BÜYÜME BEKLENENDEN İYİ DE\u2026
Söze bir hatırlatmayla girelim.
Bir ülkede bir yılda üretilen mal ve hizmetlerin toplam parasal değerine Gayri Safi Yurtiçi Hasıla(GSYH) denir. Ekonomilerin büyüklüğünü ve üretim gücünü gösteren temel bir makro göstergedir.
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2013 yılı GSYH'yı açıkladı.
Beklentilerin üzerinde büyüyen GSYH, 2013'te 820 milyar dolar oldu.
Kişi başına gelir 323 dolar artarak 10 bin 782 dolara ulaştı.
Revize edilen Orta Vadeli Plan'a göre geçen yıl yüzde 3,6 büyümesi beklenen Türkiye ekonomisi, son çeyrekte atağa kalkarak yılı yüzde 4'lük büyüme rakamıyla tamamladı.
Euro bölgesinde GSYH yüzde 0,4 küçülür, AB'de ise yüzde 1 artış gösterirken ekonominin yüzde 4 büyümesi elbette olumlu karşılanmalıdır.
Ne var ki aynı kategoride bulunduğumuz Çin, Endonezya, Malezya, Hindistan gibi ülkelere nazaran düşük bir büyüme hızı olduğunu da unutmayalım.
Ayrıca şu hususları da akılda tutalım;
u00b7 AB'de kişi başına gelir ortalama 40 bin dolar civarında.
Ekonomileri yüzde yarım büyüse bile kişi başına gelir artışı 2 bin doları buluyor.
Bizde kişi başına gelir 10 bin 782 dolar.
Ekonomi AB'ye göre 8 kat büyüse dahi gelir artışı ancak 400 dolar oluyor.
AB ülkeleri ile aramızdaki gelir farkını kapatmak istiyorsak onların temposu ile kıyaslayarak değil, Çin gibi ülkeleri kendimizi örnek alarak adımlarımızı hızlandırmalıyız.
u00b7 2023'te öngörülen hedefleri yakalamak için de bu şart.
Bilindiği gibi 2023'te kişi başına gelirin 25 bin dolar olması hedefleniyor.
Bu düzeye erişmek için yıllık büyüme hızının yüzde 6-7'lerde olması gerektiği, uzmanlar tarafından hesaplanıyor.
u00b7 Gözden kaçırılmaması gereken bir noktada şu; rakamlara bakıldığında son 5 yıldır ekonominin neredeyse patinaj yaptığı görülüyor.
2008'de kişi başına gelir 10 bin 440 dolardı.
2013'te bu rakam 10 bin 782 dolara çıktı.
Artış 342 dolar.
5 yılda.
Son derece yetersiz.
Yıllık 70 dolarıbile bulmuyor.
Yine 5 yıldır bir türlü 11 bin dolara ulaşamıyor.
10 bin dolar bandında geziniyoruz.
u00b7 Yüzde 4'lük büyümenin 3,1 puanını tek başına iç tüketimin karşılaması, buna karşılık özel yatırımların ve ihracatın büyümeye yok denecek kadar katkı sağlaması, üzerinde durulması gereken diğer bir husus.
Büyümeninüretimden ziyade tüketime dayandığını gösteren sıkıntılı bir durum.
Gelirimizden fazla tükettiğimiz için de sürekli dışarıya borçlanıyoruz.
Dolayısıyla ekonomiyi kırılgan hale getiren cari açığımız da artıyor.
u00b7 Şubat'ta ihracatın yüzde 6,2 artarak 13,1 milyar dolara çıkması, ithalatın ise yüzde 5,9 azalarak 18,2 milyar dolara gerilemesiyle dış ticaret açığının yüzde 27'lik düşüşle 5,1 milyar dolara inmesi iyi bir gelişme.
Yalnız üretim yapımızın dışarıya bağımlı olması nedeniyle ithalatın gerilemesi ekonomiyi yavaşlatabilir.
u00b7 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise aksi görüşte, "2014'te büyüme hızının yüzde 4'ü aşabileceğini" söyledi.
İnşallah dediği gerçekleşir. Yeri gelmişken; Sayın Babacan'ın bugün doğum günü. Ailesiyle birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür diliyoruz. Umarız üç dönem kuralını kaldırırlar da biz de ekonominin başında görmeye devam ederiz.
