Dolar (USD)
34.06
Euro (EUR)
37.77
Gram Altın
2802.13
BIST 100
9774.49
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Eylül 2024

Çanakkale'den Gazze'ye

İnsanlık tarihi panoramasında hep şu tabloyu özlemişizdir. Güç; adalet ve merhametle birleştiğinde esenlik iklimi oluşur ve zulüm yok olur. Huzur neşvünemâ bulur.

Milli Eğitim Bakanlığımız son yıllarda özellikle Millî Eğitim bakanımız Yusuf Tekin döneminde millî kavramına layık kararlar alıyor ve bu kararları birer birer fiiliyata geçiriyor. Millî Eğitim Bakanımız bu kararları bir ideal uğruna alıyor.

Mesela geçen yıl “Dilimizin Zenginlikleri Projesi” bu kararların en somut hali… Sözlük özgürlüktür, diyerek esaret zincirini kırmıştı millî eğitim bakanlığı. Öğrenciler, gönül coğrafyamızda ortak duygularda birleştiğimiz bütün kelimelerle aşina olmuştu. Sözü kavramla bütünleştiren öğrencilerimiz birer Evliya Çelebi olup okutulan edebî metinlerin yazıldığı coğrafyalara seyahat etmişlerdi.

Öğrenciler, Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine şiirinde kelime yolculuğu yapmışlardı. Öğrenci, bu kelimeleri devşirdiğinde Bedr’in Aslanlarına ithaf edilen şiirde Bedir Kuyusu ve Bedir’de İslam peygamberinin Mekkeli Kureyşi paganlarla yaptığı savaştan haberdar olmuşlardı. Yine bu şiirdeki kelimeleri kavrayan öğrenciler Çanakkale Şehitlerine şiirinin yazıldığı yerin bugün İsrail işgali altında olan Hayfa şehrinin limanı olduğunu da öğrenmişlerdi. (https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/m-akif-ve-riza-tevfik-4763/) TYB Şeref Başkanı merhum D. Mehmet Doğan, gittiği konferanslarında Çanakkale Şehitlerine adlı şiirin Hayfa limanında yazıldığını gençlere anlatmıştı. Mehmet Doğan, konferanslarında Çanakkale Şehitlerine şiirinin hikâyesini anlatırken şu tarihî anekdotu da aktarıyordu. Vefatından on ay önce Erzurum’da Necip Fazıl sempozyumunda Mehmet Doğan şunu söylemişti. “Batılı güçler (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, falan filan) 2010 yılına kadar Türkiye'ye parmak sallıyordu. Sakın Anadolu toprakları dışında Osmanlı bakiyesi ya da başka bir coğrafya ile uğraşma. Şayet uğraşırsan Gezi kalkışması, Suruç olayları, Hendek- mendek olayları gibi olaylarla başını ağrıtırız. Baktık olmadı müridlerimiz, muhiblerimiz bir darbe girişiminde bulunabilirler..” Bu hatırayı o zaman yine gazetede köşeme taşımıştım. (https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/bu-cayi-kim-demledi-9589/)

Şimdi Millî eğitim bakanlığı yeni eğitim-öğretim yılı başlangıcında Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması adlı bir dersle başladı. Reis-i cumhurumuzun iradesi, sayın bakanımızın muktedir duruşu bu dersin konulmasında etkili oldu. Bu konu; medyamızda, münevverlerimiz arasında bir karşılığı olmalı diye düşünüyorum. Yoksa bir dönem millete parmak sallayanlar durduk yere niye reis-i cumhurumuza kılıç sallasın.

İlk hafta bütün okullarda ilk dersimiz "Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi" temasıydı… Ortaöğretimin tüm sınıf kademeleri yani 9, 10, 11 ve 12'nci sınıflarda verildi. 40 dakikalık ders çerçevesinde, öğrencilerin vatan sevgisi, bağımsızlık, adalet, diğerkamlık, kardeşlik, özgürlük ve empati değerleriyle yoğrularak tarihi süreçte Türk ve Filistin halkları arasında Osmanlı Devleti'nin çatısı altında oluşan kardeşlik bağı ile Çanakkale Savaşı'nda omuz omuza verdiği mücadele ana hatlarıyla vurgulandı.

Aslında bu dersimiz yüz yıl önce emperyal güçlere, Akif’in deyimiyle “tek dişi kalmış canavar”a karşı yeniden dik duruşumuzun bir dersidir. Bir asır önce sancak-ı şerifimiz yere düşmesin diye Gazze’den, Kudüs’ten, Halep’ten, Hama’dan, Bağdat’tan gelip Çanakkale’de şehit düşenlerin anısına hazırlanan bir dersti bu ders. Bu ders, Osmanlı’nın izzetli toprağı Filistin’in tekrar anavatana katılacağına dair bir dersti. Bu ders, Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı İzzeddin El-Kassam’ın Gazze’de kurduğu izzetli, şerefli orduya sahip çıkma dersiydi. İzzeddin El-Kassam Çanakkale’de, Tarblusgarp’ta nasıl Gazi Mustafa Kemal’in yanında onun bir askeri olarak elin İngiliz’i, Fransız’ına karşı cevap verdiyse biz de bugün bu cinayet şebekelerine dur diyeceğimiz şuura ereceğiz.

Derste, Türk milletinin "Milli Mücadele" örneği üzerinden vatanına ve bağımsızlığına olan düşkünlüğü ile sömürgeci devletlere karşı gösterdiği mücadele üzerinde duruldu. Filistin halkının verdiği insanlık onuru ve bağımsızlık mücadelesine değinildi.

Okullarda Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması dersinin sonunda öğrencilere neler hissettikleri, duygu ve düşünceleri sorulmuştu.

Bizce öğrenciler bu duygu ve düşüncelerini bir deneme halinde yazsa, yarışma düzenlense ve yarışmada dereceye girenler Çanakkale’ye götürülse daha iyi olur. Orada öğrenciler, “vatan ne demektir?” sorusunu iyice kavrarlar.

Şehitlikte Çanakkale'de şehit düşenlerin mezar taşları bariz bir şekilde beliriyor. Çanakkale Savaşı'nda Türk ve Filistin halklarının omuz omuza savaşarak gösterdiği kahramanlık ve fedakârlık Çanakkale şehitliğinde daha güzel anlatılır. Bu sayede öğrenciler Gazze'deki direnişle, özgürlük ve vatanlarına bağlılıkları daha da vurgulanacak. İki halkın tarihten gelen güçlü dostluk ve kardeşlik bağları öğrencilerin kalplerine daha da dokunacak.

Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması dersi sadece eğitim-öğretim yılı başında değil mutad zamanlarda müfredatı işlenilmesi gereken bir derstir. Bu dersin bir gün değil yıl boyunca yapılması efdaldir. Tıpkı Dilimizin Zenginlikleri projesi gibi, Anadolu Mektebi gibi, koordinatörleri olan takvimi olan bir ders olmalı. Özellikle İnkılap Tarihi derslerinde Mustafa Kemal’in silah arkadaşları arasında İzzeddin El Kassam isminin zikredilmesi gerekir.