Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Nisan 2024

Büyük İsrail Projesi ve İslam ülkeleri

Altı aydır dünyanın gözü önünde işlenen korkunç bir soykırıma tanıklık ediyoruz. Altı aydır durmadan çocuk öldürüyorlar. Altı aydır tüm protestolara rağmen bir adım geri atmadılar.

Çocuğunun kopmuş kafasını alıp acil servise giden Filistinli babaları gördük. Bundan daha büyük bundan daha korkunç bir felaket yaşandı mı yeryüzünde?

Amerika ve İsrail gibi şeytanın hizmetkârı iki terörist ülkenin kıyımları durmak bilmiyor. Orada korkunç bir savaş yaşanıyor. Bizim uzmanlarımıza soracak olursanız bir üçüncü dünya savaşına ramak kaldı.

Yahu bundan ala dünya savaşı mı olur? Dünyanın tüm ülkelerini teslim almış bir küresel oligarşinin karşısında daha hangi savaşı bekliyorsunuz?

Geçenlerde İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail'e karşı misillemenin meşru müdafaa haline geldiğini savunarak "Gerekli karşılığı vereceğiz. Onları cezalandıracağız" açıklamasında bulundu.

İranlı generaller de, İsrail'in "eylemlerinden pişman olacağını” söylüyorlardı. Evet, bir misilleme oldu. Peki, İsrail yaptıklarından pişman oldu mu? Hayır. Ancak İran en azından bir başlangıç yaptı.

Asıl sorun, Müslüman devletlerin yaşadığı yozlaşma ve çürümedir.

Filistin’de insanlık tarihinin en büyük vahşeti yaşanırken Endonezya, İsrail ile ilişkileri normalleştirme yolunda adımlar atacakmış mesela!

Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusunu barından bir ülke OECD’ye katılmak için dünyanın tek Yahudi Devleti ile ilişkilerini normalleştirmeye çalışıyor.

Bize bundan ala ceza mı var?

Bayram tatili için Milas’taydım. Bir köylü vatandaşı ile yaptığım kısa süreli bir sohbet beni derinden yaraladı. Vaktiyle AK Parti kazandı diye köyde davul çaldıran bu adam bugün din değiştirmekten bahsediyor.

Bu insanları dinden, imandan, bilinçten, vicdandan ve heyecandan uzaklaştıran şey nedir? Bir dünya savaşı arıyorsa uzmanlarımız önce buraya baksınlar.

Toplumların yozlaştırılması, pandemi anlaşmasıyla ve iklim kanunlarıyla egemenliklerinin, iradelerinin ihlal edilecek olması, en korkuncu da gittikçe fıtratlarından uzaklaştırılması ve yeni nesillerin dünyadan ve insanlıktan kopuk yetiştirilmesi…

Evet, tüm bunlar bir dünya savaşının yol açacağı tahribatı açmıyor mu? Hatta daha kötüsü değil mi?

Şimdi Büyük İsrail Projesi’nin adım adım gerçekleşmeye başladığı bir süreçte sorgulama ve muhakeme yetilerini yitirmiş, duyarsız, hissiz, ruhsuz, kafayı güncel siyasi gelişmelere takmış, ucuz işler peşinde koşturan, yalakalığı meslek edinmiş yarım akıllı insanların buna direnç gösterebilmeleri mümkün müdür?

Bakınız, İsrail’in ve Amerika’nın Kürdistan’a yani bir PKK Devleti’ne ihtiyacı var. Son üç yüzyıldır bu uğurda çalışma yürütüyorlar. Ve bu, adım adım gerçekleşiyor. Önce insanların akıllarını başından aldılar, hissizleştirdiler ve onlara oyalanacak küçük, ucuz işler icat ettiler.

Bugün önlerinde bir engel kalmadı.

Kürdistan projesinin fikir babalarından Ariel Şaron, “Türkiye, bu proje çerçevesinde ilgi alanımız içerisindedir” demesinin üzerinden yıllar geçti. PKK terör örgütünü de bu amaçla kurdular.

O yüzdendir ki PKK, İsrail’in “vaat edilmiş topraklar” dediği ve bunu da Amerika’nın “Yeni Dünya Düzeni” adına yürüttüğü projenin gerçekleşmesi için palazlandırılan bir terör örgütüdür.

Küresel servetin yüzde 50’sini tekelinde tutan, teknoloji ve silah pazarına hükmeden bir çetenin iki büyük dünya savaşı çıkartarak cetvelle sınır çizdiği, bölünmedik ülke, parçalanmadık toplum bırakmadıkları bir dünyada Kürtlerin kendi iradeleriyle bağımsız bir devlet kurabileceklerini iddia etmesi ne derece inandırıcıdır?

Oysa Kürdistan projesinin nihai hedefi Türkiye’dir. Kuzeyde bir Kürt devleti ortada bir Sünni ve güneyde de bir Şii devleti olacak şekilde Suriye’deki planlarını hayata geçirmeye çalışıyorlar.

Bir sonraki hedef topraklarımız olacaktır. Bugün Gazze’de bir adım geri atmamalarının nedeni budur.