Buzları eritip bahara koşmak
28 Mart 1991 Altunköprü Katliamı, ne Hocalı'dan ne de Kıbrıs’taki Kanlı Noel’den farklı değil.
Amaç Türk’ü yok ederek bölgenin hâkimi olmak.
Ah akıllım!
Türk’ün varlığının bölgeye emperyalistlerin gelmeme garantisi olduğunu bir anlasan.
Ah bir anlasan!
Göreceksin gerçeği ama o kahpe Lawrance bir anda kandırıverirken seni, nereden bileceksin!
Öteki kendine Şeyh, beriki Molla, sonraki de sözde Âlim ilan edince, nereden bileceksin sanki farklı hesaplar peşinde koştuklarını...
Bu oyunları çevirenlerin ilk işlerinin neden yabancı yatırımcı ağzıyla ülke kaynaklarını talana açtığını bir anlasan...
Yer altındaki bilmem kaç milyar varil petrol, bilmem kaç trilyon metreküp doğal gaz bir anda mı çıkıyor sanıyorsun?
E be saftirik...
İç barışını kanla gelen demokrasiyle sağlayanların, iç istihdamını kanlı demokrasiyi pazarlayarak sağladığını niye görmezsin.
Gör işte...
Daha “Hoş geldin Ramazan” mahyâları asılmadan hiç hoş gelmeyen o zamcıkların arkasına bakmaz mısın?
“Zorlukta bir araya gelmeyi iyi biliriz” diyen siyasetçinin âlem masalarını, “Biz aslında hiç kopmadık” diyen esnafın Ege sularında umut arayanlara şişme bot satışını ekonomiden mi bilirsin yoksa insanlıktan mı?
Ecdadının kan döktüğü topraklardaki o kaynaklar üzerinde başkasının hakkı mı var sanıyorsun?
Yok delikanlı yok...
Hiç mi hiç yok!
Buzları eritip bahara koşmadan önce birlik olmuştuk unuttun mu?
Ne dağlar durdu önümüzde ne de düşman...
Yurt edinelim diye döndük divane gibi...
Acem’in, Roma’nın birliği bizi bölemedi de, bir para böldü değil mi cancağızım.
Ah o para yok mu?
Güneylileri isyana, Batılıları da ayak oyunlarına yönlendirmedi mi?
“Emin” diyerek koynumuza aldıklarımızı ayartmadı mı hain Batı?
Bölmedi mi Atayurt’tan gövdemizi?
İşte gövdeyi bütünleme zamanı geldi çattı.
Türk Devletleri Teşkilatı umutlarımızı artırsa da ekonomisi olmayan birlikteliğin yaşamasının mümkün olmadığını gördük gari...
Kanlı topraklarımızı kullanacak adımları atma zorunluluğumuzu Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) olarak Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı (TDPV) ile düzenlediğimiz II.Uluslararası Türk Enerji Birliği Kongresi’nde Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım’ın ağzından dinledim.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise görevi yükleyiverdi sırtımıza; “Sizlerden beklentimiz ikili ve çok taraflı nokta atışı iş birliği önerilerini bizlerle paylaşmanız, durum ve ihtiyaç analizlerini hemen harekete geçirecek çözüm önerilerinizi ortaya koymanızdır.” diyerek...