Camiler, yetişkin ibadet evleri mi?
Camilerin günümüzdeki kullanımı ülkelerin kültür ve algıların göre değişiklik göstermekte. Sözgelimi, bizde camilerin fonksiyonu ile Suudi Arabistan veya Hollanda'daki camilerin muhtevası oldukça farklı görünür.
Ülkemizde camiler sadece namaz için toplanılan, Kur'an kursları dışında kapıları kilitli tutulan namaz eda etme mekanlarına dönüşmüş durumda.
Osmanlı'da mescit/medrese kullanımına baktığımızda birer kültür, eğitim, irfan merkezleri pozisyonundaki ibadethanelerin ne zaman, hangi saikle böyle dönüştüğü sorgulanmalı.
Çocuğun kamusal hayata adım atmasıyla tanışıklık yaşadığı medrese/mescitlerden çocukların varlıklarının mekanı kirletip maneviyatına zarar vereceği algısına nasıl evrildiği çok yönlü olarak tartışılmalı.
Mescitlerimizi çocuklardan sakınıp pir-ü pak tutma hassasiyetimizin zirve yapmasına rağmen kesif beden, burun direğini sızlatan ayak kokusunu engelleyememiş olmamız diğer kenarda dursun; biz başka şeyler konuşalım!
Birkaç yıl evvel ramazan umresi için gittiğimiz Suudi Arabistan'da ramazan bayramının ilk gününü Mekke'de karşılamıştık. Çocukların bayramlıklarını giyinerek geldiği Mescid-i Haram'da kadın-erkek birlikte bayram ve sabah namazını eda etmiştik.
Çocuk kahkahalarının, neşe içerisinde koşuşturmalarının yansımaları eşliğinde kenarlara oturmuş; süslü çocukların sepetler, tepsiler içerisinde ikram ettikleri tatlıları, şekerleri, hurmaları yemiştik. Herkes birbiriyle bayramlaşmış, ufak çocuklar kendi aralarında kovalamaca türevi oyunlarla eğlenmişlerdi.
Biz Türk hacılarının yüzlerindeki hayreti görebilmek zor değildi tabii, lakin diğer memleketlerden gelenlerin düşüncelerini bilebilmemiz mümkün değildi.
Mescid-i Haram'dan en güzel ve maneviyatlı bayrama girizgah yaparak ayrılırken keşke bizlerde de mescitlerde/camilerde -en azından- bayramlaşmalar yapılsa diye temenni etmiştiku2026
Nihayet bu yıl, camilerin kimliklerinde ciddi değişiklikler yapılarak Müslümanlar için birer eğitim, kültür merkezi olma yolunda adımlar atılacağına dair sevindirici gelişmeler yaşanmaya başlandı.
Çoğu Müslüman kadının hayatında hiç yer almamış, kimi erkeklerin ise cuma namazları vesilesiyle tanıştıkları camilerin toplumsal hayata kazandırılacak olması gerçekten büyük bir girişim.
Bunun ilk adımı olarak kabul edilecek revizyonların kimi çevrelerce acımasızca eleştirilmesini, çocukların çeşitli gerekçelerle camilerden uzak tutulmasının savunulmasını anlamak mümkün değil!
Müslümanın, cami ile tek ilişkisini cemaatle namaz kılan yetişkinle sınırlamaya çalışmak hangi ilahiyat teolojisine dayandırılır bilemeyiz ama asr-ı saadetin mescidinin misyonunun çok yönlülüğünden haberdarız.
Hz. Peygamber devrinde hem ibadethane hem sosyal/siyasal/askeri şura merkezi hem elçi kabul mekanı hem yoksulların barınağı olabilme hüviyetine sahip mescitler bugün hangi gerekçeyle salt +16 ibadet yeri olarak sınırlandırılmak istenebilir?
Bu konuda o kadar geri kalmış durumdayız ki Avrupa'daki camilerin, toplumsal ihtiyaca binaen, kendiliğinden benzer bir kimlik kazandığını dahi gözlerden kaçırmışız. Bunun seküler anlayışla ilgisi olmadığını idrak etmek isteyenlere Osmanlı ve asr-ı saadet döneminde mescitler ve misyonları konusunda kısa bir araştırma yapmalarını salık vermemiz kafi gelecektiru2026