Dolar (USD)
34.45
Euro (EUR)
36.07
Gram Altın
3008.36
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Nisan 2016

BÜYÜME HEDEFİ TUTTU

Türkiye ekonomisi 2015 yılının son çeyreğinde yüzde 5,7, yılın tamamında da yüzde 4 büyüyerek Orta Vadeli Program'da öngörülen hedefi tutturmayı başardı.

Terör olaylarının tırmandığı, küresel durgunluğun etkisini sürdürdüğü, jeopolitik risklerin arttığı ve iki genel seçimin yapıldığı 2015 yılında ekonominin gösterdiği bu performansı takdir etmek lazım.

Ancak büyümenin hangi kalemlerden kaynaklandığı irdelendiğinde çok da fazla havaya girilmemesi gerekir.

Çünkü yüzde 4'lük büyümenin yaklaşık dörtte üçünü vatandaşın yüzde 4,5 artan tüketim harcamalarısağladı.

Yüzde 6,7 artan devlet harcamaları da büyümeye önemli ölçüde destek oldu.

Buna karşılık üretimin büyümeye katkısının sınırlı olduğunu görüyoruz.

İhracat ise azaldığından büyümeyi aşağı çekti.

Özetle 2015 yılında devlet ve vatandaşın harcamalarındaki artış sayesinde ulaşılan büyümeye üretimin etkisi zayıf kalırken ihracat daraltıcı rol oynadı.

Üretim ve ihracat artışına dayanmayan büyüme sürdürülemez.

EKONOMİDE GÜVEN SORUNU

Ankara Sanayi Odası'nın(ASO) Mart ayı meclis toplantısında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, birçok ülkenin eksi faize geçtiğini belirterek, "Paranın, faizin yüksek olan ülkelere gitmesi lazım değil mi? Tam aksine gelişmekte olan ülkelerde faizler yükselirken, gelişmekte olan ülkelerden para kaçıyor, faiz sıfır veya eksi olan gelişmiş ülkelere gidiyor" dedi.

Bu tespit karşısında haliyle aklımıza şu soru geliyor;

Para neden yüksek faizi tercih etmeyip sıfır veya negatif faiz uygulayan gelişmiş ülkelere yöneliyor?

Türkiye'yi de yakından ilgilendiren bu sorunun cevabı üzerinde durulmalı, tartışma açılmalıdır.

Pek çok neden sayılabilir ama esas sorun güven.

Para gelişmekte olan ülke ekonomilerine güvenmiyor.

Ne kadar yüksek faiz verilse de itibar etmiyor.

Önce güven tesis edilmeli.

Güven ortamının olmadığı yerde yatırım olmaz, dolayısıyla sağlıklı büyüme ve istihdamdan bahsedilemez.

Kamu ve özel sektör ile tüketiciler de yüksek faize katlanmaya devam eder.

YELLEN PİYASALARI RAHATLATTI

ABD Merkez Bankası(FED) Başkanı Janet Yellen'in açıklamaları haftaya damgasını vurdu.

Piyasalarda bahar havası estirdi.

New York Ekonomi Kulübü'nde yaptığı konuşmada, FED'in faiz artışı konusunda temkinli davranması gerektiğini belirten Yellen, enflasyonun tekrar gerilemesi veya büyümenin yavaşlaması halinde faiz artırımını öteleyebileceğine yönelik sinyaller verdi.

Yellen'in konuşmasının ardından dolar küresel piyasalarda değer kaybederken gelişen ülke para birimleri güç kazandı.

Türkiye'de de serbest piyasada dolar/TL kuru 2,81'e kadar geriledi.

Bono ve tahvil faizlerinde de düşüş yaşandı.

İki yıllık tahvil faizi uzun bir aradan sonra ilk defa tek haneyi gördü.

Borsa İstanbul yükselişe geçti.

Görüldüğü üzere Yellen'in her konuşması küresel piyasaları dalgalandırıyor.

Eğer faiz artışına gidileceğini ima ederse dolar güçleniyor, aksi yönde mesajı ise gelişen ülke para birimlerine ve tabii liraya da değer kazandırıyor.

Ne var ki döviz ihtiyacı azaltılmaz, enflasyon dizginlenmez ise TL'nin dolar karşısında orta vadede şansı yoktur.

gozde.milat@yahoo.com