Büyük Oyun: Rakka
Suriye savaşı, büyük gelişmelere gebe bir şekilde ilerlemektedir. Mevcut şartlar altında Esed rejiminin hedef olmaktan çıkarıldığı, DAİŞ'i ortadan kaldırmanın olmazsa olmaz haline getirildiği görülmektedir. Rusya ve Amerika, DAİŞ'in Suriye'deki varlığının tamamen etkisizleştirilmesi konusunda anlaşmışlardır. Suriye'de DAİŞ'i ortak düşman ilan eden Rusya ve Amerika, DAİŞ'in ortadan kaldırılması konusunda ortak bir strateji geliştirmemişlerdir. DAİŞ'in Suriye'de etkisizleştirilmesi için örgütün başkenti konumunda olan Rakka'nın kurtarılması gerekmektedir. Irak'ta devam eden Musul operasyonunun benzerinin Suriye'de Rakka için yapılması gerekliliği konusunda ortaklaşan Moskova ve Washington, operasyonun planlanması, uygulanması ve aktörleri konusunda bir strateji geliştirmiş değildirler. Moskova ve Washington'un, Rakka operasyonu için karar verme noktasından uzak olup Rakka operasyonu için bir arayış süreci içinde bulunduklarını söyleyebiliriz.
Trump yönetime geldikten sonra Washington'da Rakka operasyonu için çalışmaların ve arayışların daha yoğunlaştığı görülmektedir. Trump, Rakka operasyonu için Obama yönetimi döneminde yapılan planın yeniden gözden geçirilmesini, hatta gerektiğinde yeni bir planın hazırlanması emrini verdi. Yeni bir Rakka operasyon planı hazırlıklarının yapıldığı bugünlerde CIA Direktörü Pompeo, Türkiye'ye geldi. CIA Direktörü Pompeo'nun ziyaretinde temel gündem maddelerinin Rakka operasyonu ve FETÖ çetebaşının iadesi ve bu karanlık yapı ile mücadele olduğu açıktır. Pompeo'nun Ankara ziyareti sırasında, Rus uçakları tarafından bir askeri birliğimize yönelik kazaen gerçekleştiği söylenen bombalama sonucu üç askerimizin hayatını kaybetmesi ve on bir askerimizin yaralanması haberinin gelmesi, çok kaygı verici bir gelişmedir. Savaş yoğunlaştıkça koordinasyon zaafının neden olacağı askeri ve insani facialara örnek olarak son olayın çok ciddi bir şekilde ele alınması ve benzeri faciaların olmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Türkiye, Suriye'de fiilen kara savaşı yürüten tek ülke durumundadır. Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Suriye'ye giren askeri birliklerimizin uzun süre Suriye içinde kalacağını öngörebiliriz. Rakka operasyon planını yaparken Trump yönetiminin Suriye'de karada askeri harekat yapan tek ülke olarak Türkiye'yi ihmal etmesi düşünülemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesi ve CIA Direktörünün Ankara ziyareti, Türkiye-Amerika ilişkilerinde bir iyimserlik havasının oluşmasını sağlamıştır. Bu olumlu hava içinde Türkiye, Rakka operasyonunun ana aktörü olmayı ve Rakka operasyonu bahane edilerek YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçlerine Rakka operasyonunun yaptırılmamasını önermektedir. Amerika yönetiminin, Türkiye'nin bu önerisine çok olumlu yaklaştığı izlenimi kamuoyuna yansımaktadır.
İran'ı bir numaralı terörist devlet ilan Trump yönetimi, Ortadoğu'da yeni çatışma alanları yaratmaktadır. Ortadoğu'da nüfuz mücadelesi veren Suudi Arabistan ve İran arasında yoğun bir çatışmalı ve gerilimli sürecin yaşanması mümkündür. Amerika ve Rusya, Suriye savaşının derinliklerine Türkiye'yi çekmeye çalışmakta ve bunun için PYD-YPG kartını kullanmaktadırlar. Büyük devletler, Suriye'de müşteri kızıştırma olarak ifade edebileceğimiz bir politika izlemektedirler. Büyük devletlerin müşteri kızıştırma politikası, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye gibi bölgenin büyük devletleri arasında yıkıcı bir gerilim ortamı oluşturması açısından bölge barışına hiçbir şekilde katkı sunmamaktadır.
Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla Cerablus, Rai ve Dabık'ı kontrol altına alarak Bab'ı kuşatmış durumdadır. İran ve Rusya'nın desteklediği Esed'in rejim ordusunun da Bab'ı kuşattığı bir başka gerçekliktir. TSK ve Esed ordusu, Bab'ta karşı karşıya gelmişlerdir. Koalisyon güçleri, TSK'nin Bab kuşatmasına havadan şimdiye kadar güçlü bir destek vermemişlerdir. DAİŞ'in, Rakka'dan Bab'a doğru büyük bir askeri takviyeyi yola çıkardığına dair haberler gelmektedir. Bab, her açıdan büyük tehlikeler ve riskler barındıran bir yer konumundadır. Bab tecrübesi, Türkiye'nin Suriye'de hiçbir güce yüzde yüz güvenmemesi gerektiği gerçeğini ortaya koymuş durumdadır.
Ülkemizin Suriye'de yürütmüş olduğu operasyonlar, büyük kırılganlıklar ve riskler içinde yürümektedir. Rusya ve Amerika için büyük bir satranç tahtasına dönen Suriye'de askeri operasyon yürütmek ve iki büyük güçle olan ilişkimizi dengede götürmek, zorluklarla dolu bir sürecin önümüzde olduğunu göstermektedir. Ülkemiz, Suriye'de karşılıklı büyük oyunları sahneleyen Rusya ve Amerika'nın hamlelerinin basıncını ağır bir şekilde üzerinde hissetmektedir. Her açıdan üzerimizde büyük bir basınç hissettiğimiz Suriye'de Rakka operasyonu gibi büyük bir oyuna dahil olma konusunda çok dikkatli olmalıyız. Rusya veya Amerika'nın ipiyle Rakka kuyusuna inilmemesi konusunda çok dikkatli olmamız gerektiğini, şimdiye kadar yaşadığımız tecrübeler bize öğretmiş durumdadır.