Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2963.67
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Ağustos 2018

Büyük ülkenin küçülen imajı

Bir önceki yazımızda, Türk-ABD ilişkilerinin ''1 Mart tezkere krizinden beri dalgalı bir seyir izlediğini'' belirtmiştik. İzmir'deki papaz(?) üzerinden yaşanan gerginlik ise, var olan dalgaları tsunamiye çevirip TL'yi dolar karşısında zayıflatmıştır.

Bu yeni durum karşısında birçoğumuzun zihninde oluşan soru ''Peki, ABD ne yapmaya çalışıyor?'' Bu konuda epey yazılar yazıldı ve yazılmaya devam edecektir.

Biz de bu haftaki yazımıza bu soruya cevap bulmak için, uluslararası ilişkiler uzmanı Amerikalı bir profesörle Skype üzerinden bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmenin içeriğine geçmeden önce ilginç bir detayı paylaşmak isterim: Profesör not aldığımı görünce: ''Bunları yayınlayacak mısın?'' diye sorunca ''İzniniz olursa evet.'' dedim. Bunun üzerine profesör gülümseyerek ''O zaman adımı verme.'' dedi.

Biz de profesöre verdiğimiz söze sadık kalarak ismi ve kimliği hakkında detay vermeden sohbetin güncel konusu olan Türk-ABD ilişkileri hakkındaki görüşlerine yer vermekle yetindik.

Sayın Profesör Türk-ABD ilişkilerinin Andrew Brunson üzerinde iyice gerilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Türk-ABD ilişkileri Brunson ile gerilmedi çünkü zaten gergindi. Başkan Trump ve yönetimi sadece var olan bu gerginliği kasım ayında yapılacak seçimlere malzeme yapmak için böyle bir tutum takınıyor.

Türk-ABD gerginliğinin asıl sebebi nedir?

-Sorunuzu şöyle düzeltmek isterim ''sebepleri'' demek daha doğru olur zira tek bir sebep yoktur. ABD'nin öncelikleri ve çıkarları Türkiye'nin öncelikleri ve çıkarlarıyla çatışıyor. Böyle bir durumda iki müttefik arasında gerginlik kaçınılmaz olur.

Biraz somutlaştırabilir misiniz?

-ABD'nin birinci önceliği İsrail iken, Türkiye'nin önceliği Filistin'dir. ABD'nin bölgedeki çıkarlarının güvenliği için ''Kürtlerle ittifak kurmak'' önemli bir imkan iken, Türkiye için ciddi bir tehdit oluyor. ABD dolar ile dünya üzerinde kurduğu imparatorluğu korumaya çalışırken, Türkiye; Rusya, Çin ve İran'a yerli para üzerinden ticaret yapmayı öneriyor. ABD, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri almasını NATO için tehdit görürken, Türkiye bunu güvenliği için zaruri görüyor. ABD, Ortadoğu ve Afrika üzerinde sağladığı stratejik üstünlüğü daha da derinleştirmek için planlar yaparken Türkiye; Somali, Katar ve Sevakin Adası'nda askeri üsler kurarak bu bölgelerin geleceği hakkında söz sahibi olmak istiyor.

Bunun gibi daha pek çok somut örnek gösteriyor ki, Türk-ABD ilişkileri bu çerçevede değerlendirilmelidir. Trump'ın twitleri ve Brunson üzerinden değil. Aslında Trump'ın bu twitleri dünyanın büyük gücü olan Amerika'nın imajını küçültüyor.

Türk-ABD ilişkileri düzelir mi?

-Müttefikler arasında zaman zaman çıkar çatışmaları olur ancak bunların çözümü diplomasidir. Diplomasinin temel hedefi, devletler arasında çıkan sorunları müzakere ederek bir çözüm bulmaktır. Ancak ABD'nin talihsizliği, Trump gibi bir başkan tarafından yönetiliyor olmasıdır.

Neden?

-ABD'nin asıl gücü dünyada kurduğu diplomatik ilişkilerdi. Ama Trump ve etrafındaki bir avuç Siyonist, ABD'yi dünyada gittikçe yalnızlaştırıyor.

Türk-ABD ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

-ABD, dünyadaki gücünü korumak istiyor, Türkiye ise tarihteki gücüne kavuşmak istiyor. ABD'nin silah üstünlüğü, Türkiye'nin ise, coğrafya üstünlüğü vardır. Türk-ABD ilişkilerinin geleceği bu iki istek etrafında bir süre daha gerilmeye devam edecektir. Çünkü ABD'nin bunu hazmetmesi biraz zaman alacaktır.

Hazmedecek mi?

-Yükselen Çin tehdidine karşı başka bir çaresi yoktur.