Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Mart 2020

Can Ataklı düşüncesinde olanlara vicdani ataktır…

Bu yazı kimseyi incitmek ve hor görmek için değil, sadece bir vicdani ataktır... Birileri sadece bizim değerlerimize atak yaparken bizler susamazdık…

Beyin hikmete binaen kafatası ile tesettürleşmiş. Göz, göz kapağı ile tesettürleşmiş. Kalp, göğüs kafesi ile tesettürleşmiş. Yani kıymeti olanlar koruma altına alınır; açıkta bırakılmaz! Vücut çok kıymetli olduğu için iç elbisesi deridir, ayrıca dış elbiseye ihtiyacı vardır. Aynen bunun için kadın çok değerli olduğundan ve mücevher olduğu için, mücevher kutusuna – tesettüre ihtiyacı var. Her şeyi yaradan ve kadının saçını, başını yaradan, yapan bilir hakikatiyle tesettürü emretmiştir. Bizde ki bazı cahiller ise Allah’ı değil, bizi dinleyin diyorlar… Kimler bunlar? Takım elbiseli virüsler…

Malumunuz olmak üzere; uzaktan eğitimde ders veren öğretmenin türbanlı olması Can Ataklı’nın beyin türbanı olan kafatasını attırmış, gözleri kararmış bir höykürmüş bir höykürmüş, o türbanlı öğretmen hanımı eline verseler tek tek saçlarını yolacak şekilde öfkelenmiş… Zaten o malum birkaç saldırgan televizyonda her gün ayin yapılır gibi değerlerimize saldırılıyor birde o değerlerimize sahip çıkan Cumhurbaşkanımıza hakaret ediliyor…

Bazı şeyleri sadece sloganlarda yaşatan Kemalizm, bir zamanlar başörtüsü için astığı kadınların şimdi ki bu örtünme serbestliğine bir türlü alışamadı... Kemalizm sadece kendi kıyafetine dokunulduğu zaman cavlar, sadece kendi özgürlüğüne dokunulduğu zaman ortalığı inletir... Başkalarının özellikle muhafazakâr kesimin özgürlüğü ve ne düşündüğü onlar için daima önemsizdir. Zaten temel böyle atıldığı için böyle devam edecektir.

Yıllarca özgürlükler diyerek güzellemeler yaptılar, hatta zaman zaman helal olsun diyeceğimiz bile oldu ama bunlar sadece vitrin süslemesiymiş. CHP zihniyetinin ve lojistik destek verenlerin kendi özgürlüklerine bir ilah gibi tapınmaları vardır! Kendi ilahlarına; özgürlüklerine tüm özgürlükleri kurban ederler ve gerçek İlah olan Allah’ın emirlerini de hiç çekinmeden yok sayabilirler… Hatta hâşâ sümme hâşâ; eğer imkânları olsaydı, Allah bir yasak koymadan veya bir emirde bulunmadan önce bize danışsın derlerdi... Şimdi bu sözlerime belki kızanlar olmuştur ama o kızanların eğer birazcık insafları var ise soruyorum: CHP, bu güne kadar Allah’ın kabul edeceği, inananların memnun olacağı neyi yapmıştır?

İşin garibi diktatörle yönetiliyoruz dedikleri ülkede Can Ataklı ve diğer isimlerini söylemeye değmez kişiler, beş vakit değerlerimize saldırıyorlar ama bunlara sus diyen çıkmıyor...

Ey! Can Ataklı: Eğer sen samimi olsaydın ve kanında ecdadın akyuvarları cirit atıyor olsaydı; bir, tesettürlü öğretmen için carlamazdın. İki, Menderes’in asılma mevzusundaki çizgi film için şunu derdin: Ey Milli Eğitimin Sayın yetkilileri; çocuklarımıza, demokrasi düşmanları tarafından Menderes’in bu şekilde asıldığını göstermeden, hakikati onların anlayacağı şekilde anlatır geçerdiniz. Aslında onun bile bir mahzuru yok, zaten vurdulu kırdılı oyunlar oynayıp, filimler izliyorlar... Buna rağmen senin iyi niyetini anlardık. Tesettüre nefret kusman anlaşılmıyor ama bir şeyi anladık ki; o çizgi film çocuklara değil, büyüklere bile gösterilseydi yine rahatsız olurdunuz. Çünkü şuuraltındaki bu suçluluk kompleksi dışa vuruyor, şöyle içten bir özür bile dileyemiyorsunuz. Mecburen saldırıyorsunuz. Suçlusunuz, yani şahsınız değil, mensubu olduğunuz zihniyetin mensupları masum ve kibar bir insanı üstelik sapıklık ederek, prostat kontrolü ile astılar. Bu arızalı ve hastalıklı zihniyet sadece menderes ve arkadaşlarını asmadı. Ne kadar kaliteli ve Allah’a kul olmuş âlimler varsa, hocaları Allah diyeni astılar... Kendini soyan Keriman Halis Ece’yi güzellik yarışmasına, başını açmayan imanlı kadını ise darağacına gönderdiler…

Bak Can kardeşim; Gerçek Müslümanlar hiç kimsenin özgürlüğüne asla karışmazlar. Karışmış olanlar da zaten sizin zihniyetin ayarladığı kışkırtıcılardır. Artık sabrımız tükeniyor; değerlerimize saldırmanıza, sandık ve demokrasi yoluyla başa getirdiğimiz Cumhurbaşkanımıza hakaretler etmenize... Bu ülkede azınlığın çoğunluk üzerine baskı kurması çoğunluğun sabırlı davranması ve efendiliğini takınmasıdır. Sakın… Bu sizi şımartmasın! Ya demokrasiyi gerçekten içselleştirin, ya da bu toprakları terk edin. Ne siz huzursuz olun ne de biz huzursuz olalım. Zaten biz birlikte yaşamaya alışığız. Misali şanlı tarihimizdir. Kimsenin etine sütüne, diline, dinine karışmadık ve yine karışmayız. Karışsaydık, kıtalar da Türkçe konuşuluyor olurdu ve herkesin anlı secde görürdü. Ama biz asırlarca demokrasi ve özgürlüğü yaşatırken, batı kıçının pisliği ile geziyordu. Asıl biz gerçek özgürlüğü yaşattık... Sakın bu milletin değerlerine gözü dönmüşçesine saldırmayın… Biraz örnek almanız gereken yerlerden örnek alın!