Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Şubat 2019

Büyüyünce, annem gibi adam olacağım!

Bazen tek bir çizimin binlerce kelimenin vereceği anlama eş mesajlar gönderdiği, anlamlar/etkiler oluşturduğu doğrudur. İşte bu yazının başlığı da bir karikatürdeki cümleden alınmıştır…

“Baba, adam kimdir?” diye soran küçük bir çocuğa baba şöyle cevap verir:

“Evin ve ailesinin sorumluluğunu yüklenen ve onlar için her şeyi yapan kişiye ‘adam’ denir.”

Buraya kadar her şey bilindik, yolunda, tahmin edilebilir görünür. Çocuğun cevabı ise hem zihinleri bir sorgulamaya götürürken postmodern dünyanın ideal kadın tipolojisinin kadın ve erkek kimliği üzerinde oluşturduğu tahrifat, başkalaşım ve dönüşümü göstermesi için oldukça manidardır.

“Öyleyse ben de büyüyünce annem gibi ‘adam’ olacağım!”

Yazık ki içerisinde yaşadığımız postmodern zamanlar cinsiyet üzerinden inşa edilen kimlikleri süreç içerisinde dönüştürdüğü gibi çağın/dönemin gereği, özgürlük, güçlü insan kavramları üzerinden yeniden formatlamıştır.

Erkekten önce kadına yönelik değişiklik kurgusunu devreye sokan sistem, kadının kimlik algısındaki değişiklikleri yavaşça ve istenir bir şekilde değiştirirken yeni düzeneğin erkek lehine oluşturduğu rol değişimi de erkek tarafından hoşça bir kabul görmüştür.

Öncelikle “özgür ve güçlü kadın” imgelemi peşinde koşturulan, yorulan, yıpratılan kadının üzerindeki yük her geçen gün artırılırken buna paralel sorumluluğu azalan erkek için ortaya çıkan tablo hiç de kötü ve istenmez değildir!

Evin maişetinin, sevk ve idaresinin, toparlayıcılık ve kollayıcılık sorumluluklarının yavaşça kadına devredilmesi ortaya “özgür erkek” tipi çıkarırken kadın ise “özgür kız” imgesi üzerinden sorumluluğunun her geçen gün arttığının ayırtına bile varmamıştı…

Erkek gibi/kadar işyerinde çalıştıktan sonra eve girer girmez mutfağa dalan, temizliğe girişen, çocuğuyla ilgilenen kadın, bu sırada kocasının televizyon karşısında zapping yapmasının kendisine lütfedilen özgürlüğün hangi maddesinde yer aldığını düşünemeyecek kadar yorgun ve meşguldü!

“Güçlü kadın” örneklemesi üzerinden eviyle, işiyle, çoluk çocuğuyla, kariyer savaşına girerken, çocuğunun psikolojisini onarmaya çalışırken evdeki erkeğin evin faturaları için verdiği otomatik ödeme talimatlarıyla misyonunu tamamladığını düşündüğünün farkında bile değildi…

Hem güzel hem başarılı hem şık hem iyi bir eş ve anne -buna eklemlenen hayırlı evlat kız- hem trendleri/modayı yakalaması gereken dekorasyondan-servisten anlayan mükemmel ve örnek bir kadın figürü oluşturmak zorundalığını iliklerine kadar yaşadığını hiç anlamamıştı.

Evi çekip çeviren, çocukların tüm sorumlulukları üzerine bindirilen, aile kurumunu sevk ve idare etmesi gerektiğine inanılan kadın “kariyer de yaparım çocuk da” mottosuyla toplumsal kadınlık rollerinin üzerine geleneksel erkek sorumluluklarının omuzlarına yumuşakça yerleştirildiğini bile fark edememişti1

İşin, ev ve ailenin tüm sorumluluğunun kadına yüklendiği noktaya geldiğinin hala farkında olmayan kadın, bu gidişle yakında “adam gibi-adam olmak” vs betimlemelerinin sahibi olacak gibi görünüyor.

Evet, demiştik ya; bazen bir çizim, bin kelimeye bedeldir! Hay, bin çizim aşkına!

Twitter.com/sabihadogann