Çanakkale’dekiler yine karşımızdalar…
Barış Pınarı Harekâtı nedeni ile Batının bize karşı küllenmiş düşmanlığı kızgın ateşe dönüşmüş durumda. Kantarın topuzunu fazla kaçırmış görünüyorlar…
İçerdeki kuklalarınızı gördük…
Türkiye ve KKTC çok hassas bir dönemdeyken düşmana moral ve destek anlamına gelebilecek açıklamalarda bulunmak, ya da “İçim yana yana tezkereye onay verdim” ifadelerinden asıl tehlikenin içimize yerleştirilmiş ayarlanmış bombalar olduğu anlaşılıyor.
Bu ortamda bile “Türkiye dünyayla kavgalı” siyasal nefret söylemine sarılmak kimin kabına su taşımaktır? Bu söylemin emperyalizmle mücadelemizi zaafa uğratma niyeti taşıdığından kuşku yok. Bu akıl tutulmasından öte siyasi hoyratlık, nefret ve öfke bilemesidir. Psikolojinin alanına giren bu tür hastalığın iyileşmesi çok zor...
Karşımızda sadece terör örgütleri yok…
Barış Pınarı Hareketi nedeniyle, “Yurtta sulh, dünyada sulh” naraları atıyorlar. Aslında demek istedikleri şu;
“Türkiye’nin eli kolu bağlansın, hiç bir şeye karışmasın. ABD ve Batı da itlerini üzerimize salıversin ve Türkiye bölünsün parçalansın. Yanı başımızda bir terör devleti kurulsun.”
Bunun adı da “Yurtta sulh, dünya da sulh” olsun öyle mi?
Dünya ailesi içerisindeki bağımsız ve asil yerimizi sağlamlaştırmaya çalıştıkça Çanakkale’de karşımızda olanlar yine karşımızdalar. Evet, sadece PKK/PYD, DEAŞ ile mücadele etmiyoruz. Karşımızda yekvücut bir blok var. Tabiri caizse yedi düvel var.
Her taraftan saldırıya geçtiler…
Fransa-Türkiye milli maçında atığımız gol sonrasında asker selamı veren millilerimizin sevinç görüntülerini Fransız rejisi yayınlamıyor. Üstelik UEFA soruşturma başlatıyor. Daha ötesi birçok Avrupa ülkesinde Cami, dernek ve STK’larımıza PKK yandaşları saldırı düzenliyor. Polis de saldırganlara eskortluk yapıyor. Bugün Batının geldiği nokta; Hitler, Mussolini, Hiroşima’ya atılan atom bombalarının sorumlusu ABD eski Başkanı Truman ve Trump çizgisidir...
Velhasıl… Batı’nın, Türkiye ve Müslümanlara düşmanlıkta sınır tanımamazlığı had safhayı aşmış durumda. Sosyal medya hesaplarıyla, UEFA, Avrupa Parlamentosu bütün kurum ve kuruluşlarıyla saldırıya geçtiler. Öyle ki İngiltere silah ve araç satışını askıya alıyor. BM Türkiye’yi savaş suçu ile tehdit ediyor. Asla baş eğmeyeceğiz. Biz rüzgârı tersine çeviren, tarih yazan bir milletiz. Meydan okuyoruz. Kazanacağız…
Bilelim ki, Hakk’ın ve hukukun emrine karşı koyanlar haksızlığın ve şeytanın emrindedirler. Batı tam da bu roldedir. Gün geçmiyor ki bir şehrin, insanlığa ait kutsal bir değerin, insanın ve kadim kültürlerin katline sebep olmasınlar! Dün aynı şeyi yaptılar. Bugün de daha beterini yapıyorlar. Endülüs’ün, Bosna’nın, Kudüs’ün, Şam’ın, Halep’in, Irak’ın, Libya’nın… Katili kim?
Büyü bozuluyor…
Bugün Batının sahte büyüsünü bozan tek lider Sayın Erdoğan ve liderliğindeki Türkiye’dir. Bu nedenle düşmanlıkta iktifa etmiyorlar. “Tek dişi kalmış canavarın” bölgemizden, içimizden ve mazlumların bedeninden dişleri söküldükçe azgınlaşıyor…
Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı var. Biz Allah’ın rızasına ve planına göre hareket ettikçe mutlaka kazanacağız…