Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Eylül 2015

Çalınan ve Kaçırılan Değerlerimiz

Cemaat anlayışı ümmet anlayışının önüne geçtiği anda inançlarda bozulmalar başlar. Aynen milliyetçilik duygularının dini duyguların önüne geçtiğinde anlayışlarda bozulmaların olduğu gibi. İnsanlığı birleştirecek ve kaynaştıracak olan çimento dindir. Yaradan, yarattığı varlık olan insanı en iyi bilen olduğu için, insanları cemaatte değil, milliyette değil, renkte değil, dinde kardeş ilan etmiştir. Ümmet anlayışını "Bütün mü'minler kardeştir." (Hucurat 10) ilahi emriyle, ırk farklılıklarının sebebini "Birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık." (Hucurat 13) ayetiyle, renk farklılıklarının sebebini de"O'nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri." (Rum, 30/22) fermanıyla ilan etmiştir.

Gülen cemaati, bir zamanlar bu prensiplerin savunucusu ve yaşayanı olduğu kadar, siyaseten de Ak Parti'nin en büyük taraftarı ve savunucusu idiler. Dinen inançları, siyaseten de geleceklerini teminat altına almanın en iyi yolu bu idi herhalde. Bunun için ablaları ve abileri kapı kapı dolaşıp Ak Parti'ye oy isterlerdi. Bunu da inançlarının bir parçası görürlerdi. Ak Parti ile sayıları da nüfuz alanları da genişledi. Ülke içinde ve devletin her kademesinde yer almaya başladıkları gibi başka ülkelerde de etki alanları genişledi. Ak Parti ile dünya düzeyinde itibar kazanıp, Türkiye'nin ve Türk siyasilerinin gücünü de arkalarına alıp, bu gücü cemaatlerinin nüfuz alanını genişletmek adına sonuna kadar kullandılar. Ülke dışına çıkan devlet erkanını ağırlayıp kendi güçlerini artırma lehine çok ta iyi organizasyonlara imza attılar. Alnı secdeye gidenlerden bu ülkeye zarar gelmez düşüncesi ile talepleri olumlu karşılandı. Halkımız da bu camiaya olumlu baktı ve zekat, burs, kurban, gibi her türlü yardımını esirgemeden ve fazlasıyla bunlara sorgusuzca verdi. Ne zaman ki cemaat taassubu din anlayışının önüne geçmeye başladı, işte o zaman her şey tersine döndü. Baştan beri böyle mi idiler yoksa zamanla gücün etkisi ile mi böyle oldular bilinmez. Sonraları asli görevlerini unutup seçilmiş iktidarı boyunduruk altına almayı planlayan ve bunun için her türlü oyunu mubah gören ve yapan bir ekip halini aldılar. Talepleri gayri meşru olmaya ve almak için de gayri meşru yolları seçmeye başlayan bu yapıya devlet millet adına dur dedi ve yaşanan birçok olaydan sonra olay hukuki sürece girdi.

Ülke ve millet olarak çok acı günler yaşadık. Seçilmiş başbakanı devirmek adına kirli ilişkiler devreye girdi. Kumpaslar düzenlendi. Oyunlar planlandı. Milli servet heba edildi. İstihbarat bilgileri satıldı. Kardeş kavgalarına zemin hazırlandı. Beddua seansları ile çocuklarımız bize düşman edildi. Yazılı ve görsel medya bir silah gibi devlete ve millete çevrildi. On yılda kat edilen mesafe bir yılda tersine döndürüldü. Ülke içinde olduğu gibi, ülke dışında da ülke düşmanı lobilerle işbirliği yapılıp dünya arenasında Türkiye'nin itibar kaybetmesi için her türlü plan devreye sokuldu.

Dini ve milli değerlerimiz çalındı.

Masumane duygularla bu cemaat içinde yer alan veya destekleyen vatandaşlarımızı ayrı tutarak, tüm halkımızın maddi ve manevi desteklediği bu yapıyı, bu destekleri kendi sultaları için kullanıp terör örgütüne çeviren zevatın oyunları bozulup, planları deşifre edilip, kirli ilişkileri meydana çıkıp iş hukuki sürece girince birer birer ülkeyi terk etmeye başladılar. Zamanla vatandaşlarımızın kurban paralarının bile kumarhanelerde harcandığına şahit olduğumuz bu vatan ve din düşmanlarının daha hangi kirli işlere bulaştıkları ise hala meçhul. Her gün yeni bir ihanetine şahit olduğumuz bu yapı utanmadan ve sıkılmadan, halkın gözüne baka baka ekranlardan şirretlik yaymakta ve algı operasyonları düzenlemektedir.

Hukuku kirli emelleri için kullananlar, çaldıkları sorularla hak etmedikleri makamları işgal edenler, devleti korumak için ellerine verilen silahları devlet erkanına çevirenler, görevini ihmal edip devleti müşkül duruma düşürenler, en gizli bilgi ve belgeleri ülke düşmanlarına peşkeş çekenler, dini kullanıp halkın duygularını sömürenler, gazeteciliği ihanetlerine perde yapanlar, peygambere hakaret edenler ve hakaret edenlere arka çıkanlar teker teker ve gizlice ülke dışına kaçmaya başladılar. Bu vatan hainlerinin kaçmasından ziyade neler götürdüklerinin önemi çok daha büyüktür. Kaçanların insan olarak bir ehemmiyeti kalmadı zaten ama geride bıraktıkları yıkım ve götürdükleri değerler bu milletin değerleridir. Hastanın ameliyatla aldırdığı önemini yitirmiş safra kesesi kadar, iltihap etmiş bademcik kadar değerleri kalmayan bu din ve devlet düşmanlarının götürdüğü her şey kendilerinin değil, aksine bu milletin değerleridir.

Dini ve milli değerlerimiz kaçırıldı.

Himmet adı altında toplayıp kendilerine Karunlar misali yaşam kuranların hayatları bu milletin çalınmış hayatıdır.

Kurban adı altında topladıkları ve nerelerde harcandıkları belli olmayan ücretler bu milletin kanıdır.

Masumane duygularla hala peşlerinden gitmeye gayret eden, ülke ülke dolaşıp eğitim vermeye çalışan insanlar bu milletin canıdır.

Algı operasyonları ile sekteye uğrattıkları ekonomi, bu süreçte ülkenin kaybettiği milli servet, yurt dışına kaçırdıkları paralar bu milletin parasıdır.

Yatak odalarına kadar soktukları dinleme ve kaydetme cihazları ile topladıkları ve yabancı istihbarat örgütlerine aktardıkları en mahrem bilgiler bu milletin namusudur.

Kardeşçe yaşayıp giderken, şehit haberleri bitmişken, tekrar kardeş kavgasını başlatıp adeta canlı bombalarla toplumda infial yaratarak yıktıkları hayatlar bu milletin geleceğidir.

Dini ve milli değerler adına bel bağlayıp her türlü maddi ve manevi desteği sağlayan, çocuklarını teslim eden ama ihanetleri ile hayal kırıklığına uğrattıkları insanlar, körelttikleri dimağlar bu milletin tarihidir.

Kendi sultalarını oluşturmak için okyanus ötelerinden gönderilen uydurma fetvalarla sömürdükleri duygular bu milletin dinidir.

Ülkemde yeniden bir diriliş başlamışken, algı operasyonları ile bozmaya çalıştıkları yapı bu milletin kültürüdür.

Hayatımızı, kanımızı, canımız, paramızı, namusumuzu, tarihimizi, geleceğimizi, dinimizi ve kültürümüzü önce çaldılar, sonra da kaçırdılar. Bunun vebali de, hesabı da ağır olacaktır. Tarih bunları hain diye yazacak, millet bunları hain diye yargılayacak ve hukuk bunları hain diye mahku00fbm edecektir.

Akıl ve vicdan sahiplerinin uyanması dileği ileu2026