Çaresizlik ve kadir gecesi
Ya Rab! Sen af etmeyi seversin. Bizleri de afet...
Vahyin inişine şahit olan oruçlu bedenlere rahmet olacak olan ay bitmek üzere. Bayram etmeyi hak edecek gönüllere sunulan lütuf; af olunmak...
Peki kendisini af etmeyen af’a mazhar mu?
Af edemediklerini af ederse o kişiye iyilik yaptığını düşünen, kendisine hata yapanları kızgınlıkla içinde büyüten çaresizlik girdabının içinden çıkabilir mi?
Hayatta en büyük acılardan biridir çaresizlik. Elinden hiçbir şeyin gelmemesi, kendini çaresiz hissetmesi kadar ölümden gayri insana ne acı verebilir ki?
Ne yaparsan yap her şeyin tersine gitmesi, yaşanan her olayın diğer acıların kapısını aralaması ve bütün aksiliklerin üst üste birbirini takip etmesi bir bakıma hüsran değil midir?
Her şeyden korkuların artması, yaşlanmaktan, yalnız kalmaktan, unutulmaktan, terkedilmekten, kaybetmekten ve her an ölmekten korkmak insana acı vermez mi?
Yaşanan olayların kontrolün dışında hareket ettiğini düşünmek ve çaresizliği kabul etmek!
Geçmişte yaşanılan acıların sonucu olarak öğrenilmiş çaresizliği benimsemek, bu duruma düşürenleri tespit ederek suçlu ilan etmek ve onlara lanet okumak!
Her ne kadar şartlar, imkanlar, zaman değişse de öğrendiği çaresizlik duygusu ile yeni deneyimler yapamamak, kimseye güvenememek, tekrar aynı olayları yaşama düşüncesi ile bir daha denememek!
Çaresizlik duygusu, insanın yaptığı hatalardan ders alarak temiz bir sayfa açıp yeniden hayata başlamasına engeldir. Çünkü aklı, istekleri ve duyguları geçmişteki yaşadığı acılarda takılı kalmıştır.
Motivesi kırılan, ümidi azalan, hayata ve insanlara karşı güvenini kaybeden zamanla kendine karşı da güvenini yitirecek, denemeler yapamayacak ve geçmişin acısı ile yaşayacaktır.
Bu içten çöküş ile kendine devamlı negatife eden cümleler kuracak, gayret etmeyecek, yapamayacağına kendisini de inandıracaktır. Halbuki çaresizlik ne kadar öğreniliyorsa, başarmak ta öğrenilmektedir.
Çaresizlik duygusu önce insanın kendine, sonra etrafındaki insanlara zarar verir. Öncelikle ailesinin yıkılmasına sebep olur. Ailelerin yıkılması da toplumun yok olması demektir.
Kendini çaresiz hisseden, cesareti kırılmış olduğundan dolayı herkese karşı güvenini yitiren söylenen güzellikleri bile kendi aleyhine değerlendirir.
Hemen kendini savunmaya, davranışlarını kısıtlamaya, her olumsuza inanmaya, saldırgan olmaya, suçlamaya başlar. Hatta bu çaresizliğine sebep olan olumsuzluklara sarılarak kendisini temize çıkarır.
Böylelikle çaresizlik, kendisi ile birlikte herkesi saran bir bulaşıcı atalet hastalığı haline döner. Kazanmak için çalışmaz, mücadele vermez, uğraşmaz. Hakkını savunmaz ve acıları kabullenir. Sonucunda ya yaşanan olumsuzlukları kabul eden ya da saldırgan tipler oluşur.
Peki çaresiz olmamak için ne yapmalıyız?
Öncelikle şu rahmet ayını değerlendirerek duamızı tam yapmalıyız. Zira bize bizden yakın olan Rahman, Rahmetini yağdırdığı şu günlerde bizi duyuyor, acımıza derman olmayı diliyor, yalnız kendisinden istememizi istiyor. Ve duamız;
“Ya Rab! Sen af edicisin, af etmeyi seversin, beni de af ettiğin kullarının arasına kat.”
Çaresiz olmadığımızı, çarenin seçimlerimizle olacağını bilmeliyiz. Çaresizlik ifadesi olan bütün söylemlerden uzak durmalı, bizi motive eden bilgi ile donanmalı, zor şartları nimet bilip daha güçlü olmaya vesile etmeliyiz.
Hayatın ve şartların değişmekte olduğunu, bu değişime ayak uyduramazsak kaybedenler olacağımızı kabullenmeliyiz. Bu ön kabul bizi daha dik tutmalı, hedef koymaya sebep olacak sebeplere itmelidir.
Öncelikle olumsuz düşünmemeli, pes etmemeliyiz. Yaşadığımız olumsuzluklarda bizim ne hatamız var diye düşünüp öz eleştiri yapmalıyız. Ne kadar büyük acılar ya da sevinçler yaşasak da ne çok üzülmeli ne de çok sevinmeliyiz.
Kendimize güvenerek, kendimize şans vermeli, yeniden denemeli, olmadı bir daha denemeliyiz. Kendine güvenmeyen kimseye güvenemez. Diğer insanlara güvenememenin altında, kendimize olan güvenimizin yıkıldığını bilmeliyiz.
Aklımızı ve duygularımızı çaresizlik prangalarından kurtarıp özgür bırakmalıyız. Başarılı insanları örnek alarak erdemlilik yolunda mücadele vermeliyiz.
Kadir gecesini değerlendirip af dilemeli ve af etmeliyiz. Zira af etmeyen çaresizlik duygusunda yok olmaya mahkumdur.
Ves-Selam