Çağdaş ve ilerici mi?
“Allah bu çocuğa güç versin, işlerini muvaffak kılsın. Şerlilerin şerrinden korusun. Ne kadar güzel çalışmaları var, bu şeytanlar bunu da yemek ister, fırsat vermesin Rabbim” diye dua ediyordu kayın pederim haberleri izlerken.
Şöyle uzanıp baktım kime dua ediyor diye, Teknofest ile alakalı yapılan programı gördüm. Selçuk Bayraktar, Baykar tarafından geliştirilen ve bu klasmanda dünyada sadece dört ülkenin yapabildiği Akıncı Taarruz İHA'sının önünde heyecanla Teknofest’i ve projelerini anlatıyordu.
Dilinden düşürmediği duasıyla gurur duyarak izlediği bu başarının, engellenerek yok edilebileceği korkusunu da içinde taşıyordu Kayın pederim.
Çünkü bu ülke için kim bir adım atmışsa, kim bir artı değer koymuşsa, milletin geleceğine kim bir yatırım yapmışsa süreç içinde engellendiğini, yapılan üretilen şeylerin toprağa gömüldüğünü, üretenlerin cezalandırıldığı veya katledildiğini görmüş birisiydi.
Bazılarının bu milleti küçümseyerek dile getirdiği gibi, ülkemizde hiçbir dönem çalışmak ve üretmek problem olmadı bu millet için. Aksine milletimiz çalışkan ve fedakâr bir millet. Hele Allah ve vatan için denildiğinde…
Sorun siyasi iradeydi!
Sorun her dönem siyasi iradeydi. Aklını, zihnini ve ruhunu Batıya peşkeş çekmiş güç sahibi belirli bir azınlığın, ülkemizin milli üretim hamlelerini bir şekilde engelleyip bizi sürekli yabancı güçlere mahkûm etmesiydi.
Bundan tam yetmiş yıl önce kurulmuş yerli ve milli silah fabrikası, sahibi ve mühendisleriyle birlikte bu zihniyet tarafından havaya uçurulmuştu. Yetmiş yıl önce her türlü engelleme ve imkansızlığa rağmen fabrika kurup, silah ürettiğimizi ve hatta Batılı ülkeler de dâhil bir çok ülkeye silah satmaya başladığımızı bir düşünün. O üretimin devam etmesi halinde bugün silah sanayiimizin hangi noktalara gelebileceğini hesap edebiliyor musunuz?
Bundan seksen yıl önce kurulan uçak fabrikasını, Vecihi Hürkuş’un olağanüstü çabayla uçak üretme çalışmalarını, Nuri Demirağ’ın özel sermayesiyle açtığı uçak fabrikasını ve dünya havacılığı A Sınıfına alınan Türkiye’nin ilk yolcu uçağı olan NUD-38’in akıbetini bir düşünün. Devam etseydi Amerika’dan F-16 aldık, F-35 projesinden çıkarıldık konuşmaları yapılır mıydı bugün?
İstanbul Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Kirkor Divarcı'nın evlenmek için biriktirdiği parasını koyarak genç öğrencileriyle başladığı füze uçurma hayalini, beş bin metreye uçabilen füze denemeleriyle gerçeğe nasıl dönüştürdüğüne bir göz atın. Ve maalesef bu başarının, Kirkor Divarcı’nın bütün projeleriyle birlikte “bilinmeyen bir yangında” evinin kül edilerek nasıl engellendiğini bir düşünün.
Neden coşku duymazlar
Bu ülkenin inançlı insanlarına üstünlük sağladıklarını zannederek, her iki kelimelerinden birinde “bilimden teknolojiden, gelişmiş ülkelerden bahseden o “çağdaş, ilerici, aklın ışığında ilerleyen” güruh nerede? Teknoloji Festivalinde bilimin teknolojinin ve en önemlisi de pırıl pırıl bir gençliğin bu çalışmalara dâhil olup heyecanla çabalamasını neden görmezler? Üç yıldır yapılan ve binlerce takımla on binlerce bilim insanı adayı gencin katıldığı, ülkemiz için yeni şeyler ürettiği bu faaliyeti neden coşkuyla karşılamazlar?
Onlar bir ay sürecek heykel festivalinde kendi etrafında dönen ışıklandırılmış heykellerle uğraşırken bu milletin inançlı ve çalışkan çocuklarının vatanın güvenliğini sağlayacak İHA’lar yapıyor olması mı zorlarına gitti acaba? Heykel yaparak, dans ederek, içki içerek “çağdaş ve ilerici olma” masalı okurken, bu milletin inançlı gençlerinin roket denemeleri yapıp, uçan araba projeleri ortaya koyması mı rahatsız etti? Muhtemelen öyledir.
Çünkü bu zihniyetin vatan ve millet diye bir derdi olmadı hiç. Bu ülkenin bağımsızlığını, milli üretim hamlesini, güçlü olmasını, kendi politikasını üretmesini istemedi bu zihniyet. Batının efendiliğinde sadece kendi çıkarları için çalıştılar, ülkeyi sömürdüler, taş üstüne taş koymak isteyenleri de boğdular.
Kayın pederimin korkusu, vatanını seven, bağımsız güçlü bir ülke olmamızı isteyen herkesin korkusuydu aslında. Ama gelinen süreçte artık bu zihniyete bir daha geçmişte yaptıklarını yaptırmama kararlılığına dönüştü çok şükür. Allah fırsat vermesin bu zihniyete.