Cari açık-büyüme kısır döngüsü
Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız 10'u aşkın krizin temelinde döviz kıtlığı yatmaktadır.
Döviz gelirimiz giderimizi karşılayamamakta, ortaya çıkan döviz açığı dış fonlarla finanse edilmektedir.
Dış fon akışında aksama olduğu takdirde ekonomi dar boğaza girmektedir.
İhracatımız ithalatın ancak yüzde 70'ini karşılayabildiğinden dış ticaret dengesi sürekli açık vermektedir.
Dış müteahhitlik hizmetleri ve turizm gibi döviz kazandırıcı işlemlere rağmen döviz açığı kapanamıyor.
Cari açık Mart ayında 4,96 milyar dolarla aylık bazda yılın zirvesine çıktı.
Ocak-Mart döneminde 10,91 milyar dolar oldu.
12 aylık cari işlemler açığı, geçen yılın aynı dönemindeki 43,92 milyar dolardan 45,5 milyar dolara yükseldi.
Cari açığın yükselmesi büyümenin hızlandığına işaret ediyor.
Bu kırılması gereken bir kısır döngü.
Sorunu şöyle formüle edebiliriz; ekonomide çarklar hızlandıkça cari açık büyüyor, yavaşlayınca açık daralıyor.
2010 ve 2011 yıllarında bu ilişki net bir şekilde görüldü.
Ekonomi söz konusu yıllarda yüzde 9,2 ve yüzde 8,5 büyüme hızına ulaşınca cari açık milli gelirin yüzde 10'una yaklaştı, 75 milyar doları aşarak rekor kırdı, ekonomiyi tehdit eder boyuta geldi.
Çare olarak frene basıldı, büyüme hızı 2012'de yüzde 2,1'e, 2013'te 4,1'e, 2014'te yüzde 2,9'a düştü.
Cari açık da 45,8 milyar dolara geriledi.
Büyüme hızı yavaşlatılarak cari açıkta sağlanan bu iyileşme kimseyi memnun etmedi.
Zira ekonomi yavaşlayınca halkın refah seviyesi düşüyor, işsizlik artıyor.
Aşılması gereken sorun şu; yüzde 5'in üzerinde bir büyüme hızının gerçekleşmesi ve cari açığın milli gelire oranının yüzde 4'ü geçmemesi için ne yapılmalı?
Cevabı malum.
İhracatı artırmalı.
İhracat 2002'den 2008'e kadar gayet başarılı bir grafik çizerek 36 milyar dolardan 132 milyar dolar sıçradı.
ABD'de patlak veren ve daha sonra bütün dünyaya yayılan krizin etkisiyle 2008'den itibaren ihracat hız kesti.
2014 yılında öngörülen 166 milyar dolar ihracat hedefi ıskalandı, 158 milyar dolarda kalındı.
6 yılda artış 26 milyar doları geçemedi.
Bu tempo ile 2023 hedefi 500 miyar doların yakalanması mümkün görünmüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "İhracatın kg fiyatının 1,60 dolar olduğu bir ortamda 2023 ihracat hedefine ulaşmamız zor" diyerek önemli bir noktaya parmak bastı.
Teknoloji ağırlıklı ürünlere öncelik verilmeden ihracatta istenen artışın sağlanamayacağı tüm kesimler tarafından seslendiriliyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) İstişare toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu da "Kilogram başına 1,5 dolar karşılığı olan ihracatımızın süratle 2023'e kadar 3 dolara ve şu anda Almanya'nın seviyesi olan 4,5 dolara çıkarılması için birlikte yoğun bir şekilde çalışmaya ihtiyacımız var" diyerek aynı görüşü paylaştı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de konuşmasında, Türkiye'nin cari açık değil, inovasyon açığının bulunduğunu belirterek, "Cari açığın ilacı ihracat için inovasyon açığımızı kapatalım" dedi.
İhracata yönelik devlet desteklerinin toplam ihracata oranının her yıl düştüğüne dikkat çeken Büyükekşi, bu oranın yüzde 1'e çıkarılmasını istediklerini ifade etti.
Hükümetin ihracatçıların talepleri doğrultusundayeni adımlar atarak cari açık-büyüme kısır döngüsünü kırmasını bekliyoruz.