Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Kasım 2024

​Büyük sıfırlamacı elitler Trump'tan rahatsız

Amerika’daki seçimlerin çoğu ülkedeki küreselci tayfayı üzdüğü bir gerçek. Küreselci Kamala Harris’in kaybetmesi onlarda soğuk duş etkisi yaptı.

Bilindiği gibi Trump, bu kesimin medya organlarında sürekli aşağılanır ve ona neredeyse deli muamelesi yapılırdı.

Örneğin Kovid döneminde tüm dünya halkları DSÖ’nün totaliter uygulamalarına maruz bırakılırken ve Gates’in aşı deneyine tabi tutulurken Trump; “Okullarımızı kapatmıyoruz. Kısıtlamalarınızı kabul etmeyeceğiz. Maske düzenlemelerinize uymayacağız ve aşı düzenlemelerinize tolerans göstermeyeceğiz” diyordu.

Ayrıca sera gazı emisyonlarını azaltmayı amaçlayan küresel anlaşmalardan da çekilmişti. Hatta seçim öncesi kendisine sorulan bir soru üzerine tekrar bunu yapacağını dile getirmişti.

Anlayacağınız, Tavistock Enstitüsü’ün ürettiği ana akım algının ve düşüncenin aksinde hareket edenlere ya deli muamelesi yapılır ya da hain. Kendimden biliyorum. Kovid döneminde aksi düşündüğüm için AK Partili yazarlar beni hain ilan etmişlerdi.

Açıkçası Trump güzellemesi yapacak değilim.

Ancak şu da var ki; küreselci Biden yönetiminin Ukrayna üzerinden Rusya’yı, İsrail üzerinden de bölgeyi hükmetme planları Trump döneminde aynı şiddet seviyesinde ilerlemeyecektir.

Netanyahu, Trump’ı Çarşamba günü gece saat 2'de telefonla arayıp tebrik eden ilk yabancı liderdi. Bakalım Biden döneminde olduğu gibi ilişkiler silah yardımı üzerinden mi ilerleyecek?

Zira Trump’ın bölge politikası kan üzerine kurulu değil

Diğer taraftan bazı kurumlar, Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesini, iklim krizi ile mücadele adına endişe verici bir gelişme olarak görüyor.

Örneğin Climate Analytics CEO'su, eski IPCC yazarı Bill Hare; “ABD Başkanlığına iklim inkârcısı birinin seçilmesi dünya için son derece tehlikelidir” diyor.

“İnsan kaynaklı(!) 1.3°C'lik ısınma nedeniyle hâlihazırda dünya genelinde aşırı hasarlar ve can kayıpları görüyoruz. Başkan Trump fizik kurallarının üzerinde olmayacağı gibi, yönettiği ülke de fizik kurallarının üzerinde olmayacaktır. Eğer Trump Paris Anlaşmasından çekilme tehdidini yerine getirirse, en büyük kaybeden ABD olacaktır" diyorlar.

İngiltere’de çevre örgütü aktivistleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlık seçimlerden zaferle ayrılmasının ardından ABD'nin Londra Büyükelçiliği girişine turuncu boya sıkarak bir eylem düzenledi.

Avrupa İklim Vakfı da “ABD seçim sonuçları küresel iklim eylemi için bir gerilemedir, ancak Paris Anlaşması herhangi bir ülkenin politikalarından daha güçlüdür” diyor.

Brezilya'nın eski çevre bakanı: “İklim acil durumu bağlamında iklim inkârcılığına yer yoktur. Amerikan toplumu küresel ısınmanın ortak sorumlusudur ve Trump'ın zaferine rağmen iklim krizinin çözümünde de şüphesiz ortak sorumlu olacaktır.”

Bu itirazlar ve eylemler yeni dönemde devam edecektir. Trump, WEF’in karbon ayak izi palavrasını yutmayan bir lider. Kaldı ki onlar da karbonu halkları dolandırmak için piyasaya sürdüler.

Ülkemiz de maalesef WEF’in yalanlarına inanarak karbonu hedef haline getiren çok sayıda uygulamanın altına imza atmaya başladı ve hatta iklim kanununu çıkarmayı planlıyor.

Kısacası BM ve WEF gibi “büyük sıfırlamacı” elitler sırf öyle diyor diye ülkeler iklim kanunu çıkarmaya zorlanıyor. Çünkü iklim meselesi politik ve ekonomik bir çerçevede ilerliyor.

Trump, bunun farkında. Ben, bu konuda Trump’ı destekliyorum. İklim, karbon, akıllı şehirler gibi projelerin altında küreselci elitin vurgun yapma hedefi vardır. İşte buna alet olmamalıyız.

Bakalım Kovid dönemindeki faşist uygulamalar ve zorla aşılama çalışmaları Trump döneminde yeniden gündeme gelecek mi? Ve sorumlular yargı önüne çıkıp hesap verecek mi?