BÜYÜK KENTLERDE SPORA İHTİYAÇ ÇOK FAZLA
Dostlarımızla bazı maçları, futbol karşılaşmalarını izliyoruz. Maçları anladığımız kadarı ile yorumluyoruz. Doğaldır ki, teknik değerlendirme yapmıyoruz, daha doğrusu bu hakkı kendimizde görmüyoruz. Maçların daha çok psikososyal yönünü ele alıyoruz, olabilecekleri tahmine çalışıyoruz.
Maçlardan sonra antrenörler demeç veriyorlar. Duruma göre "doğrandık, biçildik, puanımız çalındı" diye konuşuyorlar. Daha çok hakemleri ve rakip takımın oyuncularını suçluyorlar. Daha sonra yöneticiler mikrofon karşısına geçiyorlar ve aklına geleni aktarıyorlar. Ara sıra tehlikeli ve tehdit oluşturacak tarzda konuşanlar da var. Dolayısı ile barış, kardeşlik, dostluk havada kalıyor.
Tabii ki, bu değerlendirmeler bizim futbol ile ilgili olumsuz kanaatlerimizi pekiştiriyor. Bir kere futbol bize göre spor dalı değildir. Futbol yığınları uyutmak için bir bahane, bir araçtır. Problemler, çok önemli dertler halının altına süpürülüyor, kamuoyu oyalanıyor. Dertlere çare aranmıyor, unutuluyor. Futbol ile bir nebze de cemiyet "uyutuluyor gibi" oluyor.
Futbolu bir gösteri san'atı gibi alıyoruz ama SPOR'u baş tacı ediyoruz. Sporun ruh sağlığı üzerine etkisi birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Sporun çeşitli fizyolojik düzeneklerle duygudurumda iyileşme sağladığı ileri sürülmüştür. Spor özgüvende artış, olumsuz düşüncelerden uzaklaşma, uykuda düzelme, strese uyum sağlama gibi müspet etkileri bilinmektedir. Sportif etkinlik özellikle duygusal streste azalmaya yol açtığı tespit edilmiştir.
Büyük kentlerde yaşayanların en önemli problemi anksiyete (kaygı) bozukluğu, panik atak, depresyon ve uyku bozukluğudur. Spor aktivitesi ile hasta algıları ile yeterli yüzleşme sağlayabilir ve söz konusu bozuklukların belirtilerinde azalma başlatılabilir. Spor ile öznel iyilik arasında olumlu ilişki vardır. Spor sayesinde bireyler kişisel hedeflere daha çok odaklanır.
Yaşlılarda spor zihinsel işlevler üzerine anlamlı ve güçlü etki yaparlar. İleri yaşlarda yapılan sporun bireylerin uyarılmışlığını artırdığı ve ruhsal olarak güçlü tuttuğu düşünülmektedir. Sporun uyku üzerine olumlu etkilerinden söz edilebilir. Sporun ruhsal durumu kötü etkilediğine dair bir veri mevcut değildir.
Depresyonun tedavisinde ve depresyondan korunmada sporun rolünün olduğuna ilişkin kanıtlar umut vericidir. Düzenli olarak yapılan spor, fiziksel benlik algısında ve benlik saygısında iyileşme sağlayacak bir araç olabilir. Spor düzenli yapılırsa problem çözme becerisi algısı ile spor arasındaki ilişkinin belirgin bir özelliğe sahip olduğu görülür.
Büyük şehirlerdeki fiziksel inaktivite bazı ruhsal bozuklukların gelişimi ile ilişkili olabilir. Özellikle takım sporları depresif bulgularda azalmaya yol açar. Düzenli yapılan sporlar ruhsal iyileşmeye daha çok katkıya yol açar. Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde spor, belirtileri azaltabilir. Anksiyete tedavisinde sporu hararetle tavsiye ediyoruz.
Takım sporu yapanlar problem çözme becerilerine, bireysel sporculardan ve spor yapmayanlardan daha çok yatkındır. Bu, takım sporcularının eğitici yanı ile ilişkili olabilir. Takım sporları, organizasyon yeteneği, olumlu etkileşim kapasitesini ve çok yönlü düşünme tarzını geliştirmede yardımcı olabilir.
Grup psikolojisi ile hareket etme, kişinin kabul edilebilir davranış kalıplarını öğrenmesine ve çok yönlü düşünme tarzını geliştirmede yararlı olabilir. Şehirde yaşayanlara tavsiyemiz bireysel veya takım halinde spor yapmalarıdır.
Sonuç: "Sportif etkinlik şehir hayatını yeşilliğe çevirir, huzura erdirir"