Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2961.23
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Çağın felaketi İSRAF (2)

Anadolu Ajansının haber yaptığı Prof. Dr. Aziz Akgül’ün şu açıklamasıyla başlayalım.

"Dünyada gıda israfının büyüklüğü yaklaşık 1,3 milyar ton. Dünyada 821 milyon insan ise açlık sınırında yaşıyor. 1,3 milyar ton israf edilen gıda, 821 milyon insanı 3 defa doyurabilir. Dünya çok büyük çelişkiler yaşıyor. Bir tarafta israf var bir tarafta ise açlık var. İsrafın en büyük olduğu yerlerin zengin ülkeler olduğunu görüyoruz. Sadece Avrupa ve ABD’de yapılan israf ile, yaşayan tüm aç insanlar doyabilir. Sadece büyüklere yönelik değil, çocuklara yönelik de büyük reklam ve pazarlama stratejileri kurgulanıyor. Bunlar ayrıca geleceğimizi de ipotek altına almak istiyorlar. Bugün geldiğimiz noktada e-ticaret siteleri vasıtasıyla büyük bir tüketim çılgınlığı söz konusu. İnsanlar ihtiyacı olmayan ürünleri dahi alıp evlerinde depolamayı tercih ediyorlar.

Türkiye’de gıda israfı ile ilgili çok ciddi bir kriz yaşadığını vurgulayan Akgül, "Serpme kahvaltı” “Açık büfe” diye bir kültür gelişti. Ben buna görgüsüzlük kültürü diyorum. Sadece görüntüsü güzel olsun diye masalara hiç dokunulmadan kaldırılacak ve sonrasında çöpe atılacak yiyecekler getiriliyor. Sadece serpme kahvaltı kültüründen dolayı sadece Türkiye’de 100 milyar lira civarında bir israfa sebep olunuyor. Toplam gıda israfı ise 214 milyar liraya tekabül ediyor. Gereksiz, amaçsız, yararsız yere iş, işlem, harcama yapmamamız lazım. Bugün evlerimizde kullandığımız; su, doğal gaz, elektrik ile ilgili masraflarımızı yüzde 35 azaltabiliriz. Lüzumsuz bir biçimde faturalarımızın yüksek gelmesine sebep oluyoruz." (Açık büfe kültürünün dünyada sebep olduğu israfı, varın siz düşünün…)

Peki, insan bu dünya nimetlerinden faydalanmasın mı? Elbette faydalansın… Ancak faydalanmanın da bir ölçü ve sınırı olmalı değimli? Faydalanmak ayrı, boş yere sarf etmek ayrı. Faydalanırken saçıp savurmak da cabası. Örneğin 40-50 liraya bir elbise alabilecekken, sadece marka olsun diye beş yüz-bin liralık olanından almak. 50-60 liraya bir ayakkabı alabilecekken, marka diye 500-1500 liralık ayakkabı tercih etmek. 50 000- 100 000 liralık otomobil yerine yüz binlerce liralık olanını tercih etmek vs.…. Necip fazıl ne güzel demiş:

Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul…

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,

Yaşasın kefenimin kefili karaborsa

Nefislerini ilah kapitalizmi din edinen Avrupalı, bizim tüketim çılgınlığımızı körüklemek için denemedik yol bırakmıyor. Bu yollardan birisi de uydurup moda haline getirdiği günler. Anneler günü, babalar günü, öğretmenler günü, yaşlılar günü, engelliler günü, sevgililer günü, doğum günü vs. Şimdi bu gibi günler nedeniyle her yıl, dünyada kaç milyar insan, kaç milyar dolarlık cıncık-boncuk vb. hediyeler alıyor. Ki bunların çoğu faydasız ve fuzulidir. Para babaları, bu ve benzeri yollarla, dar gelirli garibanlardan ne paralar söğüşlemektedirler, hesabını ve takdirini siz değerli okuyuculara bırakıyorum. Şu nasları derinlemesine bir düşünelim…
“Yiyin, için, fakat israf etmeyin! Muhakkak ki Allah-u Teâlâ israf edenleri sevmez.” (Araf 31)

“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.” (İsra 17/26-27)

“Yiyip için, giyinin ve tasadduk edin. Fakat israf ve kibirden sakının!”(Buhari)

“İktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir.”(Bezzar)

“Resulullah (sav) abdest alırken her bir organı üçer kere yıkadı ve: “bundan fazlası israftır. İsraf ise şeytandandır” buyurdu.” (Zehebi, Mizanul imtihan 2/216, İbn Mace 419)
“Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz:
1- Ömrünü nasıl geçirdi?
2- İlmi ile nasıl amel etti?
3- Malını nereden, nasıl kazandı ve nerelere harcadı?
4- Cismini, bedenini nerede yordu, hırpaladı?”
[Tirmizi]

Siz yemek için yaşayanlardan mısınız, yaşamak için yiyenlerden misiniz???!!!... Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...