Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Ocak 2020

Canımız yanarken…

Canımız yanıyor kuşkusuz. Başta Elazığ ve Malatya olmak üzere, depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Devlet ve millet olarak, afetin ilk anından itibaren omuz omuza verilmesini, bütün imkânların seferber edilmesini ve yaraların sarılmaya çalışılmasını elbette takdirle izledik. Enkazdan bir canlı çıkarıldığını işittiğimizde Milletçe nasıl sevindiysek, olumsuz haberler geldiğinde ise hep beraber hüzünlendik. Kimimiz sıcak yataklarında yatamadı, depremzede kardeşlerine hürmeten. Kimimiz de minik yavrusunun başını okşamaktan bile hicap duydu. MİLLET OLMAK, işte böyle bir şeydi şüphesiz. Yani emperyalist vampirlerin, bozmak için yüzyıllardır kafa yorduğu, ulvi bir bilincin ta kendisi…

Fakat bu süreçte bazı ideolojik fetişistlerin, iltihaplı beyinlerinden akseden twetlerini görünce, “Terbiyemizi bozmamak için baya bir zorlandığımızı” ifade etmek isterim. “Enkaz altındayım” diye dalga geçenler mi dersiniz, devlete “laf sokmaya” yeltenenler mi ya da “onlar falanca partiye oy vermişti” diye twet atanlar mı…? İnanın tekrar okuyunca bile, insanın kanı donuyor sahiden. Aslında bunlara hak ettikleri şeyi yazmak vardı ya, neyse… En iyisi meselenin başka mecralara kaymaması adına, Sn. Bahçeli’nin; “depremi siyasi fırsata çevirmeye çalışanları, hatta eksik kalan yıkımı fitne ve tezviratla tamamlamaya teşebbüs edenleri de Allah’a havale ediyorum” sözleriyle, bu bahsi kapatalım.

***

İspatsız teoriler

Evet, deprem bir yeryüzü hareketidir malumunuz üzere. Zaten uzmanların yaptığı bilimsel açıklamalardan, buna çoğumuz aşinayız. Kaldı ki bugün kahvedeki amcalara dahi sorsanız, alacağınız cevap Kandilli Rasathanesini aratmayacaktır. O yüzden hepimizin deprem ile ilgili bildiği değişmez bir gerçek var ki; o da bilimin, depremin olası lokasyonunu önceden tahmin etmeye olanak sağladığıdır. Gelgelelim fayların kırılma zamanına yönelik, dünyada net bir teknolojik ilerleme görülememesi ise sayısız komplo teorisini ardından sürüklemekte… Mesela söz konusu teorilerin başında, HAARP Teknolojisinin bulunduğunu muhakkak duymuşsunuzdur. Amerikalı yetkililerin İyonosferi araştırmak için tesis ettiklerini açıklamasına rağmen, HAARP Teknolojisinin denizaltılarla haberleşmeyi kolaylaştırma, haberleşmeyi durdurma, petrol ve doğalgaz tespit etme… Bilinen amaçları arasında sıralanıyor.

Hal böyleyken asıl tartışmaların, HAARP Teknolojisinin bilinmeyen yönleri üzerinde cereyan ettiğini söylemek mümkün. Örneğin HENÜZ İSPATLANMASA da, iklimlere ve Ozon tabasına etkisi ile fay hatlarını tetikleyebildiği iddiası, insanın midesini bulandırmaya yetiyor. Keza bazı araştırmacıların; “elektromanyetik dalgaların İyonosfere odaklanarak, oradan da dünyanın DEPREME HAZIR bir bölgesine yansıtılması suretiyle fay hatlarının tetiklenebileceği” tezi, çok su götürür cinsten. Bunun da altını; “HAARP’in yaptığı elektromanyetik dalgaların atomları titreştirdiği, titreşen ve ısısı artan kayacın ise hareket etmek durumunda kaldığı” şeklinde dolduruyorlar.

Yanlış anlaşılmasın sakın... Yaşadığımız depremler, “HAARP ile ilişkilidir” demiyorum kesinlikle. Zaten bunu söylemekte, bilmekte, ispatlamakta imkânsız… Benimkisi sadece HAARP Teknolojisini (Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı), kati surette yok saymamak gerektiğinden ibaret. Öyle ki ortalarda dolaşanlara bakarsanız, son derece ilginç ve bir o kadar da karmaşık seyrediyor. Bu ise iddiaların bir komplo teorisi mi, deli saçması mı yoksa gerçek mi mutlaka araştırılmasını elzem kılıyor. Yoksa bir Hollywood yapımı olan Conspiracy Theory (Komplo Teorisi) filminde, suni deprem yapılmasına dönük bir senaryonun konu alınması oldukça manidar. Fakat her halükarda depremin değil, yapıların zarar verdiğini katiyen unutmamak lazım. Binalarımızın sağlam zemin ve tekniğine uygun inşa edilmesi ise hayati öneme sahip. O nedenle üçüne-beşine bakmadan, herkesin kentsel dönüşüme yardım ve katkısının, alacağımız en etkili önlem olacağını tekrar hatırlatmakta yarar var. Gerisi Takdir-i İlahi…