Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2485.30
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Haziran 2022

Büyüme ve Enflasyon

Türkiye ekonomisi 2022 yılının ilk çeyreğinde (ocak, şubat, mart ayları) bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,3 oranında büyüdü.

Detaylara bakıldığı zaman inşaat sektörü hariç tüm sektörlerde önemli büyüme oranları göze çarpıyor.

İnşaat sektöründe maliyet artışının etkisiyle küçük ölçekli müteahhitlerin, yani bir dönem inşaatın yüksek kazanç getirmesi sebebiyle asıl işlerini bırakıp inşaat sektörüne yönelenlerin piyasadan çekilmesiyle beraber üretimin azaldığını söylemek mümkün. Bunun yanında tedarik zincirinin bozulması sebebiyle yurt dışı talebin arttığı bu dönemde hükümetin politikasıyla beraber bir dönem inşaatta olduğu gibi sanayiye yönelimin artması da etkili elbette.

Büyüme verisini biraz daha yakından incelediğimizde hanehalkı tüketim harcamalarının yüksek olduğunu görebiliyoruz. Hanehalkı tüketimi (fiyatların artmadığı varsayımıyla) bir önceki yılın aynı dönemine göre %19,5 oranında artmış görünüyor.

Bunun dışında ihracattaki artışın büyümeye önemli katkı sağladığını da görüyoruz. Aynı zamanda yatırımlarda az da olsa bir artış yaşandığı görülmekte.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde %35,5 iken bu oran 2022 yılında %31,5 oldu. Bu da sabit gelirlilerin büyüme içindeki payının azaldığını gösteriyor. Yani işletmeler kârını artırırken çalışanlar bu büyümeden payını alamıyor.

Büyüme verilerinde de görüldüğü üzere Türkiye’de hanehalkı tüketimi oldukça yüksek seviyelerde. İç piyasadaki bu yüksek talep, enflasyonun en önemli nedenlerinden biri olarak söylenebilir. Çünkü literatüre göre enflasyonun en önemli iki nedeni vardır. Biri maliyet diğeriyse taleptir. Maliyet enflasyonu herkesçe malum. Bir malın maliyeti arttığı zaman bu fiyata yansıtılır ve fiyatlarda artış meydana gelir. Aynı şekilde piyasada talep arzın üzerindeyse bu da piyasada fiyatların yükselmesine neden olur. Nitekim herkes bilir ki satılamayan malın fiyatını düşürülür. Maliyetlerinin artması durumundaysa en kötü ihtimalle fiyat artışı yapmaz veya çok mecbur kalırsa asgari düzeyde artırır. Ancak iç piyasada talep oldukça yüksek. Hanehalkı tasarruf etmeyi azaltıp paranın döviz, altın, faiz/kâr payı gibi finansal yatırım araçlarıyla enflasyon karşısında reel anlamda değer kaybetmesindense harcamayı tercih ettiğini görüyoruz.

TÜİK enflasyon oranı tüm Türkiye’yi ve yüzlerce ürünü içine alan bir sepetten oluşuyor. Ürün bazlı bakıldığında bazı ürünlerde fiyat artışları TÜFE’nin çok daha üzerinde gerçekleşiyor. Hanehalkı da işletmeler de paralarını mal almaya yönlendiriyor. Özellikle işletmelerin hammadde stoklarını artırdıklarını görebiliyoruz. Tedarik zincirinin bozulması ve yüksek enflasyon sebebiyle hammadde stoklamalarına yönelim ithalatın da artmasına neden oluyor.

Geçen hafta açıklanan bir diğer önemli veri de enflasyon... Mayıs ayında TÜFE bir önceki yılın aynı ayına göre %73,50 oranında artarken aylık bazda %2,98 seviyesinde arttığını görüyoruz.

Döviz kurundaki artışla beraber fiyatların hızla arttığı aralık ayında %13,58 seviyesinde olan aylık TÜFE ocak ayında %11,10 seviyesine gerilemişti. Döviz kurundaki görece dengelenmeyle beraber şubat ayında %4,81 seviyesine kadar gerileyen aylık enflasyon 24 Şubatta Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi sebebiyle artan enerji fiyatlarına paralel olarak mart ayında önce %5,46’ya nisan ayında da %7,25’e yükseldi. Havaların ısınması, yaz mevsiminin yaklaşması, kışın yağışların bol olmasıyla beraber rekoltenin yüksek olması nedeniyle özellikle sebze ve meyve fiyatlarındaki azalış ve gıdanın sepet içindeki ağırlığının yüksek olması, mayıs ayında aylık bazda enflasyonu %2,98 seviyesine düşürdü.

1 Haziran itibariyle geçerli olan doğalgaz ve elektrik zamlarının aylık enflasyonda %0,8 puanlık etkisi olacağı hesaplanıyor. Benzin, mazot, lpg, elektrik, doğalgaz gibi enerji girdilerindeki fiyat artışı enflasyonun yükselmesine neden olacaktır. Ancak yaz mevsimi sürecinde meyve sebze gibi ağırlığı yüksek olan maddelerin fiyatlarındaki düşüş eğilimi devam ederse enflasyonda aylık bazda düşüşler görülebilir. Bu da yıllık enflasyonu aşağı çekmeye başlayacaktır.

Fiyatların artışından en çok sabit gelirliler olumsuz etkileniyor. Ciro verilerine ve sektörel güven endeksine bakıldığında iş dünyasının enflasyonist dönemden olumlu etkilendiklerini görebiliyoruz. Fiyat artışlarıyla beraber kâr artışları iş dünyasının lehine bir şekilde işliyor. Toplumsal refahı artıracak olan iş dünyasındaki kâr artışının çalışanlarla paylaşılmasıdır.