Çare kalıcı tedbirler
Bariz şekilde döviz kurları üzerinden çekilmekte olan ekonomik operasyonlara karşı artık sabit gelirlilerin en az etkilenmesi için kalıcı tedbirlerin alınmazsı artık kaçınılmazdır.
Geri dönüp bakıldığında aynı
oyunu 5-10 yılda küçük düzeyde, 10-15 yılda orta düzeyde, en geç 20 yılda bir
döviz kurları üzerinden vatandaşın cebindeki ve sabit gelirlinin direk
etkilendiği ekonomik fakirleştirme operasyonlarının çekildiğini görüyoruz.
Aynı döngü aslında siyaset
arenasında da yaşanıyor. Türkiye’de her 5-10 yılda bir siyaset karışır, her
10-15 yılda bir siyasete çeki düzen verilir, her 20 yılda bir siyasetteki parti
ve kadrolar temelden değişikliğe uğrar.
Cumhuriyet’ten bu yana hem
ekonomik gidişat hem de siyasetteki değişim izlenecek olursa bu kısır döngüyü
rahatlıkla görürüz. Fakat bu döngüde değişmeyen tek gerçek ülkenin temel
zenginlerinin her durumda etkilenmedikleridir. Hatta karlı çıkmalarıdır. Bu
temel zenginler siyasetteki istikrar dönemlerinde de ekonomideki gelişmeler
dönemlerinde de servetlerine servet kadarlar. Tam tersi siyasettin ve
ekonominin istikrarsızlaştığı her dönemde de servetlerine servet katmaya devam
ederler.
Tıpkı bugün olduğu gibi durum
aynıdır. Bugüne kadar toplumsal kaosu körüklemek için yapılan açıklamaları
saymazsanız bugün döviz üzerinden yaşanan kaostan sözünü ettiğimiz temel
zenginlerin hiç biri rahatsız değildir.
Tam aksine sevinç çığlıklarını duyarsınız. Çünkü emme basma tulumba gibi
ülkenin temel zenginleri ülke fakirleşirken de zenginleşirken de faydalanmaya
devam ederler.
Aslında Cumhuriyetten bu yana
siyasette ve ekonomide yaşadığımız bu kısır döngü sözünü ettiğimiz kesimlerin
işine yaramakta, ülkede normal vatandaşın ve Anadolu insanının sermaye birikimi
sağlaması önlenerek rakipler çıkmasının önü kesilmektedir.
Temel zengin kesim için vatandaş
ve Anadolu insanı kendi denetimlerinde
ve kendilerini daha da zenginleştirecek besleme kanalları açan bayilik
sistemlerinin aracısından başka bir şey değildir.
Döviz kurları üzerinden son
dönemde Türkiye’de yaşanan ekonomik kaos bir taraftan Anadolu insanının
elindeki sermayeyi eritirken, diğer taraftan sabit gelirli kesimi hızla
fakirleştirmektedir. Yaşananlar hiçbir
şekilde hafife alınmamalıdır.
Siyasete yön veren iktidar ve
muhalefet açısından tam bir imtihan dönemi yaşanmaktadır. Her 20 yılda bir
yaşanan bir durumla karşı karşıya olduğumuz unutulmasın.
Bugün anlaşılıyor ki 20 yıl önce
yaşananlar her ne kadar dönemin iktidarlarının beceriksizliği ve ülkeyi
yönetmedeki zaafları olarak görülse de gerçekte ülkeye çekilen ekonomik operasyonların
bir neticesi olarak karşımıza çıkıyor.
Bugün bu operasyonlar aynı
yöntemlerle tekrar karşımızdadır. Bu nedenle aynı delikten aynı yılanlara bir
daha ısırılmamak için kalıcı tedbirler alınması kaçınılmazdır.
Hızla sabit gelirlinin hem gelirlerinin hem de birikimlerinin erimesini önleyecek
kalıcı tedbirler düşünülmeli ve hızla önlemleri devreye konulmalıdır.
Aksi takdir de bugünkü iktidarda
da muhalefetinde siyaset sahnesinde kalması imkânsız olacaktır. Türkiye hızla
ekonomik kaosla birlikte siyasi kaosa sürüklenecektir. Zaten temel hedef ve istenen sonuç budur.
Bu oyuna düşmemek gerekir.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…