünce cari açık da azalıyor.
Doğrusu, büyümeye rağmen cari açığın azalmasıdır.
Bunun için de üretim yerine tüketime dayalı olan üretim modelinin değiştirilmesi gerekir.
EKONOMİ FRENE BASTI
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde beklentilerin altında, yüzde 2,1 büyüdü.
İlk çeyrekte yüzde 4,7 büyüyen Türkiye'nin 6 aylık büyüme oranı ise yüzde 3,3 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan hesaplamaya göre, yılın ikinci çeyreğinde büyümeyi net ihracat 2,9 puan, yurtiçi tüketim 0,3 puan, devletin nihai tüketim harcamaları 0,3 puan yukarı çekerken özel yatırımlar 0,9 puan, stok değişimleri ise 0,4 puan aşağı çekti.
Rakamlar, ekonomideki büyümeye en büyük katkının ihracattan geldiğini, buna mukabil halkın tüketimden vazgeçtiğini, özel sektörün yatırımlarını durdurduğunu gösteriyor.
Bu durum böyle devam ederse yılsonu yüzde 4'lük büyüme hedefinin yakalanmasının zor olacağı anlaşılıyor.
Nitekim Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, "Parasal sıkılaşma, yürürlüğe konulan makro ihtiyati tedbirlerin gecikmeli etkisi, yavaşlayan AB ekonomisi ve jeopolitik gerginliklerin etkisiyle 2014 yılının ikinci çeyreğinde büyüme bir miktar ivme kaybetti. Ayrıca yaz aylarında yaşanan kuraklık, AB ülkelerinde devam eden ekonomik sorunlar ile Irak ve Ukrayna kaynaklı jeopolitik gerginlikler, yılsonunda reel GSYH'nin OVP'de öngördüğümüz yüzde 4'ün altında kalma riskini artırmaktadır" dedi.
DOLAR ZİRVEDE
ABD Merkez Bankası'nın (FED) 2015'in ilk çeyreğinde faiz artırımına başlayacağı beklentisi ve GSYH büyüme verisinin düşük çıkması piyasaları sarsarken dolar da 5,5 ayın zirvesine tırmanarak 2,21 TL'ye kadar yükseldi.
FED Başkanı Janet Yellen'in 16-17 Eylül'de gerçekleşecek toplantıdan sonra basın toplantısı düzenleyip sadece faiz artırımı değil, aynı zamanda bankanın bilançolarını küçültmeye yönelik adımlar atarak piyasaya akıttığı doları geri toplayacağına dair açıklamalarda bulunacağı haberinin sızması doları zıplatırken, TL gelişmekte olan ülkeler içerisinde en fazla değer yitiren üçüncü para birimi oldu.
FED'in faiz artırımını erkene alma ihtimalini destekleyen verileri; ABD'de ikinci çeyrek büyümesinin yüzde 4 ile çok yüksek gelmesi, konut satışlarının canlanması, perakende ticaretinde hareketlenmenin görülmesi şeklinde sıralayabiliriz.
Ekonomi dış fonlara aşırı bağımlı olduğu sürece dış dinamiklerin finansal piyasaları olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır.