Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Nisan 2020

Büyüksün Türkiye

Birkaç kere ihlal edilse de, ilk kez kahir ekseriyetiyle televizyonlar “gereksiz” ve şov meraklısı olan, o “her şey bilen ukalaları” değil, işin uzmanlarını programlarına davet ettiler. Uzmanların C-19 hakkında anlattıkları toplumun her kesimi için son derece yararlı oldu.

Bu konuda televizyonlarımıza teşekkür ediyoruz.

Doğrusu insanlarımız da sorumlulukları konusunda üzerine düşeni yaptı. Meşhur “Cuma akşamı” dışında dışarı çıkma yasakları konusunda ciddiye alınacak olumsuz bir hadise yaşanmadı. Bunun birkaç sebebi vardı:

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere yetkililere ve dolayısıyla onların açıklamalarına duyulan güven,

Vatandaşın gözleri önünde sağlık alanında yapılan devrimler ve dolayısıyla sağlık altyapımızın sağlamlığına olan inanç,

Ve tabi ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde yürütülen sürecin şeffaf bir şekilde sürdürülmesi bu sebeplerden bir kaçıydı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın konuya hakimiyeti, salgın hakkında zamanında ve en ince ayrıntısına kadar bilgi paylaşımını esas alması vatandaşı rahatlattı. Böyle olunca insanımız da ekonomik kayıplarını göze alarak kurulun aldığı önlemlere riayet etme konusunda gereken hassasiyeti gösterdiler. Yaşlıların ve bilahare gençlerin sokağa çıkma yasağına uymaları insanımızın bilinç düzeyini gösterdi.

Batının adeta çuvalladığı pandemide Türkiye dosta düşmana “hayret!” dedirtti. Eminim pek çok ülke Türkiye’nin C-19 ile mücadele konusunda ağır kayıplar vereceğini düşünmüştü. İran’da salgının çok ağır başladığı süreçte yurtdışında yaşayan dostların Türkiye için tedirgin olduklarını duyduğumda gülmüştüm. Kendilerine, bulundukları ülkelerin salgınla baş edemeyeceğini lakin Türkiye’nin sağlık altyapısı konusunda çok ileride olduğunu, endişelenecek bir husus bulunmadığını anlattım. Nitekim alınan önlemler sayesinde koronavirüs salgının ülkemize girişi alabildiğince gecikti elhamdulillah.

ABD’nin NYT’si, İngiliz ve Fransız basını daha C-19 Türkiye’de görülmezden çok öncesinde ülkemizin koronavirüs yüzünden büyük bir felaket yaşadığı algısını yaymaya çalışıyorlardı. Türkiye fotoğrafları ile süsledikleri manşetlerde adeta “Türkiye salgından dolayı viraneye dönmüş” algısının tutması için birbiri ile yarışan ülkelerin medyaları, şimdi de ülkelerinin Türkiye’den yardım alabilmek için nasıl sıraya girdiğini yazmak zorunda kalmışlar.

Elbette ki kendi gerçeklerinden bihaber olan ülkeler, Türkiye gerçeklerini bilemezlerdi, bilseler de kabullenemezlerdi. Ancak zaman gösterdi ki Türkiye artık eski Türkiye değil, bunu batılı ülkelere yaptıkları yardımlarla da gösterdik.

Önce İspanya, İtalya, Fransa’ya hatta Çin’e tıbbi malzemeler konusunda yardımcı olan Türkiye, İngiltere’nin de imdadına yetişti. Bu yazıyı hazırladığım saatlerde Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla ABD’ye gönderdiğimiz yardımları taşıyan askeri uçak/lar havalanıyordu.

Saygınlıkları askeri ve ekonomik güçlerinden kaynaklanan ülkeler kendi vatandaşlarını ölüme terk ederken, yaşlı bakım merkezlerinde binlerce vatandaşının üzerine kapıları kilitleyip ölmelerini beklerken, Türkiye, dünyanın öbür ucunda bulunan on binlerce vatandaşına ulaşarak onları ülkelerine getirip sağlığına kavuşmaları için adeta seferber oldu. Bunu için hiçbir masraf ve fedakarlıktan kaçmadık.

İnsan hakları, eşitlik, adalet diyen batılı devletler ise her şeyden önce vatandaşı için bilhassa küresel salgınlarda yapacağı sağlık harcamaların maliyetini düşünmemesi gerekirken maalesef bu ağır sınavda sınıfta kaldılar.

Batılı devletlerin kendi vatandaşları için hiçbir fedakarlıktan kaçmayacağını biliyorduk ve bu yüzden, kendi vatandaşlarının refahı için, 3. Dünya ülkelerine ait yeraltı zenginlik kaynaklarını gasp ettiklerini söyler dururduk. Batılı devletlerin milyonlarca Afrikalıyı sırf bu yüzden öldürdüğü ve onların öz malı olan altınlarını gasp ettiği tartışma götürmez bir gerçek olarak kayıtlara geçmişti. Ancak;

Bu salgınla birlikte batılı devletlerin gizledikleri bir gerçeği daha görmüş olduk: Batı, ekonomik kayba uğrayacağına, kendi insanının ölmesini tercih etmekten imtina etmeyeceğini de dünya aleme göstermiş oldu.