Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.21
Gram Altın
2960.28
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 May 2023

Çalışmak

İslam insanın dini hayatını düzenleyen uygulamalarla doludur. Aynı zamanda dünyevi işlerinde uyması gereken hukuki ve ahlaki düzenlemeleri de yapmıştır. Kanaat, tevekkül, sabır, şükür, rıza, takva gibi ferdi güzellikleri yanında adalet, dürüstlük, merhamet, yardımlaşma, dayanışma, hoşgörü, af, infak gibi sosyal ilişkileri de düzenlemiştir.

İnsanlar kazançlarını ancak çalışarak elde ederler. Yüce Mevla’mız “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm; 39) buyurarak bu gerçeği emretmiştir. Çalışarak, helal yoldan kazanmayı teşvik eden Hz. Muhammed (s.a.v) “Hiç kimse kendi el emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.” buyurmuştur. Dünya da ahiret de bizimdir buyuran Peygamberimiz her iki dünyanın güzelliklerinden faydalanmayı, bunu da çalışarak, helal yoldan elde etmeyi emretmiş, normal hayatın gereğinin de çalışıp kazanmak olduğunu bildirmiştir. Zaten başarılı olmanın da çalışmaya ve üretmeye bağlı olduğu bir gerçektir. Emeğin değerli olduğuna, helâl rızık kazanmanın, mal mülk sahibi olmanın ve zekât, sadaka gibi hayırlarla bu imkânlardan başkalarını yararlandırmanın önemli olduğuna işaret eden dinimiz bunu güzel kazanç “kesb-i tayyib” diye nitelemiş, dünyadan el etek çekmenin sünnetten sapmak olduğu vurgulanmıştır.

Çalışma konusunda en güzel örneğimiz Peygamber Efendimizdir. O hayatını dolu dolu yaşamış, daima çalışmış, zamanını en verimli ve güzel şekilde değerlendirmiş, “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurarak her günün bir önceki güne nazaran daha verimli olması gerektiği üzerinde durmuştur. “Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cuma; 10) ayeti çalışmanın gerektiğini, çalışmadan kazanmanın mümkün ve doğru olmadığını, rızkı aramaktan geri durmanın miskinlik olduğunu belirtir. Çalışıp kazanma ve üretme peygamberi bir yoldur. Bizim için örnek olanlar da peygamberlerdir. Yüce Allah “İşte, o peygamberler, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy.” (En'âm; 90) buyurarak bize yolumuzu göstermiştir.

Çalışmak, üretmek, kazanmak bir yönüyle de farzdır. Çünkü dünya düzeni çalışmaya bağlıdır. Allah, insanları çeşitli yeteneklerle donatıp farklı maddî imkânlara sahip kılmak suretiyle hayatın çok yönlü gelişmesine imkân vermiştir. Bu imkânları ilâhî düzene hizmet için kullanmak ise insanın ilahi görevidir. Her varlığın kendi türüne özgü başlıca işlevlerinden biri dünyanın imarı ise bunu yerine getirmek mecburiyetindedir. Yeryüzünün halifesi olarak görevlendirilen insanın yeryüzünü imar etmek ve uygarlığın geliştirilmesi yükümlülüğünü yerine getirmek bu görevi içindedir. Çünkü dünyanın imarı ve insanlığın huzuru için yapılan her iş bir yönüyle Allah’a haleflik sayılmaktadır. “Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak gerekir.” Diyen merhum üstat Necip Fazıl bu gerçeklerden yola çıkmıştır. Hz. Ömer “Çalışmak, en hayırlı sermayedir.” demiştir.

Çalışmak; sıkıntıyı, kötülüğü ve yoksulluğu uzaklaştırır. Başarının temelinde de çalışmak yatar. Çalışanlar hem can sıkıntısından arınız, hem kötü alışkanlıklardan uzak kalır, hem de yoksulluktan kurtulur. Hiçbir başarı tesadüfi değildir, temelinde azim ve çalışma vardır. “Çalışanlar kötülük etmeye vakit bulamazlar, çalışmayanlar ise kendilerini kötülüklerden kurtaramazlar.” der Hz. Ali.

Allah’ım! Bizlere sağlık ve afiyetle çalışmayı nasip eyle.