Camisinden koparılmış çeşme
İstanbul’da tarihi
çeşmelerimizin sayısı o kadar çoktu ki, ama gel gelelim ayakta kalan bırakın
suyunun akmasını ayakta durmak için mücadele eden çeşmelerimiz var. Yıllar önce
de Sinan Paşa Çeşmesi’de yol yapımı sırasında meydandan alınarak buraya
getirilmiş. İyi ki getirilmiş yoksa o da kaybolup gidecekti. İşte o çeşmenin ve
çeşmeyi yaptıran Sinan Paşa’nın hikayesi:
BARBOROS BULVARI AÇILIRKEN MEYDANDAN KALDIRILDI
Sinan Paşa Çeşmesi,
İstanbul’da Şişli ilçesine bağlı Harbiye mahallesinde bulunmaktadır. Cemil
Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nun hemen karşısında yer alan çeşmenin orijinal
yeri burası değildir. 19. yüzyılda yapılan bu çeşme, Beşiktaş’ta bulunan Sinan
Paşa Camisinin karşısında, meydan çeşmesi olarak yaptırılmış. 1938 yılında
Barbaros Bulvarı’nın yapımı sırasında kaldırılmış ve 1950 yılında Cemil Topuzlu
Açık Hava Tiyatrosu karşısındaki duvara taşınıp yeniden yaptırılmış.
Kesme taş malzemeden inşa
edilen yapının 8 adet sivri kemerli çeşme bölümü bulunmaktadır. Yapının orta
bölümü 4 adet İyon başlıklı sütunla vurgulanmıştır. Sütunların üzerindeki
bölümde taş işçiliği bezemeler yer almaktadır.
SUYU SEVEN PAŞA ÖNCE ÇEŞME SONRA CAMİ YAPTIRDI
Sinan Paşa kendisi Kaptan-ı
Derya olduğu için denizi ve suyu seviyor. Bunun için de çeşme yapımına önem
vermiş. Mezarı Üsküdar‟da Mihrimah Sultan Cami haziresinde gömülü. Sinan Paşa Cami‟nin yapımına 1550‟li yıllarda başlanmış ve Kaptan-ı Derya Sinan Paşa 1553 yılında öldükten sonra
kardeşi Vezir-i
Azam Rüstem Paşa tarafından
1555 yılında tamamlattırıldığı
bilgisi yer almaktadır. Mimar
Sinan’nın tüm eserelrinde olduğu gibi burada da farklı bir mimari teknik
denemiştir. Sinan Paşa Cami orta kubbesi altıgen
tabana oturan cami türünde ve aynı avluyu paylaşan cami-medrese ikilisinin ilk
denemesi olarak önem arz etmektedir
PAŞA NASIL ÖLDÜ?
Kanuni Sultan Süleyman zamanında kaptan-ı derya, yani donanma kumandanı olan
Sinan Paşa bir gün hasta düştü ama Paşa’yı tedavi etmek için tıp yerine büyüden
medet umuldu. Koskoca adamın üzerinden eşekler geçirttiler, yatağının altına
Yahudi tabutundan sökülmüş çiviler yerleştirdiler ve bağırsakları bile sökecek
güçte müshiller içirtip epey eziyet verdiler.
KANUNİ Sultan Süleyman’ın
kaptan-ı deryası yani donanma kumandanı olan Koca Sinan Paşa, devlete çok uzun
seneler hizmet vermiş ve yaşlılığında uzun süren bir hastalığa yakalanmış ama
doktorlar derdine deva bulamamışlardı. Paşa’nın çevresini bir anda üfürükçüler
ve büyücüler sardı ve yaşlı denizciye tedavi adına olmayacak işler yaptırdılar.
1552 ile 1556 yılları
arasında Osmanlı topraklarında yaşayan ve esir düştükten sonra Sinan Paşa’nın
kölesi olan İspanyol gezgin Pedro, kaleme aldığı seyahatnamede Paşa’nın
hastalığını ve tedavi çabalarını teferruatıyla anlatacaktı. Pedro, tıptan
anladığı fark edilince, Paşa’nın doktoru olmuştu ama Pedro da, başka doktorlar
da Paşa’yı iyileştiremediler. Bunun üzerine meydan büyücülere ve üfürükçülere
kaldı.
CAMİ BİTİRELEMEDİĞİ İÇİN MEZARI ÜSKÜDARDA
Paşanın mezarı Üsküdar İskele
Meydanı'ndaki Mihrimah Sultan Camii'nin mihrabı önündedir. Türbe kapalı olmayıp
muhteşem bir lâhit şeklindedir. Kaide kısmı, yeşil somakidendir. Kısa baş taşı
üzerine kaptan-ı deryaların giydiği bir kavuk yerleştirilmiştir. Bu Sinanüddin
Yusuf Paşa, sadrazam Rüstem Paşa'nın kardeşidir. Enderun'dan yetişmiş ve 957
(1550)'de kaptan-ı derya olmuş ve bu görevde takriben 4 sene kalmıştır.
Trablusgarb (Libya) bunun zamanında feth edilmiştir. Peçevî, tarihinde
"dert dinlemeyen gazaplı bir hakim idi. Soğuk yüzlü, büyüklük taslayan bir
adamdı" dediği halde bir İspanyol yazarı "dev yapılı, cidden
yakışıklı ve pek yiğit bir adamdı ve o denli de iyi bir insandı"
demektedir.
SERVETİNİ ÇOCUKLARINA DEĞİL DE MİHRİMAH SULTANA
VERDİ
Bu İspanyol yazara göre Sinan
Paşa, 1553 tarihinde Sultanahmet Meydanı'nda yaptırdığı büyük ve muhteşem
konakta 15 Muharrem 961 (21 Aralık 1553)'te vefat etmiştir. Büyük bir
merasimle, -Beşiktaş İskelesi civarında yaptırmakta olduğu kendi camii
tamamlanmadığı için- Mihrimah Sultan Camii hazîresine gömülmüştür. İki kızı ve
bir oğlu bulunduğu halde büyük serveti, hayatta iken vasi tayin ettiği Mihrimah
Sultan'a intikal etmiştir. Sinan Paşa'nın Beşiktaş'taki camiinden başka, Guraba
Hastahanesi civarında, eski Lütfi Paşa Mahallesi'nde, Yenibahçe tabir olunan
mahalde, 1915 tarihinde yanarak yok olan ve Kaptan Paşa ismiyle bilinen bir
mescidi daha vardı.
Beşiktaş’ta Barbaros Bulvarı
ile Beşiktaş Caddesi’nin birleştiği yerde Barbaros Anıtı’nın bulunduğu parkın
karşısındaki Sinan Paşa Külliyesi içinde bulunan Sinan Paşa Camii, Sadrazam
Rüstem Paşa’nın kardeşi Kaptan-ı Derya Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Külliye Sinan Paşa’nın ölümünden sonra, kitabesine göre 963/1555’te
bitirilmiştir. Aynı tarih avludaki şadırvanın kitabesinde de bulunmaktadır. Sinan’ın
bu cami ile aynı dönemde gerçekleştirdiği yapılar arasında, Lüleburgaz Sokullu
Mehmet Paşa Külliyesi ve Silivrikapı Hadım İbrahim Paşa Camii bulunmaktadır.