Captagon ve Mavi Vatan
Beşar Esed katili, Suriye’yi bırakıp kaçtı. Bu kaçışı da son anda değil yıllar önce planlamış. Her an devrilme tehlikesini hissettiği anlaşılıyor. Moskova’da kendisine bir imparatorluk kurmuş. Bunun için Rusya’ya 2018–19 yıllarında nakit olarak 250 milyon dolar kaçırmış. Uçaklarla taşıdığı bu paraları Rus bankalarına, gayrimenkullere, paravan şirketlere ve vergisiz offshore hesaplara yatırmış. Moskova’nın en lüks bölgesindeki 18 süper lüks darire de cabası.
Kara para dahil, dünyadaki tüm nakit akışını kontrol eden
ABD’nin Dışişleri Bakanlığı bu gerçekleri yeni açıklıyor. ABD’ye göre Esed’in
serveti 2 milyar doların üzerinde. Bu serveti de sadece Suriye insanından
çalmamış, kurduğu Captagon fabrikaları ile uyuşturucu ve zevk düşkünü Arapları
da söğüşlemiş. Captagon imalatının başına da kardeşi Mahir Esed’i koymuş.
Suriyeli mücahidler, Esed’i devirmenin yanı sıra yılık
getirisi 2,5 milyar dolar olan dünya captacon üretiminin yüzde 80’ini de bitirdiler.
Birkaç sente üretilen bu kimyasal uyuşturucu, Körfez ülkelerinde 20 – 25 dolardan
satılıyormuş. Lübnan üzerinden Körfez ülkelerine, oradan da tüm dünyaya pazarlamışlar.
Suriye’yi insan mezbahasına dönüştüren kanlı katiller, dünyayı da böyle zehirlemiş.
***
Suriye iç savaşında Esed, 1 milyon 200 bin kişiyi katletti.
135 bin kişi de kayıp. Sednaya Hapishanesi’nden çıkarılan 30 bin masumun hangi
işkencelere maruz kaldığını yazılsa ciltlere sığmaz. İşkenceyle öldürülen
onbinlerce insan da toplu mezarlara gömülmüş. Şimdi insanlık Esed’in kıyımlarına
koltuk çıkan Rusya, İran ve Şia severlerin yüzüne tükürmesin de ne yapsın!
Önceki gün Putin’in
açıklamaları Suriye’de neler yaşandığının bir kısmına açığa çıkardı. Suriye’de Sünni
Müslümanları katleden Şii İran militanlarını meğer Rus uçakları İran’dan
Suriye’ye taşımış. Putin aynen şöyle diyor: “İranlılar bu birliklerin
Suriye’den çıkarılmasını bizden istedi. Hmeymim hava
üssünü kullanarak 4 bin İranlı savaşçıyı
Tahran’a götürdük. İran yanlısı grupların bir kısmı savaşmadan Lübnan'a,
diğer kısmı da Irak'a gitti.”
Rusya ve İran’ın geri çekilmesini diplomasi
yoluyla Türkiye sağladı. Peki bundan sonraki adım nedir derseniz. Onu da
Roketsan açıkladı: Türk SİHA’larına artık balistik füze takılacak. Bu ne demek
biliyor musunuz? ABD ve İsrail’le anladıkları dilden konuşmak, güce güçle gözdağı
vermek! Türk SİHA’ları MAM-L ve MAM-C akıllı mühimmatı ile Kuzey Irak’ta PKK’yı
bitirdi. Şimdi akıllı balistik füzelerle uçak gemilerini uçuracak güce
ulaşacak.
***
Asıl önemli konuya gelince; Türkiye’nin
Suriye’de mücahidlerin devrimi ile neler kazanacağına dair Batılı ülkeler yeni
yeni uyandı. Suriye ile Türkiye’nin yapacağı deniz yetki alanları anlaşması uykularını
kaçırmaya başladı bile... Akdeniz’deki devasa enerji kaynaklarını Türkiye’nin
izni ve katılımı olmadan kullanamayacaklarını öğrendiler.
Libya, Somali, Azerbaycan ve Karadeniz gaz
sahalarından sonra Türkiye’nin Akdeniz’deki devasa enerji kaynaklarını da kontrol
etmesi onu küresel güce dönüştürecek. İsrail ile Kıbrıs adası arasındaki gaz
miktarı 35 trilyon metreküp. Suriye, Lübnan, Filistin ve Türkiye kıyılarındaki
gaz rezerv ise 85 trilyon metreküp. Bu rakamlar sanırım mücadelenin boyutu
hakkında fikir veriyor. Mavi Vatan’da icraat asıl şimdi başlıyor.